İtalya'nın önemli liman şehirlerinden Trieste ile özdeşleşmiş, bu sene 27. kez düzenlenen film festivali 22-29 Ocak 2016 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Çalkantılı geçmişiyle tanınan kentin gündemi LGBT evlilikleri, Roma'daki çıplak heykellerin "örtünmesine" yol açıp Trieste limanıyla ilgili ümitlerin yeşermesine sebep olan İran liderinin İtalya ziyareti ve şehrin merkezinde kahvesini yudumlarken sağcı Lega partisi liderini protesto edenlere polisin şiddet uygulaması gibi konularla tekrar hareketlendi.
Yıllardır film festivalinin başında olan Annamaria Percavassi'nin etkinliğe birkaç gün kala vefat etmesi sinemaseverleri üzerken, interseks kimliği ile tanınan Trieste doğumlu heykeltıraş Fiore de Henriquez hakkındaki üç belgeselin, cinsiyet değişim ameliyatları konusunda iddialı olan Trieste'nin film festivalinde yer alması manidardı.
Hermafrodit kimliğinden gurur duymak
1921 doğumlu Fiore'nin babası, Avusturya-Macaristan imparatorluğuna hizmet etmiş asilzade bir aileden geliyordu. Annesi ise Türk ve Rus asıllıydı. Babası ve abisiyle gayet sevecen ilişkiler içindeyken androjen Fiore'nin annesiyle arası hiç iyi değildi: Israrla kızını nefret ettiği süslü püslü kıyafetler giymeye zorlarken, zarafet timsali Margot Fonteyn'in annesine "Senin kızın bu kadar güzelken ben niye bu ucubeye sahibim?" dermiş.
Mussolini'nin güçlenmesiyle rejimin gençlik hareketine katılan Fiore, soyadının İtalyanlaştırılmasına direnen sevgili babası anti-faşist ilan edilip sürgüne yollanınca faşizmden soğumuş.
Ergenlik çağında belirginleşen interseks kimliği muhafazakâr çevrelerde lanetlenmesine yol açarken Fiore "Hermafrodit doğamdan, tek bir bedende iki kişi olmaktan gurur duyuyorum" cümlesini her fırsatta ifade etmeye başlamış.
Dünya çapında sürdüreceği sanat kariyeri boyunca İgor Stravinskij, Margot Fonteyn, Laurence Olivier, Vivien Leigh, Peter Ustinov, İngiletere'nin Ana Kraliçesi, Eugenio Montale, Carlo Levi gibi ünlü simaların heykellerini yapacaktı.
Fiore sanatını icra ederken erkeklik ve kadınlık özellliklerini birbirini destekler biçimde kullanmaktan mutlu olduğunu ifade ediyordu.
Ayrıksı tavır ve kıyafetleriyle dikkat çeken Fiore'yi Christopher İsherwood günlüklerinde "Hayatı sevdiğini ilan etmekte olan, Cavalleria Rusticana'daki bir çiftçi gibi giyinmiş" sözleriyle tarif edecekti. Cinsel tercihi genelde kadınlardan yana olan Fiore, 60'ların ortasında erkeklik organlarını aldırdığı dönemde, mitolojiden esinlenmiş yarı hayvan, yarı insan figürleriyle girdiği çalkantılı ruh halini dışa vuruyordu. Toscana bölgesinde aşık olduğu terk edilmiş Peralta köyünü satın aldıktan sonra sanatçılar için bir koloni haline getirmesi şaheseri olarak yaşamaya devam ediyor.
Fiore hakkında, küratörlüğünü Massimo Premuda ile Dinah Voisin'in yaptığı In love with clay (Innamorata della creta/ Kile aşık) adlı sergi 16 Ekim 2015 - 29 Ocak 2016 tarihleri arasında Trieste Double Room galerisinde sanatseverlerin büyük ilgisiyle karşılanmıştı. Sergi kapsamında biri John Tully, ikincisi Charles Mapleston, diğeri ise Richard Whymark yönetmenliğinde, ünlü heykeltıraş hakkındaki üç belgesel de yer almıştı.
Trieste'ye çöken taşralılık ruhuna inat Cinema Teatro dei Fabbri sineması, İtalya'daki dublaj hegemonyasına karşı bazı filmleri orijinal dilinde, İtalyanca altyazıyla gösterme cesaretini göstermişti. İşletmeci İsidoro Brizzi'nin film festivali kapsamında mevzubahis belgesellerin tekrar gösteriminde de ev sahipliği yapması tesadüf olmasa gerek!
Uyuyan Güzel uyanıyor mu?
Yıllardır Türkiye'den gelip Trieste limanına yanaşan UN Ro-Ro ve Ulusoy gemileri, şanlı geçmişine göre fazlasıyla durgunlaşan kenti adeta hayata bağlamıştı. İran cumhurbaşkanı Ruhani'nin tantanalı Roma ziyareti sırasında açıklanan geleceğe dönük işbirliği projeleri Trieste limanını da kapsadığından kentin yerel gazetesi İl Piccolo bayram havası estirdi.
Şu andaki iş kapasitesine göre bile hizmet vermekte zorlanan limanın artacak talebi karşılayıp karşılamayacağı tartışılırken kentin gemi inşaat devi Fincantieri'nin de ambargosu kaldırılmış İran'la yoğun ticarete gireceği belirtiliyor.
Bu sonucun elde edilmesinde aktif rol alan Friuli Venezia Giulia bölgesi başkanı Debora Serracchiani'nin görüşmeler sırasında başını örtmesi çeşitli çevrelerce eleştirilmişti. İnsan hakları konusundaki hassasiyetlerini unutmaması gerektiği, uluslararası işbirliğinin mevzubahis haklarla tezat oluşturmadığı, aksine beraberce kuvvetlendirilebileceği kendisine senatör Sonego tarafından hatırlatıldı.
Trieste'yi üzen bir gelişme ise Assicurazioni Generali'nin CEO'su Mario Greco'nun yakında görevini devretme kararıydı. Genel merkezini, ekonomik olarak küçülmekte olmasına rağmen Trieste'de tutmaya kararlı görünen 185 yıllık şirket dünyanın en önemli üçüncü sigorta işletmesi olarak ülkenin gurur kaynağı olmayı sürdürüyor. Türkiye'de de uzun bir mazisi olan şirketin borsadaki hisseleri, Greco'nun kararını ilan etmesinden sonradan ani bir düşüş gösterdi.
Bu arada muhafazakâr ülkenin genelinde pek coşkuyla karşılanmayan, hatta lanetlenen LGBT evlilikleri konusu Trieste'de 22 Ocak'ta yapılan yürüyüşle gündeme taşındı. Kentin merkezinde yapılan LGBT haklarına yönelik destek yürüyüşünde, dinine çok bağlı görünüp kiliseye pek uğramayan tutucuların memleketi İtalya'nın AB kapsamında ne kadar geride kaldığı hatırlatıldı.
Geçtiğimiz aylarda kentin merkezinde gerçekleşen Kobane'ye destek yürüyüşü de epey ses getirmişti. Türkiye'nin IŞİD’le açıkça işbirliği halinde olduğu, Suruç saldırısı sonrası Kürtlere karşı yürütülen düşmanlık politikasının kabul edilemez olduğu, devletin seçimle göreve gelmiş insanları tutuklamaktan imtina etmediği ifade edilen argümanlardan bazılarıydı. Yürüyüş sırasında Kürt direnişine ve Rojava'ya destek çağrısında bulunulurken AB ülkelerinin çıkarları doğrultusunda durumu görmezlikten geldiğine de dikkat çekilmişti.
Triestelileri kızdıran bir diğer vaka, ayrımcılık, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı konusunda liderliği kimseye kaptırmayan Lega Nord partisi başkanı Matteo Salvini'nin ziyareti oldu. Son zamanlarda göçmenlere karşı söylemlerinde de önyargılarını provokasyon şeklinde dile getirmekten geri durmayan Salvini AB ülkeleri arasındaki sınırlarının kapatılması gerektiğini, teröristleri ithal ederek misafirperverlik yapılamayacağını belirtti. Trieste'nin merkezindeki barlardan Ferrari'ye kahve içmeye giden lider, protestoculara cevap verip onları kızıştırmaktan çekinmedi; ne de olsa faşist İtalya'nın etkisinden pek kurtulamamış Trieste'de güvenlik kuvvetleri müdahalesi gecikmeyecekti. İnsanlar polis tarafından yumruklandı, tekmelendi, coplandı, biber gazı bile atıldı, halk panik halinde kaçıştı. Trieste'nin sabıkalı geçmişiyle hesaplaşması daha çok vakit alacak sanki… (MT/EKN)
* Festival ve sonuçları hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşmak için tıklayın.