Duyuruyu Buğday Derneği'nin Facebook sayfasında gördüm. İTÜ Vakfı Toprak Yapılar Çalışma Grubu, iki hafta sonunu ayırabilenlere topraktan ev yapmayı öğretecekti. Üstelik eğitimin verileceği sınıf, 20 yıl evvel Ayazağa Kampusu’na yapılmış bir toprak evdi. Böyle bir çalışma grubunun varlığından bile haberim yoktu. Beni nereye götüreceğini, aldığım eğitimi nasıl geliştireceğimi bilmiyordum. Aklımda somut bir proje de yoktu ama hemen yazıldım.
İstanbul’un, nefesini daralttığı pek çok kişi gibi ben de kuruyorum kırsalda, toprağa yakın betona uzak bir hayatın hayalini. Ama herkes kadar kuruyorum işte. Çalışma masamda daraldıkça en sevdiğim şey, emlak sitelerine girip zeytin ağaçlarıyla çevrili satılık arazilere bakıp hayal etmek. Arsayı beğendikten sonra girdiğim bir başka site var, oradan da üzerine konduracağım ‘bana kadar’ prefabrik evin modellerine bakıyorum. Bir tanesine içim gidiyor, üstelik ‘çevreci’ olduğu iddia ediliyor. Betondan kaçıp dağın başına beton dikecek değilim ya. Evi de bitirdikten sonra başlıyorum bahçeyi ekip biçmeye…
Haftada birkaç kez tekrarladığım bu ritüel, nefes almamı sağlıyor.
Ama İTÜ’de aldığım eğitimden sonra prefabrik hayallerimi rafa kaldırdım. Bundan sonra benim için tek yol toprak!
Toprak Yapılar Çalışma Grubu da bu mottoyla kurulmuş. “Toprak doğurgandır, üretkendir, bütün yaşam türlerinin taşıyıcısıdır, dünyadır, yapının en iyisi de topraktan üretilir” diyorlar. Teknolojinin, 1960’lardan bu yana güdülen politikaların, kente göçün kopardığı toprakla olan bağın yeniden kurulması için çabalıyorlar.
Grubun başında Prof. Mimar Ruhi Kafesçioğlu var. Tam 94 yaşında bir çınar ve dersleri o veriyor. Yorulmadan, heyecanla. Toprak yapıların misyoneri gibi çalışıyor. Unutulan, unutturulan bir yöntemi hatırlatmak için bu atölye çalışmaları ile katılanlar üzerinden tüm ülkeye tohum atıyor. 1948’de Türkiye’nin her yerini dolaşıp kerpiç yapılarla ilgili ilk bilgileri derleyen ekipte de o varmış. Ama şimdi kerpiçten ev yapmayı değil, kendi bulduğu zenginleştirilmiş bir toprak malzemeyi öğretiyor: Alker’i…
Alker, killi toprağa belirli oranlarda alçı, kireç ve su eklenerek elde edilen, pişirilmesi gerekmeyen bir yapı malzemesi. Ömrü sınırsız. En ilkel yöntemlerle, basit şantiyelerde bile üretimi yapılabiliyor. Üstelik temel malzemeniz, zaten evi yapacağınız arazide bolca bulunuyor: Toprak. Ben mesela şu anda evimin balkonunda kendi tuğla denemelerimi yapıyorum. Nasıl mı?
Yapı malzemesi olarak kullanılacak toprağın, kilden yana zengin olması gerek. Tıpkı kerpiç evlerde olduğu gibi. Toprağın killi olup olmadığını anlamak içinse ille de laboratuara götürüp analiz ettirmeniz gerekmiyor. Kendiniz basit birkaç görsel test ile bunu anlayabilirsiniz.
Örneğin topraktan bir miktar alıp elinizde yoğurun ve 5-6 cm çapında bir top yapın. Sonra yoğurduğunuz elinize bakın, killi toprak bulaşmış elde yağlı bir leke olur ve suya tutunca kolay temizlenmez. Ardından topraktan topu yaklaşık 1 metre yüksekten yere bırakın. Killi toprak düştüğünde parçalanmadan yayılır ve yere yapışır. Bıçakla keserseniz, bıçakta yağlı bir iz bırakır. Killi topraktan sosis kalınlığında ve uzunluğunda bir silindir yapsanız, ucundan tutup kaldırmayı denediğinizde kopmaz, ufalanmaz.
Elinizdeki toprağın killi olduğundan eminseniz artık alker yapımına geçebilirsiniz. Değilse, uygun hale gelene kadar kil katkısı yapmanız gerek. Toprağı Alker’e dönüştürmek için belli miktarlarda kireç, alçı ve su ekliyorsunuz. Alker 20 dakikada donduğundan kalıba dökmekte hızlı olmak gerekiyor. Balkon denemeleri için ahşaptan kendi minyatür ahşap kalıbımı yaptım. Kağıt ağırlığı olarak kullanılabilecek küpler üretiyorum şimdilik. Karışımın kalıba yapışmaması için yağlamak gerekiyor. Döktükten sonra da sıkıştırmak.
Neden toprak ev? |
Bizde toprak ev denince akla gelen tek şey Anadolu'daki eski kerpiç evler. Oysa batıda toprak yapı malzemeleri artık yapı marketlerde bile satılıyor. Topraktan son derece lüks konutlar, ofisler hatta toplu konutlar inşa etmek mümkün ve ediliyor da... Toprak evler, * Nefes aldığı ve toprak malzemeden üretildiği için betonarme evlerden daha sağlıklı * Her boyuttaki şantiyede, tesis kurulmasını gerektirmeden üretilebiliyor * Kendi evini yapana, kendi olanaklarını değerlendirme ve bu yolla ev sahibi olma fırsatı tanıyor * Ucuza mal oluyor * Yakıt tasarrufu sağlıyor * Kendiliğinden ses yalıtımı sağlıyor |
İlk derse giderken, sınıfta kabaca “20’li yaşlarında bir grup hippi” ile karşılaşacağımdan neredeyse emindim. Oysa kampusun Etiler kapısına yakın bir konumda bulunan toprak evin içinde büyük bölümü orta yaşlarına yaklaşmış, sistemin dışına çıkmaya karar vermiş, hatta bir parça toprak da almış, çevreye duyarlı, hemen her meslekten insan vardı. Kimi atasından kalma kerpiç evi tamir etmeyi öğrenmeye gelmişti, kimi permakültür tarım yapacağı arazinin bir köşesine topraktan bir ev koymayı planlıyordu.
Birlikte önce toprağı tanıdık, toprağın bir inşaat malzemesine nasıl dönüştürülebileceğini, doğru yapılırsa toprak bir evin de zamana, iklim koşullarına, depreme dayanıklı olduğunu öğrendik, harç kardık, kalıba döküm yaptık.
İki hafta sonu süren atölye boyunca, yeni insanlar, yeni hedefler, yeni yaşam biçimleri tanıdım. En önemlisi, başını sokacak bir ev inşa etmenin biz ‘sıradan’ bireylerin aklının ermeyeceği, ancak mimarların ve mühendislerin altından kalkabileceği bir şey olmadığını öğrendim. Ve artık yeni bir grubun üyesiyim. Bundan sonra toprak yapılarla ilgili merak ettiğim, uygulamada zorlandığım ne olsa deneyimlerini benimle paylaşacak onlarca insan var yanımda. (YY/BT)
Toprak yapılar ve Toprak Yapı Çalışma Grubu’yla ilgili daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.