Bu sefer size, okumak için mücadele eden bir kadından ve hayatta kalmak için SMA hastalığına direnen bir bebekten söz etmek istiyorum. Baştan söylüyorum her ikisinin de desteğe ihtiyacı var.
Lütfen seslerini duyun…
Meral Sungur, Trabzon’da yaşıyor. Sivil toplum kurumunda gönüllü olarak çalışıyor. O kadar çok şey yapmak istiyor, o kadar çok hayal kuruyor ki buraya sığmaz. Hayallerini gerçekleştirmek için harekete de geçiyor fakat “eğitim” hep bir sorun olarak karşısına çıkıyor. Daha doğrusu eğitimsizlik.
Kısaca özetleyeyim. Meral, İzmir’de Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Ortaokulu’nda okurken okula uyum sağlayamadı ve "okumak istemiyorum" diyerek okula devam etmiyor.
Okul, tasdikname veriyor ve Meral ortaokul ikinci sınıfa geçmeden hayata atılmak zorunda kalıyor. Çocuk emekçi olarak aile bütçesine katkıda bulunuyor. Derken yıllar geçiyor. Memleketi Trabzon’a yerleşiyor.
Meral, Trabzon’daki sivil toplum örgütlerinde özellikle çocuklar için olan sivil toplum platformlarında aktif olarak görev almaya başlıyor fakat hep bir yerde durmak zorunda kalıyor. Eğitimsiz olduğu, ortaokulu dahi bitirmediği gerçeği karşısına çıkıyor sürekli.
Meral de “O zaman okula döneyim, şu okulları bitireyim” diyor. Meral bu kararı veriyor fakat hemen her cesaretli kadının yolunu kesen erkek aklı, onun da karşısına çıkıyor.
Açık ortaokula kayıt yaptırmak için Trabzon Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’ne gittiğinde müdür yardımcısı Hüseyin A. kendisine “ortaokula kayıt yaptıramayacağını ilkokuldan başlaması gerektiğini çünkü gösterdiği tasdiknamenin sahte olduğunu” söylüyor.
Bu yanıta hem şaşıran hem sinirlenen Meral, bu belge ile birçok resmi kurumda işlem yaptırdığını belirtmesine rağmen çok akıllı, dedektif Hüseyin Bey’i ikna edemiyor. Hatta Hüseyin A., Meral’i “Okuma yazma biliyorsan…” gibi cümleler de aşağılıyor.
Meral de ilk okula kayıt yaptırmak zorunda kalıyor. Sınavları geçiyor belgeyi alıyor. Bu sırada Meral İzmir’den belgenin gerçek olduğunu belirten yazılı bir onay geliyor. Hüseyin A. “sahte” olduğunu iddia ettiği belgenin.
Meral tüm bu süreç boyunca, ortaokul için hem zaman kaybetmiş hem de bir erkeğin aşağılayıcı ve engelleyici tavırları yüzünden cesaretle adım attığı eğitim hayatının daha başında kendisini kötü hissediyor.
"Mutlaka liseyi bitirene kadar okumak istediğini" söyleyen Meral’in en büyük hayali bir hukuk fakültesine gitmek, avukat olmak. “Ancak o zaman kadınları ve kadın haklarını savunabilirim” diyor.
Meral tek değil.
Eğitim-Sen’in hazırladığı birçok raporda, okula erişme oranlarında özellikle kız çocuklarının sayısının her geçen gün arttığı ifade ediliyor.
Kadın ve erkeklerin eğitim hakkından eşit bir biçimde yararlanmasını sağlamak devletin anayasal yükümlülüklerinden.
Bu yükümlülük gereği, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını gerekiyor. Meral, Hüseyin A. hakkında işlem yapılması için CİMER ve ilgili bakanlıklara da başvuru yaptı.
Yani, Meral, kendisine sağlanamayan bu eşitlik ve eğitim hakkı için bugün mücadele ediyor. Şimdiki çocuklar benzer sorunları yaşamasın diye de çocuklar için çalışma yapan sivil toplum örgütlerinde yer alıyor. Meral, başka çocuklara destek oluyor.
Biz de ona destek olalım…
Çocuk demişken…
Bu ülkenin en önemli acil sorunlarından biri de SMA’lı çocuklar. Biliyorsunuz bu hastalığın ilacı var. Var da o kadar pahalı ki herkesin ulaşması imkânsız. Onlarca aile bu konuda destek kampanyası başlattı. Antep’te yaşayan Abdullah Tekin de o çocuklardan. Ailesinin tedavisi için maddi desteğe ihtiyacı var. Antep Valiliği’nden izinli bu kampanyayı da paylaşmak istedim.
Naçizane hatırlatmak isterim.
“Dayanışma ezilenlerin inceliğidir….”
TIKLAYIN - Kız çocuklarının okullaşması ve toplumsal cinsiyet eşitliği
(EMK)