CHP'ye dönüşen Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin ana unsurunu eşraf teşkil ediyordu. Cumhuriyetin çağdaşlaşma politikasına en yakın sınıf da bu idi. Aynı yatkınlık, aydın-bürokratlar için de söz konusudur. Hatta daha doğrusu, topluma getirilmek istenen yeni sosyal hayat ve yeni kıymet hükümleri, aydın-bürokratların görüşleri olmuştur. Cumhuriyet yönetimi, eşrafın yardımıyla aydın-bürokratların yönetimi olmuştur. Bu yönetimde toplumun diğer sınıfları, halk yoktu. 1946'dan itibaren, genel oyla birlikte, Türkiye'de sosyal güçlerin dengesi değişmiştir.
Doğan Avcıoğlu'nun CHP'nin tek parti yönetimi ile ilgili görüşleri oldukça serttir. Avcıoğlu'na göre, 1950 öncesinde CHP halk için "jandarma dayağı, tahsildar baskısı ve fakirlik demekti". (2) Mümtaz Soysal CHP'nin başlangıçta oldukça basit bir şema üzerine kurulduğunu, genel merkez (Ankara) ve parti vitrininde okumuş orta sınıfın (aydın-bürokrat), taşrada ise Kurtuluş Savaşı sırasında daha da güçlenen eşrafın egemen olduğunu belirtmektedir. Kasaba eşrafının partinin öncü kadrolarıyla işbirliği yapması, öncü kadronun köylüyle bir bağlantı kurması bir yana, öncü kadronun tamamen köylüden uzaklaşmasına neden oldu. Eşraf, ticaret yoluyla sömürdüğü köylü üzerindeki sömürüsünü devam ettirmek istiyordu. Eşraf, partinin devrimci kadrolarıyla köylünün arasını açmak için elinden geleni yaptı ve ayrıca köylüyü kalkındırmak için yapılan girişimleri de engelledi. (3)
Nüfusa Göre Toplumsal Kesimler
1927 yılında yapılan nüfus sayımı, Türkiye'nin toplumsal yapısının geleneksel özelliklerini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Sayımın sonuçlarını meslek gruplarına göre değerlendirdiğimizde, geleneksel/tarım toplum yapısının özellikleri belirgin olarak görülmektedir. Modern/sanayi toplum yapısını temsil eden meslek gruplarının oranın son derece azdır. (4) Bu sayıma göre nüfusun yüzde 32'sini ziraat, yüzde 2.2'sini sanayi, yüzde 1.89'unu ticaret, yüzde 1.84'ünü hizmet sektörü ve yüzde 1.28'ini serbest meslekler oluşturuyordu. Mesleksizler ise yüzde 60.74'tü.
Tek Parti Yönetiminin İdeolojik Dayanakları
Tek parti dönemi boyunca iktidarı tek başına elinde tutan CHP, ülkedeki tüm toplumsal kesimleri temsil ettiği iddiasındaydı. Her kesimi temsil etme düşüncesi, rakip partileri gereksiz kılıyordu. CHP'nin tek parti iktidarının ideolojik dayanaklarını iki başlıkta toplamak mümkün:
a. Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri temelinden gelme: Milli Mücadde'nin kazanılmasında büyük rol oynayan Müdafaai Hukuk Cemiyeti'nin partiye dönüşmesi sonucu ortaya çıkan CHP, Milli Mücadele'yi kazanmış, ülkeyi kurtarmış olmanın sağladığı prestijle, ülkeyi yönetmenin/toplumu modernleştirmenin kendi hakkı olduğunu düşünüyordu.
b. Sınıfsal yapının zayıflığı: 1927 nüfus sayımı örneğinde de görüleceği üzere, toplumdaki egemen geleneksel yapı ve modern sınıfsal yapının zayıflığı, CHP'yi "sınıfsız imtiyazsız kaynaşmış kitle" düşüncesine götürdü. CHP, bu kitlenin tümünü temsil ettiği, tüm toplumsal kesimlerin üstünde "ulusal" bir parti olduğu iddiasındaydı. (5)
Tek Parti Dönemi Seçimlerinin Özellikleri
Seçimler iki dereceliydi (1877'den 1943 yılına kadar yapılan seçimler iki dereceliydi). Halk ikinci seçmenleri seçiyor, ikinci seçmenler de milletvekillerini seçiyordu. Aslında yapılan, seçimden ziyade iki dereceli bir onaylamadan ibaretti. İkinci seçmenler CHP üyesiydiler ve parti tüzüğü gereği parti üyelerine oy vermek zorundaydılar. Bağımsız olarak ikinci seçmenliğe ya da milletvekilliğine soyunanların şansı yoktu. CHP'li ikinci seçmenler, partinin olur verdiği "müstakil" milletvekili adaylarına oy verebiliyordu. (6)
Tek parti yönetiminin giderek pekiştiği 1931 tarihinden itibaren şeklen de olsa CHP, toplumun çeşitli kesimlerinden adaylar göstererek, tüm kesimleri temsil ettiği iddiasını pekiştirmeye çalışıyordu. Örneğin 1931 seçimlerinde tarım ağırlıklı yerler olan Konya, Kastamonu ve Ankara'dan köylü/çiftçi kökenli milletvekillerinin; sanayiinin ön planda olduğu ve işçilerin görece fazla olduğu Zonguldak ve İstanbul gibi yerlerden de işçi kökenli milletvekillerinin seçilmesine özen gösteriliyordu. Gerçi, söz konusu milletvekili adayları büyük bir titizlikle saptanıyor ve çoğunlukla kaçınılmaz olarak bir gösterişten öte anlam taşımıyordu. (7)
1935 yılında yapılan genel seçimlerin hemen öncesinde, kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi. Oy kullanma yaşı 18'den 22'ye çıktı. Her 40 bin seçmen için 1 milletvekili seçilmesi kararlaştırıldı. Her 40 bin 1. seçmen için ikinci seçmen seçilmesi kabul edildi. 1935 seçimleri öncesinde, kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilince, CHP Genel Merkezi'nin parti örgütüne 12 Aralık 1934 tarihinde gönderdiği bir yazıda, kadınların artık ikinci seçmen de seçilebilecekleri, bunun için partiye üye olmaları gerektiği belirtilmekteydi.
Milletvekillerinin seçiminde ikinci seçmenlerin kilit bir rolü vardı, ikinci seçmenlerin saptanmasına bu nedenle büyük bir özen gösteriliyordu. 1935 seçimlerinde bazı illerde bağımsız milletvekillerinin aday olmasına olanak tanınmasının (bağımsız milletvekilliği için 4'ü azınlıklara ait olmak üzere 13 yer boş bırakılmıştı), CHP Genel Merkezi'nin fazlasıyla endişeye/vehme kapılmasına yol açtığı anlaşılmaktadır. İkinci seçmenleri tamamıyla kontrol eden CHP Genel Merkezi, bağımsız adaylardan kendi istediklerini ikinci seçmenlere seçtirmiştir. TBMM'de muhalif kimselerin olmasına sıcak bakmamış, kendisinin uygun gördüklerine yeşil ışık yakmıştır. Meclis'te CHP için tek başına da olsa tehlike oluşturabilecek (!) kimseler, adaylıklarını ilan eder etmez, ağır hakaret ve saldırılara uğramışlardır. Örneğin, Birinci Meclis'teki (1920-1923) İkinci Grup'un liderlerinden Hüseyin Avni Ulaş bunlardan biridir. (8)
Aldığı önlemler sayesinde, ikinci seçmenlerin saptanmasında son derece dikkatli olan ve dışarıdan "sızmalara" engel olan CHP yönetimi, seçimlerde bazı istisnalar hariç (9) önemli bir sorun da yaşamadı.
Parlamenter Elitin Toplumsal Kökenleri
Cumhuriyet'in ilk yıllarında milletvekillerinin toplumsal kökenleri ile ilgili verilere baktığımızda şöyle bir tabloyla karşılaşıyoruz:
Bürokrasi içerisinde sivil idare, askerlik ve eğitim çalışanları vardır. Serbest meslek grubuyla da hukuk, doktorluk, dişçilik, eczacılık, veterinerlik, mühendislik ve gazetecilik kastedilmektedir. Girişimciler ise ticaret, tarım, bankacılık ve diğerleridir.10
İkinci Seçmenlerin Toplumsal Kökenleri:
Denizli ve Konya Örneği (1935)
İkinci seçmenlerin toplumsal, mesleksel kökenlerini saptamak oldukça güçtür. Bunun bir nedeni ikinci seçmenlerin isimlerinin o donemdeki yerel gazetelerde yayımlanmasıdır. Bu yerel gazetelere ulaşmak güç olduğu gibi, her ile ait bir yerel gazete bulmak da zordur. Ayrıca, liste olarak verilen ikinci seçmenlerin isimlerinin yanında çok azının mesleği verilmektedir. Sadece ismi verilenlerin bir çoğunun soyadının verilmemiş olması (Soyadı Kanunu'nun yeni çıkmış olması nedeniyle), o kişileri tanımayı da güçleştirmektedir. Ben bu çalışmada, tek parti döneminin tipik bir örneği olabilecek olan 1935 seçimleri öncesinde seçilen ikinci seçmenleri inceledim. Daha geniş boyutlu bir araştırmada 10 civarında seçilen il bazında yapılan incelemenin, tek parti dönemindeki ikinci seçmenlerin toplumsal kökenlerini önemli ölçüde aydınlatacağını düşünüyorum. Denizli ve Konya'nın 1935 yılı ikinci seçmenlerinin toplumsal kökenlerini, mesleklerini ortaya koymaya çalışacağım. Denizli'deki ikinci seçmenlerin toplumsal kökenleri, aileleri ve mesleklerini belirlemede Denizlili emekli ilköğretim müfettişi Mehmet Emin İlhan'ın büyük yardımı oldu. Konya için de, Konyalı avukat ve CHP eski Konya senatörü Erdoğan Bakkalbaşı'nın önemli katkısı oldu (Konya ikinci seçmenleri arasında Erdoğan Bakkalbaşı'nın anne ve babası da bulunmaktadır. Bakkalbaşı sülalesinin başka üyeleri de ikinci seçmen durumundadır). Kendilerine teşekkür ediyorum.
Denizli ve Konya Örneği
CHP Denizli Merkez İlçe Yönetim Kurulu tarafından, 14 Ocak 1935 tarihinde belirlenen 129 müntehibi saninin (ikinci seçmenin) isimleri, Denizli gazetesinde yayımlandı. Bu isimlerin çok azının karşısında yaptığı mesleklerin yazması, soyadlarının pek belirtilmemesi, bunların toplumsal kökenlerini belirlememi zorlaştırdı. Mehmet Emin İlhan'ın da yardımıyla ikinci seçmenler hakkında daha ayrıntılı bilgi sahibi olabildim: 129 ikinci seçmenden toplumsal kökeni belli olanların sayısı 41'dir. Bunların 11'i tüccar, 5'i toprak sahibi, 9'u serbest meslek sahibi, 8'i memur, 6'sı küçük esnaf, 2'si seçimle gelen yöneticidir.
Mesleklere göre dağılıma ilişkin birkaç açıklama yapmak gerekmektedir: Serbest meslek sahiplerinin 3'ü avukat, 1'i doktor, 1'i noter ve 4'ü eczacıdır. Memur kökenli olanların 5'i halen çalışan memur, 3'ü emekli memurdur. Emekli memurlardan biri binbaşıdır. Küçük esnaf olarak saydıklarım (sayılan her meslekten birer kişi olmak üzere) bakkal, bakırcı, debbağ, marangoz, terzi ve yumurtacıdır. Seçimle gelen yönetici olarak verilen iki kişiden biri belediye başkanı, diğeri de muhtardır. Yukarıdaki açıklamalarda görüleceği üzere, ikinci seçmen olarak belirlenenler genellikle şehrin ileri gelenleri (eşrafı) olan ticaretle uğraşanlar, toprak sahipleri ve serbest meslek sahipleridir. Bunlar arasında küçük esnafa da rastlanmaktadır.
129 ikinci seçmenden 23'ü kadındır. Bu, ikinci seçmenlerin yüzde 17.8'i etmektedir. Söz konusu kadın ikinci seçmenlerin önemli bir bölümü, ikinci seçmen olarak yer alan eşrafa mensup erkeklerin eşidir. Örneğin, "Nesime Mebus Yusuf", Denizli milletvekili Yusuf Başkaya'nın eşidir. "Habibe Avukat Hulusi" ise, Avukat Hulusi'nin eşidir. Av. Hulusi Oral, daha sonraki yıllarda CHP milletvekilliği yapacaktır. Oğlu Hüdai Oral ise, CHP/SHP milletvekilliğinin yanı sıra, 1963-65 dönemindeki İnönü hükümetinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevinde bulunacaktır. 12 kadın ikinci seçmenlerin yarıya yakını ileri gelenlerin eşidir. Kendi adıyla, eşi olmadan ikinci seçmen olan kadınlar da vardır; bunlardan biri Noter Behice Hanım'dır. Diğer birkaçının da memur olduğunu belirleyebildim. Aynı aileye mensup birden fazla ikinci seçmene bir hayli rastlanmaktadır. Bu aileler şehrin ileri gelen aileleridir: Kaymakçı, Sücüllü, Samakol, Küçüka, Karcılı, Mücellit. Sücüllü ailesi belirleyebildiğim kadarıyla en fazla ikinci seçmene sahip ailedir (7 ikinci seçmen), ikinci seçmenlerden biri olan Molla Osman Kösten, Fikret Başkaya'nın dedesidir. İkinci seçmen lise hesap memuru Şevket Mocan, Cüneyt Arkın'ın ilk eşinin babasıdır.
CHP Konya merkez ilçenin ikinci seçmenlerinin isimleri 22-24 Ocak 1935 tarihli Babalık gazetesinde yayımlandı. Gazetede yer alan bilgiye göre, ikinci seçmenlerin isimleri parti yönetimi tarafından "ittifakla" belirlenmişti. Her alandaki adayların birinci ve ikinci seçmenler ile parti yönetimi tarafından ittifakla belirlenmesi dikkat çekicidir. Bu, tek parti yönetiminin dikkat çekici ve otoriter yönünü gösteren bir özelliğidir. Konya merkez ilçenin sahip olduğu 233 ikinci seçmenin toplumsal kökenleri ile ilgili olarak yayınlanan isimlerin karşısında çok az bilgi yer almaktadır. Bu bilgileri, Erdoğan Bakkalbaşı'dan aldıklarımla tamamlamaya çalıştım ve 147 tanesinin kökenini belirleyebildim. Buna göre 19'u tüccar, 3'ü toprak sahibi, 15'i serbest meslek sahibi, 48'i memur, 8'i küçük esnaf, 47'si seçimle gelen yönetici ve 7'si üst düzey yönetici eşiydi.
Ticaret ve toprak sahibi kökenli olanların sayısının daha yüksek olması muhtemeldir. Aşağıda adım vereceğim eşraf ailelerinin geçim kaynağı ticaret ya da toprak sahipliği olsa gerektir. Bunlardan bir bölümünün geçim kaynaklarıyla ilgili bilgilere ulaşamadım. Serbest meslek sahiplerinden 7'si avukat, 4'ü doktor, 2'si eczacı, l'i noter ve l'i de gazetecidir. E. Bakkalbaşı'nın belirttiğine göre ikinci seçmen eczacı Mustafa Fevzi Esen Karaağaçlı, Dalin firmasının sahibidir. Memur kökenli olanların sayısı Konya'da Denizli'ye nazaran bir hayli fazladır. Bu sayının fazla olması, çeşitli meslek kategorilerinde çalışanların "memur" başlığı altında toplanmasından da kaynaklanmaktadır: Örneğin 3 nahiye (bucak) müdürü, 2 fırka katibi, 1 vali, 1 savcı, 1 hakim, Ziraat ve İş Bankası müdürleriyle İktisat ve Ahali Bankası çalışanları, posta ve muhasebe müdürleri memur kategorisi içerisinde gösterildi. Yine 1'i Halkevi başkanı olmak üzere 7 öğretmen memur grubuna dahil edildi. 48 memurdan 3'ü emekli olup, 45'i çalışmaktaydı. Küçük esnaf olarak sayılan 8 kişi, manifaturacı, bakkal, berber, çiçekçi, bakırcı ve kitapçıdır. Seçimle gelen yönetici olarak tanımlanan kişilerin sayısı da bir hayli yüksektir: Bunların 35'i CHP ocak başkanıdır. 233 ikinci seçmenin seçildiği 44 mıntıkadan 35 ocak başkanının ikinci seçmen olması oldukça yüksektir. Bu bakımdan Denizli'den ayrılmaktadır, 1'i eski olmak üzere 7 milletvekili de ikinci seçmendir, 1'i eski olmak üzere 4 muhtar ve l belediye başkan yardımcısı ikinci seçmendir. Üst düzey yönetici eşi olarak tanımlananlar ise 3 general eşi (Melahat General C. Toydemir, Rebia General V. Ünivar ve Kevser General İzzettin Çalışlar), l vali eşi (Nuriye Cemal Bardakçı, Konya valisinin eşi), 2 milletvekili eşi, l de eski milletvekili eşidir. Bunların dışında diğer gruplara mensup kişilerin eşlerinden ikinci seçmen olanlar vardır. Bunlardan ayrıca söz edeceğim. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Konya'da partili-eşraf-bürokrat ağırlığı dikkat çekmektedir. Parti yöneticilerinin, ocak başkanlarının da eşrafa mensup olduklarla düşünülecek olursa, eşraf-bürokrat ağırlığından söz edilebilir.
233 ikinci seçmenden, 45'i kadındır ve ikinci seçmenlerin yüzde 19.3'üne karşılık gelmektedir. Kadın ikinci seçmenlerin bir bölümü, yukarıda söz edildiği gibi üst düzey yöneticilerin eşleridir. Öğretmen, memur olan kadın ikinci seçmenlerin sayısı da bir hayli yüksektir. Eşrafa mensup kişilerin eşleri de, sırf onların eşleri oldukları için ikinci seçmen olarak seçilebilmektedir. Bunu isimlerinin yazılışında bile görmek mümkündür: "Saliha Halil İbrahim karısı" gibi. Halkevi başkanı öğretmen Ferid Uğur'un eşi Naciye Perid Uğur, Eczacı Yümni'nin eşi Şerife Yümni, Dr. Cevat Atasagun'un eşi Süreyya Cevat Atasagun ikinci seçmendir. Sonraki yıllarda CHP Konya senatörü olacak olan Erdoğan Bakkalbaşı'nın babası Recep ve annesi Vesile Bakkalbaşı da ikinci seçmendir. Bakkalbaşı sülalesi, Konya'nın köklü ailelerindendir. Köklü aileler içinde belirleyebildiğimiz kadarıyla en fazla (5) ikinci seçmene sahip ailedir. Daha sonra Ulusan ailesi gelmektedir. Bu aileye mensup 4 ikinci seçmen vardır.
İkinci seçmenlerin toplumsal kökenleri ile ilgili olarak, sadece Denizli ve Konya'ya bakarak genel bir değerlendirme yapmak zordur. İllerin özelliklerine göre bazı farklılıklar olsa da (ticaret, tarım vs.'nin ağırlık durumu, toplumsal yapının farklılığı, yerel parti yöneticilerinin aktif katılımı) ikinci seçmenlerin genellikle eşraf-bürokrat ağırlıklı olduğunu söylemek mümkündür. Bu, tek parti yönetiminin Merkez'deki (Ankara, TBMM) durumu ile de paralellik taşımaktadır. Ancak, arada bir fark vardır: Ankara'da bürokratlar, taşrada eşraf ağırlıktadır.
* Hakkı Uyar, Yrd. Doç. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi
Dipnotlar:
1. Turan Güneş, Araba Devrilmeden Önce, Kaynak Yay., İstanbul, 1983, ss. 112113. 2. Doğan Avcıoğlu, "Tepesi Üstü Duran Ağaç", Yön, sayı 48, 3 Nisan 1963, s. 3. 3. Mümtaz Soysal, "Büyük Yalan", Yön, sayı 40, 19 Eylül 1962, s. 3.
4. Muhlis Etem, "iktisadi Kısım: Türkiye'de Meslek Meseleleri", Yeni Türk Mecmuasî, cilt l, No 4, Kanunusani 1933, ss. 257264.
5. Hakkı Uyar, Tek Parti Dönemi ve Cumhuriyet Halk Partisi, Boyut Kitapları, İstanbul, 1999.
6. Hakkı Uyar, "Tek Parti Döneminde Seçimler", Toplumsal Tarih, sayı 64, Nisan 1999, ss. 21-31.
7. Uyar, agm, s. 26.
8. Uyar, agm, s. 28.
9. Seçimlerde yaşanan bazı sorunların ender de olsa yerel basma yansıdığım görmekteyiz. Bunlardan biri 1939 yılında Kayseri'de yaşanandır. Atatürk'ün ölümü ve inönü'nün Cumhurbaşkanı ve Milli Şef olmasından sonra, yapılan genel seçimlerde, milletvekili adayları arasında adım göremeyenlerin buna tepki gösterdiği anlaşılmaktadır. Kayseri'nin Atayolu gazetesinde Emin Bilge yazdığı yazıda, milletvekilîiğine "hasret çekenlerin" kendilerini aday ilan edilenlerden daha üstün gördüklerim, milletvekilîiğine daha layık olduklarım düşündüklerim, aday listesinde adlarım göremeyince sarsıldıklarım, "yerli, yersiz mukayeseler yaptıklarım, listenin hazırlanmasında "isabet bulunmadığı" düşüncesine kapıldıklarım belirtmektedir. Bilge'ye göre ise, bu seçimin tek bir manası vardır; o da, oyların bizzat ismet înönü'ye verilmiş olmasıdır. Bkz. Emin Bilge, "Son intihap ve Bundan Anladıklarımız", Atayolu (Kayseri), Adımız Yolumuzdur, yıl l, sayı 6, 3 Nisan 1939, s. l, 2.
Kayseri'de yaşanan sorunlar bununla da kalmamış, belediye seçimlerinde yapılan yolsuzluklardan dolayı mülkiye müfettişlerinin yaptığı inceleme sonunda hazırlanan evrak, Şurayı Devlet'e gönderilmiştir. Şurayı Devlet Mülkiye Daircsi, ölülerin ve başka yerlerde bulunanların oy kullanmış gösterildiğim, oy vermek üzere gelmemiş kişilerin yerine de haşkalarının oy kullanıp parmak bastıklarım ya da imza attıklarım belirlemiş ve bunun sonucunda seçimlerin iptaline karar vermiştir. Bkz. "Belediye intihabı Feshedildi", Atayolu. 3 Nisan 1939, s. l. Atayolu gazetesi, önceki belediye yönetiminin ilkokul me/.unlarının eline geçtigini; bunların kanunları yanlış yorumlayarak, haksız ve gereksiz yere bir çok ev dükkanları yıktıklarım, istimlak ettiklerini, bunu başarının ölçüşü olarak aldıklarım; bu 32 kişilik belediye heyetinin halka "istemeyerek" seçtirildiğini yazmaktadır, "Belediyenin Feshi Münasehetile", Atayulu, 10 Nisan 1939, s. l, 2.
10. Mehmet Turhan, Siyasa/Elitler, Gündoğan Yay., Ankara, 1991, s. 109.Türk siyasal eliti hakkında temel bir kaynak için bkz. Erederick W. Frey, The Turkisb Political Elite, MİT Press, Cambridge, 1965.
Genel anlamda seçkinler için bkz. T. B. Bottomore, Seçkinler ve Toplum, Gündoğan Yay., Ankara, 1990.
Tek parti döneminde kitlelerin siyasal yaşama katılımı için bkz. Esat Öz, Tek Parti Yönetimi ve Siyasal Katılım, Gündoğan Yay., Ankara, 1992.
11 "CHF Merkez Kaza Heyeti Tarafından 14/1/935 Tarihinde Tesbit Edilen 129 Müntehi Sani isimleri Aşağı Çıkarılmıştır", Denizli, hartada bir çıkar vilayet gazetesi, 17 Ocak 1935.
12 11 Eylül 2002 tarihi itibarıyla, 3 Kasım 2002 tarihindeki seçimler için belirlenen milletvekili adaylarından bir bölümü kamuoyuna yansıdı. CHP Denizli milletvekili adaylarından Haşim Oral da bu aileden olsa gerektir.
13 "İkinci Seçmenler", Babalık (Konya), 22, 23 ve 24 ikinci Kanun (Ocak) 1935.