Zor yılların eşiğindeyiz. İklim krizinde eşiği geçtik geçiyoruz. Atmosferdeki karbondioksit düzeyi son 650 bin yılın en yüksek düzeyinde ve iklimi derinden etkiliyor. Son 140 yılda gezegenin yüzey sıcaklıkları ortalama 0.9 oC arttı, bu artışın önemli bir kısmı son 35 yıl içinde gelişti ve şimdi önümüzdeki 20-30 yıl içerisinde artışı toplamda 1.5 oC’de sınırlamaya çalışıyoruz.
Veriler Grönland'da 1993-2016 yılları arasında yılda ortalama 286 milyar ton, Antarktika’da yılda yaklaşık 127 milyar ton buz kaybedildiğini gösteriyor. Antarktika’da buz kütlesi kaybı oranı son on yılda üç kat artmış durumda.
Küresel deniz seviyesi geçen yüzyılda yaklaşık 20 cm yükseldi. Son yirmi yıldaki yükseliş hızı geçen yüzyılın neredeyse iki katı ve her yıl biraz hızlanıyor. 1993 yılından bugüne deniz seviyesi 10 cm yükseldi.
Listeyi uzatmak mümkün.
İklimin değişimi hem doğrudan hem de dolaylı yollardan sağlığı da yakından ilgilendiriyor.
Sıcak hava dalgaları, ani hava olaylarının sıklığında artış, vektörle bulaşan hastalıkların hem sıklığında hem de çeşitliliğinde artış, ishalli hastalık yükünde artış, su ve gıda güvencesi sorunları bu açıdan sayılabilecek ana başlıklar. Henüz yasal metinlerde kendine tam olarak yer bulamamış “iklim göçü ve iklim göçmenliği”, tarım, gıda ve beslenme politikalarına etkiler, enerji üretim biçimleri ve etkileri, ekosistemlerin tahribatı ve bu tahribatın etkileri, kentler ve kentleşme gibi birçok başlığı da sağlık etkileri bağlamında değerlendirmek gerekiyor.
Toplum ve Hekim Dergisi son sayısını “İklim Krizi ve Sağlık” konusuna ayırdı. İki bölüm halinde hazırlanan dosyanın ilk bölümü yayımlandı. Bu ilk bölümde iklim değişikliğinin fiziksel bilim temeli, konunun ekonomi politiği, sağlık etkileri, iklim göçü, iklim krizi ve gıda ele alınıyor.
Dergide sağlıkla ilgili önemli bilgiler paylaşılıyor. Bu bilgilerden bazıları:
- İklim değişikliğinin özellikle şehirlerde halk sağlığı altyapısını ciddi şekilde tehlikeye atması bekleniyor.
- 2017’de, dünya genelinde 157 milyon sıcak hava dalgası etkilenimi yaşandı.
- 2010-2016 yılları arasında özellikle yoksul ülkelerde hava kirliliği şehirlerin neredeyse yüzde 70’inde artmış durumda.
- Pirinç ve mısır gibi tahıl ürünleri üretiminde yüzyılın sorunda yüzde 20 ila 40 oranında azalma bekleniyor.
- Küresel iklim değişikliği gıdaların besin içeriğini de etkiliyor. Bazı araştırmalar 2050 yılına kadar buğdaydaki çinko, demir ve protein oranının yüzde10 oranına kadar azalacağını gösteriyor.
- Yapılan tahminler 2050’ye kadar 200 milyondan fazla insanın iklim değişikliği nedeniyle göç etmek zorunda kalacağını belirtiyor.
- İklim değişikliğinin etkisiyle ortaya çıkan aşırı hava olaylarının etkisiyle yılda yaklaşık 25 milyondan fazla insan yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalıyor.
- 2018 yılı dünyada en sıcak dördüncü yıl, Türkiye’de en sıcak ikinci yıl olarak kayıtlara geçmiş durumda.
İklim krizi halk sağlığını tehdit ediyor. Bu konuda da toplumu korumak için hekimlere düşen çok iş var. (CIY/TP)