Fotoğraf: Gazeteci Eylem Nazlıer
Türkiyeli kadınlar uzun yıllardır çocukları kendilerine tecavüz eden erkeklerle evlendirmek isteyen bir zihniyet ile mücadele ediyor.
En özet hali ile kamuoyuna yansıyan taslağa göre, eğer basına sızan tasarı yasallaşırsa 13 yaşında istismara maruz kalan kız çocukları, kendisinden 15 yaş büyük istismarcı ile evlendirilebilecek.
Bu da şu anlama geliyor; Anayasa Mahkemesi, 2005 yılında yaptığı gibi yaş farkı sınırı koymak eşitlik ilkesine aykırı deyip iptal karadrı verirse 70 yaşındaki bir erkek 13 yaşındaki bir kız çocuğu ile önce dini, sonra medeni nikâhla “evlendirilebilecek.”
Kimler affediliyor derseniz durum yine vahim. Çocuklara yönelik cinsel istismar/tecavüz nedeniyle yargılanıp mahkûm edilmiş ve cezası kesinleşmiş olanlar, tecavüz tarihinde bekar olanlar, mağdur ile istismar faili arasında en fazla 15 yaş olması durumlarında af getiriliyor.
Çocukların istismarcıları ile evlendirilmesini isteyen zihniyet, sayıları 279-300 arasındaki bir grubun mağdur olduğunu, kendilerine tecavüz eden erkekler tutuklu olduğu için geride kalan eşleri ve çocuklarının zor durumda olduğunu iddia ediyor..
Mağduriyet bahane
Yetkililer de ilgili yasayı değiştirmek isterken sürekli bu “mağdur” kişileri bahane ediyor. Belirli çevrelerin yayın organlarında görüşlerine yer verilen bu kesim sayıları az da olsa binlerce kişilik bir grupmuş gibi bir algı yaratılıyor.
Ortada büyük bir mağduriyet var ve mutlaka giderilmesi gerekiyor diye anlatılıyor. Yani Türkiyeli kadınların büyük bir bölümü, küçük bir grubun hakikati bükmesi nedeniyle ortaya çıkan bir manipülasyonla mücadele ediyor.
Üstelik, “Mağdur babalar”, “Mağdur kocalar” gibi gruplarda toplanan bu kişilerin büyük bir bölümü bir paket halinde kadınların üç temel hakkına saldırıyor. “Çocuklar tecavüzcü erkeklerle evlendirilsin”, “kadınların nafaka hakkı sınırlandırılsın” ve “İstanbul Sözleşmesi kaldırılsın” istiyorlar.
Kadınlar tetikte
İlgili yasa tasarısının gündeme geldiği 2016’dan beri çocukların önünde adeta siper olan TCK 103 Kadın Platformu, geçen günlerde en az 279 kadın örgütünün de desteğiyle online bir açıklama yaptı. Açıklamadan birçok detaylar basına yansıdı ancak basına yansımayan önemli bir detaya dikkat çekmek isterim.
Platformun kurucularından da olan Avukat Hülya Gülbahar, platformun gece gündüz sürekli tetikte olduğunu, Meclis’teki konuşmaları takip ettiğini herkesin desteğine ihtiyaç duyduklarını anlattı. Öyle ki en büyük eleştirilerinden birini muhalefet partilerine getirdi. Kadınların var olan haklarına yönelik saldırılarına ilişkin mücadele eden platformun yalnız bırakıldığını, muhalefet partilerinin konuya yeterince ilgi göstermediğini söyledi. Muhalefet partilerinin bir kadın politikası olmadığını söyleyen Gülbahar’a hak vermemek mümkün değil.
Gülbahar’a ek olarak belirtmek isterim ki HDP’nin “eş başkanlık” uygulaması, erkek şiddetine karşı çalışmaları çok kıymetli ancak tek başına yeterli değil. Ana muhalefet partisi CHP’nin bu konuda daha fazla söz söylemesi gerekiyor.
Tüm kadın vekiller ortaklaşsa
Elbette muhalefet partileri “hiçbir şey yapmıyor” gibi bir durum yok; ancak platforma yeterince destek verilmediği açık. Çocuklar-kadınlar üzerinden toplum dönüştürülmek istenirken, muhalefet bu konuda daha güçlü ve bütünlüklü bir söz söylemek zorunda.
Belki tüm muhalefet partilerinin kadın vekillerinin ortaklaştığı olur ya iktidar partisinden de kadınların destek olduğu bir TCK 103 Platformu çok daha güçlü olmaz mı?
Bu ülkede kimse sokağa çıkmazken alanları dolduranlar hep kadınlar oldu. OHAL dönemindeki yasaklar bile kadınları durduramadı, kadınlar sokaktaydı. 8 Mart’lar, 25 Kasım’larda kadınlar sokaklardan taleplerini yükseltti.
Kadınlar şimdi çocuklar için ses yükseltiyor, “Çocuk istismarının affı olmaz, çocukları istismarcıları evlendirmeyin” diyor. “Bir kere bu yasa esnetilirse bunun arkası gelir” diye uyarıyor.
Bildiğim kadarıyla TCK 103 Kadın Platformu’nun onu aşkın çalışma grubu var. Medya, hukuk, sağlık gibi.. Harıl harıl çalışan kadın hareketi konuya “uzaktan bakmakla yetinen”, “öylesine arada ses yükselten” muhalefet partilerinden de daha güçlü bir destek bekliyor.
Bekliyoruz.
Son olarak bazı verileri buraya bırakıyorum…
Çünkü, durumun aciliyetinin ve Gülbahar’ın deyimiyle “tetikte” olmanın gerekliliğini en iyi yine sayılar yansıtıyor.
Bazı veriler
*Havle Kadın Derneği’nin 12 ilde 2818 anket ve 54 derinlemesine görüşmeye yansıyan veriler Türkiye toplumunun sadece yüzde 1’inin eken yaşta evliliğe sıcak baktığı anlaşılıyor.
*Derneğin “Bir kızınız olsa ya da varsa, kızınızı 18 yaşından önce evlendirir misiniz?” Sorusuna toplumun yüzde 98’i hayır yanıtı veriyor.
* Hiçbir şekilde 18 yaş altında evlenmeye izin vermeyen ülke sayısı: 69
*Hacettepe Üniversitesi’nin 2014’de yayınlanan Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması’na göre: Türkiye genelinde kadınların %9’u 15 yaşından önce cinsel istismara maruz kaldığını belirtti.
*Hacettepe Üniversitesi’nin 2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na göre Türkiye’de:
20-24 yaş grubunda olup 15 yaşından önce evlendirilen çocukların oranı %2.
20-24 yaş grubunda olup 18 yaşından önce evlendirilen çocukların oranı %14,7. Evlilik kararlarının %46’sını çiftlerin aileleri aldı. Kadınların %33’ü kendileri henüz çocuk iken anne oldular.
*Adalet Bakanlığı’nın 2019 yılına ilişkin adli istatistik verilerine göre: Çocuğa yönelik cinsel istismar suçu, son 8 yılın en tepe noktasına ulaştı. Ceza mahkemelerinde çocuğa cinsel istismar suçundan 28 bin 360 dava açıldı.
Şiddetsiz yeni bir hafta dileği ile.. (EMK)
*Platformun tam adı şöyle: TCK 103 Çocuk Cinsel İstismarına Karşı Kadın Platformu