Geçtiğimiz haftalarda Günışığı Kitaplığı tarafından yayımlanan kitap, yazarın hem metni hem de görselliği aynı potada yoğuran çift yönlü yaratıcılığının ürünü.
Öykü, basit görünen bir olayla açılıyor: Mustafa ve ailesi pikniğe gitmek ister, fakat kavurucu sıcakta sığınacak bir gölge bulamazlar. Çölün ortasında, tek serinlik vaadi bir petrol pompasının gölgesidir. Bu sahne, çocuk için küçük bir serüven, yetişkin içinse ağır bir çağrışım: insanlığın enerji tercihleri ve modern dünyanın yarattığı tekinsiz konfor.

BİA ÇOCUK KİTAPLIĞI
İki küçük canavar seni kendine davet ediyor, uğramaz mısın?
Korman’ın illüstrasyonları çöl sarısı sayfaları doldururken bir yandan da Mustafa’nın ablasının hayalleriyle açılan rengârenk dünyalar beliriyor sayfalarda. Bu karşıtlık, kitabın poetikasını oluşturuyor: gerçeklik ile düş, yoksunluk ile umut yan yana akıyor. Çizer-yazar kimliğinin verdiği bütünlük, metni görsel bir şiire dönüştürüyor. Burada yalnızca bir hikâye okunmuyor, aynı zamanda renklerin ve boşlukların da bir şeyler söylediği bir anlatım deneyimleniyor.
Günışığı Kitaplığı’nın bu öykü kitabını yayımlaması, yayınevinin edebiyat anlayışına uygun bir seçim. Çocuk okuru sadece eğlendirmekle yetinmeyip dünyaya dair sorularla tanıştırmak, Günışığı’nın uzun süredir sürdürdüğü yayın politikalarının bir parçası. Çölde Piknik, bu çizginin güncel ve etkileyici bir temsilcisi.
Metnin güçlü yanı, didaktizme düşmeden çevre bilincini işleyebilmesi. Çocuk okur, Mustafa’nın serüvenini takip ederken aslında enerji, doğa ve dayanışma üzerine düşünmeye davet ediliyor. Korman, parmağını sallayan bir anlatıcı olmak yerine, hayalin cazibesiyle okuru yanına çekiyor.
Tüm bunlarla birlikte Çölde Piknik birtakım eleştirilerin de hedefi oluyor. Batman’ın “çöl” olarak resmedilmesi bazı çevrelerce tartışmaya açıldı. Bu eleştirilere kulak vermek önemli; zira edebiyatın toplumsal temsillerle kurduğu ilişki her zaman hassastır. Ancak burada Korman’ın yaptığı, topografyanın birebir betimlemesi değil, belleğin ve metaforun olanaklarını kullanmak. Çöl, yazarın kişisel çocukluk deneyiminden süzülen bir imge olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle kitabın mekânı, gerçeğin haritasından çok, belleğin coğrafyasını işaret ediyor.
Benim kişisel okuma deneyimimde en çok yer eden ayrıntı, petrol pompasının gölgesi oldu. Çocuk için kısa süreli bir serinlik, yetişkin içinse kaybolan doğanın ironik ikamesi. Kitap, bu çifte katmanlı diliyle, farklı yaş gruplarına farklı derinlikler sunmayı başarıyor.
Sonuç olarak Çölde Piknik, Huban Korman’ın kendi çocukluğundan yola çıkarak evrensel bir çevre ve umut hikâyesine dönüştürdüğü bir metin. Edebiyatın resimle, anının metaforla buluştuğu bu çalışma, yalnızca çocuk edebiyatı içinde değil, çağdaş Türk edebiyatı bağlamında da dikkate değer. Çünkü bir çölün ortasında bile hayal kurabilen çocuğun gözünden bakmayı, hepimize yeniden hatırlatıyor.
(PT/NÖ)







