Adli haberlerde toplumsal ilgi vardır. Adliyede olup bitenler her zaman haberdir. Bir başka deyişle, adliyedeki her dava bir haber olabilir. Kamuoyunda tanınan ve bilinen kişiler hakkında açılan her davada neler olup bittiğini halk öğrenmek ister.
Dile düşmüş suç davalarında yargılananların söyledikleri veya davalarının seyri birinci haber olabilir. Herhangi bir yolsuzluk olayına karışmış oldukları iddiasıyla yakalananlar, savcılık sorguları veya haklarında verilmiş tutuklama kararları gazeteciler için önemlidir ve haberdir. Adliyede olup bitenler ve görülen davalar her zaman güncel kabul edilir.
Adli haberlerin önemi nedeniyle, yayınlara yayın yasağı konulması yasaktır. Zaten her haber halkın bilgi edinme hak ve özgürlüğünün sonucu olarak yayınlanmalıdır. Çünkü halkın gerçekleri öğrenme hakkı vardır.
Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, yasada belirtilen sınırlar içinde, hakim tarafından verilen kararlar saklı kalmak koşuluyla olaylar hakkında yayın yasağı konamayacağı Anayasada yazılıdır.
Basın Yasasının 30. maddesi ile getirilen sınırlandırmalarla yargılama fonksiyonunun sakin bir biçimde yerine getirilmesi amaçlanmıştır. Herhangi bir ceza davasında yargılanan sanığın da kişi olarak herkes gibi hakları vardır. Ceza davasında sanık olması nedeniyle yayınlanacak olan haberlerde kişilik haklarının ihlali söz konusu olamayacağı gibi, hakkında hüküm kesinleşinceye kadar herkes masum sayılır.
Ana hatları ile; 30. madde ile hazırlık soruşturmasının başlamasından itibaren, bu soruşturmaya konu teşkil eden talep, iddianame, karar ve belgelerin yayınlanması yasaktır. Bu yasak anılan belgelerin aleni duruşmada okunmasına kadar sürer.
Ayrıca ceza kovuşturmasının başlamasıyla hükmün kesinleşinceye kadar hakim ve mahkemenin hüküm, karar ve işlemleri hakkında mütalâa yayınlamak yasaktır. Mahkemenin verdiği hüküm yasa gereği kesin olabilir. Bazen de hükmün temyiz edilmesi olanaklı iken kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşir. Veya hüküm temyiz edilir, Yargıtay incelemesi sonunda onanması üzerine kesinleşir. İşte hüküm kesinleşinceye kadar geçen süre içinde mahkemenin hüküm, karar ve işlemleri hakkında mütalaa yayınlanması yasaktır. Adli haberlerin yayınlanması sırasında 30. maddeye aykırı hareket edenler hakkında bir aydan altı aya kadar hapis cezası ile ağır para cezası vardı. Mahkemeler hapis cezalarını para cezasına çeviriyor ve ayrıca ağır para cezasına hükmediyordu.
30. maddedeki ağır para cezasını günün koşullarına uydurmak gerekçesiyle ilk değişiklik 21 Mayıs 2002 tarihinde 4756 sayılı Yasayla yapıldı. Para cezası yirmi milyar liradan yüz milyar liraya kadar uygulanmak üzere değiştirildi. İkinci değişiklik 4771 sayılı Yasayla 3 Ağustos 2002 tarihinde yapıldı. Maddedeki hapis cezası kaldırıldı. Para cezası tekrar aynı miktarlarda kabul edildi. Cumhurbaşkanı para cezalarının çok yüksek olduğunu düşünerek iptali için Anayasa Mahkemesine başvuru yaptı. Anayasa mahkemesi incelemesi sürüyor.
Bu arada, Türk Ceza Yasası Tasarısının 453. maddesi yargı kararlarının yayın yoluyla etkilenmesinin önlenmesi amacıyla yeni düzenleme getiriyor. Tasarıya göre kesin bir yargı kararı verilmeden önce, hüküm ve kararları veya tanık beyanlarını veya bilirkişi mütalaalarını etkilemek amacına yönelik yayınlarda bulunanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilecek. Böylece etkileme amacına yönelik yayın cezalandırılmış olacaktır. Bu düzenlemede mahkemenin vereceği hükmü ve kararlarını etkilemek amacıyla yayın yapılmış olması söz konusudur. 30. maddede yasaklanan fiil mahkemenin karar ve işlemleri hakkında mütalaa yayınlanmasını yasakladığı halde, tasarıyla mahkemenin hüküm ve kararlarını etkilemek amacıyla yayın yapılması yasaklanmaktadır. Yasaklama ve sınırlandırma sadece mahkemenin hüküm ve kararlarıyla sınırlı değildir. Ayrıca tanık beyanlarını veya bilirkişi mütalaasını da kapsamaktadır.
Herhangi bir adli haber tasarıya göre etkileme amacına yönelik yayın olarak değerlendirilebilir. Hatta dile düşmüş bir suç davasının ünlü bir sanığı hakkında duruşmadan bir gün önce yapılan haber nedeniyle mahkemeyi etkiledikleri iddiasıyla gazeteciler hakkında daha kolay dava açılabilir. Acaba bir tanık duruşmada dinlenmeden veya bilirkişi raporu mahkemeye verilmeden önce bir habere nasıl konu olacaktır ve bu haber ne zaman ve hangi koşullarda etkileme amacına yönelik sayılacaktır?
Tasarının yasaklamaya çalıştığı etkileme amacına yönelik yayın eylemi ile Basın Yasasının 30. maddesindeki düzenleme arasındaki benzerlikler ve farklılıklar tartışma yaratacak niteliktedir. Ancak öyle anlaşılıyor ki, Basın Yasasındaki hapis cezaları kaldırılmış olmasına rağmen, TCK Tasarısı ile basına daha geniş sınırlandırma ve daha ağır hapis cezaları getirilmektedir. Tasarı tartışmaya açılmalıdır. (Fİ/BB)