Muhalif Yugoslav sinemasının gayet güçlü olduğu dönemin en mühim yönetmenlerinden Dušan Makavejev 25 Ocak 2019'da vefat etti.
Doğu Avrupa sinemasına her zaman geniş yer ayıran Trieste film Festivali, Kara Dalga hareketinin gözde yönetmenini anmak üzere bu sene iki film seçmişti. Biri hem yönettiği, hem de senaryosunu yazdığı, dünya çapında sansasyon yaratmış "W.R.Organizma'nın Esrarları" (W.R. – Misterije organizma, W.R. – Мистерије организма), diğeri ise mevzubahis filmin Yugoslavya'daki ender gösterimlerinin birinden sonra yapılmış tartışmanın kayıtlarından yola çıkılarak çekilmiş "Makavejev Davası Veya Bir Sinema Salonunda Yargılama" (Slucaj Makavejev ili Proces u bioskopskoj sali). Yönetmenliğini Goran Radovanović'in üstlendiği 2019 yapımı belgesel, sonradan ülkede yasaklanacak ve ancak rejim düştükten sonra serbestçe gösterilecek filmin halka açık bir forumda nasıl topa tutulduğunu ispatlarken aynı zamanda yönetmeni Makavejev'e eserini savunma imkânı sağladığını da belgeliyor. Tito ile Stalin arasındaki anlaşmazlığın zirve yaptığı o dönemde iki lideri kıyaslayanlar da olunca, militan Makavejev komünizme dair muhalif duruşunun teferruatlarını hazır bulunanlarla paylaşıyor.
Eleştiriye açık olunmalı
Sırp kökenli Yugoslav sinemacı Makavejev'in 1971 yapımı "W.R.Organizma'nın Esrarları" Cannes Film Festivalinde büyük ilgiyle karşılanmıştı. Tüm dünyanın dikkatini çeken vaziyetten rahatsız olan Yugoslav yetkililer akabinde filmin memlekette gösterilmesini yasakladıkları gibi, yönetmenin (gayet başarılı) kariyerini yurt dışında sürdürmesine sebep olacaklardı.
Fazlasıyla cesur filmde yönetmen, komünist siyaset ile cinsellik arasındaki ilişkiyi irdelerken cinselliği yok sayarak bir yere varılamayacağı tezini savunuyordu. Avusturya kökenli ABD'li psikanalist Wilhelm Reich'ın tartışmalı yaşantısı ve çalışmalarına da yer veren filmin dili kesinlikle sıra dışı olup kurmaca ile belgesel unsurlarını harmanlayan tavrı benimsiyordu. İnsanlığın cinsel hikâyesini devrimci bir tavırla aktarırken çeşitli karakterler ve farklı dönemlere ait görüntüler birleştirilerek bir montaj harikası yaratılmıştı. Hiciv sanatının ön planda olduğu filmde Stalinist propagandanın öne çıkan yapımlarından "Klyatva"dan (Ant) sekanslar mühim yer tutuyordu.
Filmde şair ve performans sanatçısı Tuli Kupferberg asker kılığına girip savaşın parodisini yapıyor, silahlara duyulan ilgiyi cinsel kökenlere bağlıyor, işi tüfeğinin ucuyla mastürbasyon hareketi yapmaya kadar vardırıyor. Çeşitli orgazm görüntüleriyle birleşen sekans, psikanaliz kuramcısı Reich'ın cinsel örselenme ile şiddetin birbirine ne kadar bağlı olduğuna dair fikirlerini ortaya döküyor.
Sanatçı Betty Dodson ise kadınların cinselliğe bakış açısını ön plana çıkarırken Dodson'un farkındalığı artıran grup çalışmalarına katkılarını izliyoruz.
Cinselliğin serbestçe yaşanması gerektiğine dair seyirciyi ikna etmeye girişmiş filmin karakterleri arasında Warhol'un çevresinden oyuncu Jackie Curtis, Reich'ın kızı Eva, terapist Alexander Lowen, ayrıca yeraltı dergisi Screw da unutulmamalı.
85 dakikalık eserin gösterimi Yugoslavya'da 16 sene boyunca yasaklanmış, yönetmeni aleyhinde, devletle, kurumları ve temsilcileriyle alay etmekten dolayı dava açılmıştı.
Cinselliğe hürriyet!
31.Trieste Film Festivalinde gösterilen provokatif film hakkındaki belgesel, gittikçe muhafazakârlığa itilen dünyamızda cinselliğin önemine bir kez daha parmak basıyor gibiydi.
"Makavejev Davası Veya Bir Sinema Salonunda Yargılama" adlı 74 dakikalık belgeselin omurgasını, Makavejev'in olay filminin Yugoslavya'da, Cannes sonrası yapılan ilk gösteriminde alınmış ses kayıtları oluşturuyor. Rejimin herhangi bir görüntü ve ses kaydına tahammülü olmadığından, ses kayıtlarının nasıl gizlice gerçekleştiğine de vâkıf oluyoruz. Filmin gösteriminden sonra yapılan forumda birçok katılımcı cinsellikle alakalı tutucu taraflarını ortaya çıkardıkları gibi devletin, hükümetin, sistem ve rejimin eleştirisine ne kadar kapalı olduklarını da kanıtlıyorlar.
Sağlıklı bir yaşam için cinselliğin doludizgin yaşanması gerektiğine dair tezi layıkıyla aktarmış filme tepkilerin epeyce agresif olduğu tartışılmaz; yine de tartışma gayet medeni seviyelerde devam edebiliyor.
Aradan neredeyse 50 sene geçmiş olmasına rağmen, gezegende halkları manipüle etmek için geri kafalılık enjekte edilmeye devam edildiğinden bilhassa Makavejev'in ve ayrıca Radovanović'in filmleri kesinlikle değerli; Türkiye dahil tüm dünyada gösterilmeli.
Mastürbasyon deyince...
Trieste Film Festivalinde bu sene yer almış filmler arasında tamamıyla mastürbasyona eğilen bir eser de vardı. Yönetmenliğini Carlo Michele Schirinzi'nin üstlendiği "Padrone Dove Sei" (Sahip Neredesin/Master Where Are You) adlı 2019 İtalya yapımı belgesel, mevzuyu bilimselden çok sanatsal bir yaklaşımla irdeliyordu.
Torino Film Festivalinde prömiyerini gerçekleştirmiş olan kendine has filmde bazen mastürbasyona yol açacak atmosferlere ağırlık veriliyor, bazen de erotik pratiklere evrilen dinamiklerle seyirci baş başa bırakılıyor.
Göğüs uçları fazlasıyla belirgin, mermerden klasik bir kadın heykeli, terkedilmiş bir binanın içinde uzun uzun dolaşan kamera veya gençliğinin ve vokal kapasitesinin zirvesinde, Roxy Music'in vokalisti Bryan Ferry'den dinlediğimiz şehveti çağrıştıran bir şarkı...
İnsanın kendi kendine ulaştığı benzersiz cinsel tatminin evreninde estetik bir gezintiye çıkıp hayallere dalmaktan başka çare yok gibi görünüyor... (MT/AÖ)