Meclis’te görüşülmeye başlayan “İç Güvenlik Yasası”nı önlemek üzere eylem yapan HDP’lilerden özellikle kadın vekiller harikaydılar!
Sebahat Tuncel’in kürsüden Gezi’de yıldızlaşanların isimlerini sayarak yoklama yapması...
Kürsü önüne kurdukları barikatla Tuncel’in yüzündeki kırmızı fularıyla, “bu daha başlangıç mücadeleye devam” diye slogan atıp, direrenek TBMM’de bir ilk yarattılar.
Direniş sosyal medyada anında yankısını buldu.
Atılan twitlerde, meclise bir kaç Sebahat Tuncel, Pervin Buldan, Ayla Akat, Mülkiye Birtane, Gülser Yıldırım daha lazım isteği; “işte bu” dedirtiyordu!
Bir kaç militan milletvekili kadının meclisin o çirken erkek yüzünü nasıl da değiştirdiğinin resmiydi karşımızdaki.
Meclis Tv’nin yayınladığı insanın içini bayan müzikler eşliğinde, bazı anket sonuçlarına bakıp, bir hesap yaptım...
Zira tarihte ilk kez Genel Seçimler’e giren bir partinin, HDP’nin milletvikili adaylarının yarısı kadın olacak!
Yani, AKP’nin “İç Güvenlik Yasası” Meclis’te görüşülürken sosyal medyada Meclis’e bir kaç Sebahat Tuncel, Pervin Buldan, Ayla Akat, Mülkiye Birtane, Gülser Yıldırım daha lazım diye twit atanların dilekleri yerine gelecek!..
7 Haziran Genel Seçimleri’nde HDP kadın-erkek eşitliğine olan inancı ve bu konudaki ilkesel yaklaşımlarının gereğini yerine getirecek.
Tüm aday belirlemelerini yüzde 50 kotasına göre yapacak.
Böylece seçimlere giren diğer partilerin vitrinlerinde ne kadar kadın adaya oy vereceklerinden farklı olarak HDP’nin kadın vekillerinin Meclis’e girmesiyle birlikte, Meclis’in tarihinde ilk defa kadın iradesi, hem de devrimci cins bilincine sahip kadınlarca bu kadar yüksek düzeyde temsil edilecek!
Kadınların Meclis’te daha aktif, etkin bir güç olmasının yolunu HDP’den Meclis’e girecek kadınlar açacaklar.
Ve bu durum kadınlar bakımından artık geriye dönülmez bir yolun da başlangıcı olacak.
Daha sonraki seçimlerde de kaçınılmaz olarak düzen partilerin de kadın aday göstermeleri konusundaki gerici, pragmatist, erkek tutumlarını kaçınılmaz olarak geriletecektir!
Bir kez tırtıl kozadan çıktığında geriye dönmez, dönemez!
Tek başına bu güçlü olasılık bile insanı heyecanlandırmaya yetiyor.
Ancak ortada bir sorun var!
Takip edebildiğim kadarıyla, kadınlar seçimlere ve seçim çalışmalarına yeterince ilgi göstermiyorlar.
Ortalıkta erkek aday adaylarının isimleri uçuşurken, kadınlardan yana pek ses çıkmaması hem anlaşılır değil, hem de pek hayra alamet bir tablo çizmiyor.
Daha sürecin başındayız, kadınlar 8 Mart kutlamalarına hazırlanıyor gibi yaklaşımların doğru olmadığı, kadınları pasivize ettiği ya da kabul edilemez geri bir duruşu gerekçelendirdiği açık.
Büyük bir iddiayla yola çıkan ve bir kadın partisi olarak tanımlanan HDP’nin kadınların iradesine, enerji ve emeğine ihtiyacı olduğunu kim yadsıyabilir?
Kadınların partilerine sahip çıkmaları ve kadın iradesini, gücünü dosta ve düşmana göstermeleri; politikanın merkezinde yer almak, siyasette etkin bireyler olmak için harekete geçmeleri gerekmez mi?
Seçimler ve 8 Mart gibi iki önemli gündemin geniş kadın kitlelerini harekete geçirmek bakımından yeterli gerekçeler olduğunu; kadınların söyleyecek sözlerinin, değiştirecek güçlerinin olduğu gerçeğini hayata geçirmenin zamanı şimdi değilse ne zaman?
Katıldığım seçim kampanyası toplantılarında, oluşturulan komisyonlarda kadınların azlığı hakikaten dikkat çekiyor.
Ve bu gerçeği ifade etmenin, 7 Haziran Genel Seçimleri’nin biz kadınlar bakımından daha özel bir anlam taşıdığının altını çizmenin gerekli olduğunu düşündüm...
Hepsi bu kadar! (FE/HK)
* Füsun Erdoğan, Hollanda, 27 Şubat 2015
** Fotoğraf: Volkan Furuncu - Ankara/AA