Gerek devlet, gerekse devletimsi kurumlaşmanın olduğu yerlerde, yıl dönümlerinde törenler, anmalar, kutlamalar yapılır.
Nutuklar atılır, epik şiirler okunur.
Piyesler oynanır.
Halaylar çekilir, danslar edilir.
Marşlar, şarkılar okunur.
Bando ve mızıka eşliğinde askeri geçit törenleri yapılır.
Tanklar, toplar teşhir edilir, roket ve füze yüklü araçlar aheste aheste caddelerde yürütülür.
Bilmem kaç pare tüfek ya da top atışı atılır.
Tarih yâd edilir; dönemin liderlerinin yücelikleri ve emsalsizlikleri haykırılır, kahramanlıklar arşa yükseltilir, çekilmiş acılar kalplere hissettirilir.
Çoğu zaman yüklü masrafların da yapıldığı bu törenler, anmalar ve kutlamalarda belki bir parça geçmişe vefa da vardır. Ama bunca gürültü ve patırtının asıl sebebi vefa değil, bekadır.
Çünkü sistemler bu etkinlikler aracılığıyla kendilerini yeniden örgütler ve kan tazeler.
Egemenliklerini hissettirmek, toplumu kontrol etmek, içe ve dışa karşı birlik ve bütünlüğü göstermek için törenler, anmalar ve kutlamalar önemli araçlardır.
Tören yapılacak, anılacak ya da kutlanacak tarihsel veya güncel simgeler olmasa bile bunlar bir biçimiyle yaratılır.
Bu sebepten, tarihin resmi olmayan kulvarlarında yürüyüşler yaptığımızda, yaşanmış olaylarla karşılaşabileceğimiz gibi yaşanmamışlarıyla da karşılaşırız. (AB/APK/SD)