Toplum ve Hekim dergisi, “doğa için verilen mücadelelerin bir dünya ve Türkiye haritasını çıkarmayı” amaçlayan son sayısıyla okurlarıyla buluştu. Dosya editörlüğü Gaye Yılmaz ve Onur Hamzaoğlu tarafından yapılan dosyada yer alan on bir yazı doğa için verilen mücadelelerin örneklerini yaşanmışlıklarıyla aktarıyor. Yazıları çoğunlukla mücadelenin bizzat içinde yer alan yazarlar kaleme almış.
Dosya genel olarak doğa için mücadele alanında öne çıkan üç başlık ortaya koyuyor: Termik santraller, nükleer enerji /santraller ve suyun metalaştırılmasına karşı yürütülen mücadeleler.
Bu üç başlıktaki mücadelelere HES karşıtı mücadeleler de, orman için, tohum için mücadeleler de temiz hava için, iyi yaşama ve kent hakkı için mücadeleler de ekleniyor. Doğa ve özel mülkiyet ilişkisi ve sınıf hareketleriyle çevre mücadeleleri arasındaki etkileşim de eksik bırakılmamış.
Dosyada yer alan yazılar
- Özel Mülkiyet: Doğanın ve İnsanlığın Yok Edilişi: Onur Hamzaoğlu yazısında; doğa için mücadeleyi özel mülkiyet, doğa ve insan üçgeninde ele alarak Türkiye ve benzer bağımlı kapitalist ülkelerde doğa için mücadelenin “hem antikapitalist hem de antiemperyalist bir mücadele” olduğuna değiniyor.
- Dünyada ve Türkiye’de Kömürlü Termik Santrallere Karşı Mücadelelerden Örnekler: Kayıhan Pala yazısında; sermayenin daha fazla kâr elde etmek arzusuyla, halk sağlığına olumsuz etkilerine aldırış etmeksizin kurmaya çalıştığı kömürlü termik santrallerin santral çevresinde yaşayanlarda rahatsızlanmaya, hastalanmaya ve erken ölümlere yol açan doğrudan sağlık etkilerinin olduğunu vurguluyor. Bunun yanında bu santrallerin küresel ısınma ve iklim değişikliklerine katkıları nedeniyle yaralanma, hastalanma ve ölümler gibi dolaylı sağlık etkilerinin oluşmasına da katkıda bulunduğunun altını çiziyor ve mücadele örneklerini sıralıyor.
- Nükleer Karşıtı Mücadelenin Kısa Tarihi: Yılmaz Kilim’in yazdığı yazıda nükleer karşıtı hareketin ortaya çıkışı ve yükselişi örnekleriyle ele alınıyor.
- Bir Müşterek Olarak Suyu Savunmak: Direnişe Kuşbakışı Bir Bakış: Ömür Kurt yazısında suyun metalaştırılması süreci rakamlarla yansıtılırken, su mücadeleleri de hukuk eksenli ve praksis eksenli olarak kategorize ediliyor.
- Derenin Derdi: HES Karşıtı Mücadelenin İmkân ve Sınırları Nasıl Yapmalı? Sinan Erensü yazısında HES karşıtı hareketi irdeleyerek bu hareketleri hidroelektrik yatırımlarının tetiklediği mülksüzleştirme süreçleri ve bu süreçlere maruz kalan nüfusun mekânsal ve sınıfsal farklılıklarına odaklanarak okumayı amaçlıyor.
- Geçim Araçlarına Ulaşma İyi Yaşama ve Kent Hakkı: Fevzi Özlüer yazısında “kentsel yönetici ve kentte yaşayanlar arasındaki gerilim alanında kenti bir toplumsal ilişki ağı olarak tarihsel bağlamına oturtarak, kentlilerin haklarını tanımayı ve bu haklar için verilen mücadeleleri aktarmayı” amaçlıyor.
- Dünyada ve Türkiye’de Orman İçin Mücadele: Salih Usta’nın yazısı “kendi için orman”, “gezegenimiz için orman”, “bütün insanlık için orman” mücadelesi ya da doğa korumacı yaklaşımların ağırlık kazanmasının insanlık tarihinde oldukça yeni olduğunun altını çizerken bilimsel dayanaktan, toplumsal duyarlılıktan yoksun tepkilerin ise kapalı devre hareketlilikler yarattığını, küçük patlamalarla sönümlendiğini belirtiyor.
- Dünyada ve Türkiye’de Rüzgâr Enerji Santrallerine Karşı Mücadele: Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden ekoloji hareketinin önemli isimlerinden Karaburun Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra da dosyada emeği olanlardan. Buğra yazısının özet bölümünde şu satırlara yer vermiş: “Tüm dünyada ve ülkemizde RES’lerin olumsuz etkilerini deneyimleyen bireylerin kaybettikleri sağlıkları, doğa ve yerel ekonomileri, kısacası yaşam hakkı için başlattıkları mücadele genişleyerek, bölgesel/uluslararası dayanışma ve mücadele ağlarına dönüşmüştür. RES’lere karşı verilen mücadelenin öncelikli konusu; küresel iklim değişikliğinin önlenmesi ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için en “parlak” çözüm olarak büyük kampanyalarla pompalanan RES’lerin yıkıcı ve geri dönüşsüz tahribatına karşı kamuoyunda farkındalık yaratılması, çevresel, sosyal ve ekonomik faktörleri bütünsel olarak değerlendirecek, yerel iradenin de gerçek anlamda temsil edileceği yasal düzenlemelerin yapılması için baskı oluşturulmasıdır. Bu süreçte, doğayı ve yaşam alanlarını korumak için hukuk mücadeleleri sürdürülmektedir.”
- Dünyada ve Türkiye’de Temiz Hava İçin Mücadele: Gamze Varol Saraçoğlu ve Çiğdem Çağlayan, dünyadan ve Türkiye’de hava kirliliğini, hava kirliliğine karşı yürütülen mücadelelerin tarihçesi ile birlikte ele alarak örneklere yer veriyorlar.
- Tohumlar Canlıdır Yaşarlar: Abdullah Aysu yazısında şirket tohumlarıyla yerel tohumların mücadelesine yer verirken yerel tohumların ve tohum takaslarının gıda egemenliğinin tekrardan üretici ve tüketiciye geçmesi için ilham sağladığını ve başka bir dünyanın mümkünlüğüne ışık tuttuğunu belirtiyor.
- Özdeşlikler Farklılıklar ve Özgünlükler: Sınıf Mücadeleleri vs. Çevre Mücadeleleri: Dosyanın son yazısında Gaye Yılmaz, ekoloji mücadelesi ile sınıf mücadelelerinin ilişkisini irdeliyor. Yazıda esas olarak “doğaya dönük saldırıları durdurabilecek yegâne öznenin, doğa yıkımından etkilenen yereldeki topluluklardan ziyade emek sömürüsünü topyekûn olarak ortadan kaldırmayı amaçlayan örgütlü işçi sınıfı olduğu” vurgulanıyor.
Stabil bir ekosistemin sağlığın ön koşulu olduğu düşünüldüğünde, doğanın metalaştırılmasına ve tahribine karşı verilen mücadeleyi sağlık hakkı mücadelesinin bir parçası saymak gerekiyor. Bu açıdan Toplum ve Hekim’in Doğa İçin Mücadele dosyası sağlık hakkı mücadelesine önemli katkıları olacak bir doküman. (CIY/HK)