"Aydınlık-karanlık, neşe-hüzün, taraflı-tarafsız, yaşam-ölüm, ben-sen, sahne-hayat...İnce bir çizgidir, sahneyle hayatı ayıran..." diyerek yeni sezona merhaba diyen Devlet Tiyatroları 60. yaşını 60 yeni ve yerli oyunla kutluyor.
15'i yeni, 20'si genç yazarlar tarafından kaleme alınan oyunlar arasında usta yazar Behiç Ak'ın "İki Çarpı İki" adlı oyunu da bulunuyor.
bianet hem Devlet Tiyatroları'nın yeni yaşını kutlamak hem de günümüz insanına ayna tutan oyununu konuşmak için Ak'a alo dedi.
Devlet Tiyatroları'nın sahnelerini ilk defa dünya prömiyeri yapılacak 60 oyuna ayırmasını çok cesur bir karar olarak niteleyen Ak'ın yazdığı "İki Çarpı İki"yi okuyan Serpil Temur çok beğendiği oyunu sahneye koymak istemiş. Heyecanlandığı ve sevindiği bu teklife evet diyen yazar "Devlet Tiyatroları çok önemli" diyor.
"Çünkü büyük kentlerde çok kıymeti bilinmese de özellikle Anadolu'da çok mühim bir yeri dolduruyor Devlet Tiyatroları. Hiçbir sosyal etkinliği olmayan şehirlerde bu sahne büyük bir boşluğu dolduruyor."
Özel tiyatroların da hakkını teslim eden Ak "Ama" diyor, "Yurtdışında özel tiyatroların harcamalarının yüzde 87'si devlet tarafından karşılanıyor. Özel tiyatrolar da bir anlamda devlet tiyatroları gibi işliyor" diye anlatıyor.
"Aslında olması gereken bu. tiyatronun bir kişiye bağımlı olarak hayatını sürdürebilmesi mümkün değil. Tiyatroyu şehrin bir parçası olarak düşünüyor, tiyatrosuz bir şehir düşünemiyorsak muhakkak ki çok güçlü bir devlet desteği olması lazım."
"Böyle olsun ki seyirciler de sahnelene oyunları izleyebilsinler" diyen Ak'ın Türkiye'ye dair görüşleri şöyle:
"Özel tiyatrolar Türkiye'de yeterince destek göremiyor. Aldıkları maddi destek ancak afişlerin ya da dekorlarının masraflarına yetiyor. Bu manzara tiyatronun Türkiye'de ihmal edilmesinin göstergesi adeta."
Türkiye'de yapılan kültür-sanat tartışmalarında halkın yeterince ilgi göstermediğinden dem vurulur. Ak buna itiraz ediyor:
"Tam tersi. Misal Devlet Tiyatroları kapalı gişe oynuyor, salonlar dolu. Avrupa'da da manzara bundan farksız. Tiyatronun farkında olunmamasına rağmen müthiş bir seyircisi var."
Sinema ile tiyatrosunun sıklıkla karşılaştırıldığına değinen Behiç Ak, "Tiyatro şehir kültürünün bir parçası. Bu nedenle de sinema gibi değil. Sinemaya tek başınıza gidip karanlık bir odada filmi izler, sonra da oradan sessizce çıkarsınız. Ama tiyatro bir paylaşım alanı. İzleyenlerle sahnedekiler arasında bir alış veriş yaşanıyor" dedi.
Bu durumu şöyle değerlendirdi:
"Sinemanın ileride, tiyatronun da geride olduğunu söyleyen bir anlayış var. Ancak sinema endüstriyel bir ürün. Tiyatro ise asla endüstrileşmeyecek bir sanat alanı. Bir filmi yüzler kopyasını alıp aynı anda yüzlerce sinemada gösterebilirsiniz. Tiyatro için böyle bir şey söz konusu değil. Tiyatroyu filme aldığınız anda tiyatro olmaktan çıkıyor. Bu yüzden ikisi arasında yapısal bir farklılık var ve kıyaslamak doğru değil."
Devlet Tiyatroları'nın 60. yılını kutladığı sezonda sahneye koyulan oyunlardan biri de Ak'ın yazdığı, Temur'un yönettiği "İki Çarp İki". Başrollerinde Seray Gözler ve Adnan Biricik'in yer aldığı oyun iki insanın dört kişinin yaşamlarından kesitler sunuyor.
Ak, "Günümüz ilişkilerini anlatan bir oyun" diye tarif ettiği "İki Çarp İki"yle ilgili şunları söylüyor:
"Biri hayatta çeşitli başarılar elde etmiş liberal biri, diğeri hayata daha basit bakan demokrat bir insan. Bu insanları kendi zayıflıkları, kendi çelişkileri ve çapraz ilişkileriyle birlikte vermeye çalıştık. Oyunun aslında birçok yan anlamı da var. Bir şeyleri sembolize etmeyen insanlar gündelik hayata göndermeler yapıyorlar."
"Bugün yaşayan insanlar oyunu izlediklerinde kendilerinden bir şeyler bulacaklar" diyor Ak. Oyunu görenlerden aldığı tepkilerin de bu yönde olduğunu belirtiyor.
"İzleyen insanlar da bu hisle çıkıyor oyundan. Kendi yaşadıkları düşündükleri açmazlarıyla yüzleşmiş oluyorlar. Yazdığım birçok metinde bu yüzleşmeyi sağlamak istiyorum. Çünkü kafamızdaki muammaların kırılmasını istiyorum."
"Oyun için ciddi bir çalışma yürüttük, ciddi bir emek verildi" diye devam eden Ak, "Oyunculukların çok güçlü olduğunu, kendisinin de güçlü oyunculuklara dayanan eserler yazmaya çalıştığını" anlatıyor.
Devlet Tiyatroları'nın 60. yılı için hazırladığı 60 oyunluk programın ilk turu 1 Ekim'de başladı. Aralık sonuna kadar izlenebilecek oyunlar şöyle:
Kerbela- Ali Berktay,
Cumhuriyetin İlk Sadası- Asiye D.
Çizmeli Barış, P. Çelebioğlu,
Derbi ya da Darbe- Ahmet Önel,
Rab Şeytana Dedi ki- Nihat Asyalı,
Gizler Çarşısı- Turgay Nar,
İşte Baş İşte Gövde İşte Kanatlar- Sevim Burak,
Kahramanlarım Öldü- Refik Erduran,
Krem Karamel- Zeynep Kaçar,
İki Çarpı İki- Behiç Ak,
Kuzguncuk Türküsü- Güngör Dilmen,
Kül Bellek- Beliz Güçbilmez,
Lozan- Memet Baydur,
Kod Adı Kongo- Mürsel Yaylalı,
Prömiyer- Civan Canova,
Yoksun- Cuma Boynukara,
Yazılıkaya- Sevgi Sanlı,
Yarım Kalan Masal- Nezihe Araz,
Kadeş Gelini- Hüseyin Erdoğan,
Uysal Yurttaş- Hasan Öztürk,
Yollarda- Haluk Işık,
Hünkar ile Mimar- Cem Günen,
Anam Bacım Avradım- İnanç Yılan,
Geç Kalanlar- Pervin Ünalp,
Fesleğen Çıkmazı- Meltem Yıldırım,
Vak-a - Kredi Kartı- Cüneyt Çalışkur,
Kendi Kendine Konuşmaktır Aşk- Cezmi Ersöz,
Rezervuar Kanişleri- Bülent Usta,
Puşide-i Siyah- Zerrin Tığlıoğlu,
Bu Dizi Başka Dizi- İhsan Sanıvar,
İstibdat Kumpanyası- Uğur Saatçi,
Televizyon Cumhuriyeti Ali Cüneyd Kılıçoğlu,
Düşmanla Sevişenler- Ender Çakmak,
Öğüt- Cem Uslu,
Gılgameş- Şirin Aktemur & Toprak Gökhan Aktemur,
Islıkçı- Çetin Altan,
Şerefine İnsanoğlu- Toygun Orbay,
Karşılaşmalar- Can Utku,
Kaynanam Nasıl Kudurdu?- Ayşegül Çelik,
Ölümü Yaşamak- Orhan Asena.
Devlet Tiyatroları'nda tam bilet 6i öğrenci 4. balkon biletlerinde rakamlar 5 ve 3 lira.(BÇ)
* Devlet Tiyatroları'nın tarihçesini okumak için tıklayınız.
* İstanbul Devlet Tiyatroları'nın aylık programını görmek için tıklayınız.