Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2007 yılına ilişkin dış ticaret istatistiklerini açıkladı. 2007 yılındaki dış ticaret açığı bir önceki yıla göre yüzde 16,3 artarak 62 milyar 833 milyon dolara yükseldi. 2007 yılındaki ihracat bir önceki yıla göre yüzde 25,3 artarak 107 milyar 154 milyon dolar, ithalat ise yüzde 21,8 artarak, 169 milyar 987 milyon dolar olarak gerçekleşti.
2006 yılında 85 milyar 535 milyon dolarlık ihracat, 139 milyar 576 milyon dolarlık ithalat yapılmış; dış ticaret açığı 54 milyar 41 milyon dolar olmuştu.
Tarımda ithalat yüzde 60 arttı
Dış ticarette 2007’nin en çarpıcı gelişmesi ise tarım ürünlerinde yaşandı. TÜİK’in açıklamasına göre; 2007’de Uluslararası Standart Sanayi Sınıflamasına (ISIC Rev.3) göre, tarımsal dış ticaret açığı 1 milyar dolara yaklaştı. Tarım ürünleri ihracatı, 2006 yılına göre yalnızca yüzde 7 oranında artarak 3 milyar 724 milyon dolar olmasına karşılık, ithalat bir önceki yıla göre yüzde 60 artarak 4 milyar 640 milyon dolara ulaştı.
Üretmemenin bedeli…
Türkiye tarımında 1999 yılı sonundan itibaren IMF ve Dünya Bankası odaklı politikalar uygulanmaya başlandı. Tarıma verilen desteklerin üretimle bağlantısı kesilerek üretim yerine üretmemeyi teşvik eden bir uygulama olan doğrudan gelir desteğine (DGD) geçildi. Bu politikalar tarımda ciddi bir çözülme sürecini başlattı. Sektörde çalışan nüfus azaldı, göç hızlandı.
2007 yılına gelindiğinde; buna bir de küresel ısınmanın yol açtığı kuraklık eklendi, çiftçiler birçok üründe önemli zararlara uğradılar. TÜİK ürün bazında yaptığı çalışmada; üretim kaybının buğdayda yüzde 13,3; arpada yüzde 22,4; kuru fasulyede yüzde 18,2; mercimekte yüzde 10,1; ayçiçeğinde yüzde 22,8; şekerpancarında yüzde 10,9, pamukta yüzde 10,5’i bulduğunu açıkladı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ne (TZOB) göre kuraklığın çiftçilere toplam zararı 5 milyar YTL dolayında. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ise zararın 2,5–3 milyar YTL arasında olduğunu belirtti.
Sonuçta 2007’nin Temmuz-Ağustos-Eylül dönemini kapsayan üçüncü çeyreğinde tarımda yüzde 7,8’lik bir daralma yaşandı. Tarım sektörü yılın ilk çeyreğindeki yüzde 2,9’luk büyümenin ardından, ikinci çeyrekte yüzde 2,1 küçülmüştü. Böylelikle tarım katma değeri 2007’nin Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,6 oranında küçüldü.
Uygulanan tarım politikalarının yanı sıra, birçok üründe kuraklığın neden olduğu üretim kayıpları, çiftçi gelirleri düşürdüğü gibi tarım ürünleri ithalatının da artmasına yol açan etkenlerden biri oldu.
2007’de ithalat rekoru
Öte yandan izlenmekte olan ucuz kura bağlı ve ithalata dayalı büyüme modeli, dış açığı artırdı, ülkeyi birçok tarım ürünü için “ithalat cenneti” haline getirdi.
1980’li yılların başında tarım ürünleri ihracatı 2 milyar dolar düzeyinde iken, ithalat yalnızca 50 milyon dolardı. Örneğin 1980–89 döneminde tarımsal dış ticaret dengesi yıllık ortalama 1,5 milyar dolar fazla verdi. 1998’de IMF ile imzalanan Yakın İzleme Anlaşması ile 2006 yılları arasındaki dönemde ise dış ticaret fazlası yalnızca yıllık 140 milyon dolar dolayında gerçekleşti.
1998–2006 arasındaki 9 yıldan 6’sında tarım ürünleri dış ticaretinde 50–500 milyon dolar arasında fazla sağlanırken, 3’ünde ise 200–500 milyon dolar dolayında açık verildi.
2007’de ise ithalat 4 milyar 640 milyon dolar olurken, dış ticaret açığı 916 milyon doları buldu.
Tarım Ürünleri Dış Ticareti (Milyon $)
Yıllar | İhracat | İthalat | Denge |
1998 | 2.357 | 2.125 | +232 |
1999 | 2.058 | 1.649 | +409 |
2000 | 1.659 | 2.123 | -464 |
2001 | 1.976 | 1.409 | +567 |
2002 | 1.754 | 1.703 | +51 |
2003 | 2.121 | 2.535 | -414 |
2004 | 2.542 | 2.757 | -215 |
2005 | 3.329 | 2.801 | +528 |
2006 | 3.481 | 2.902 | +579 |
2007 | 3.724 | 4.640 | -916 |
İthalattaki en yüksek artış hububat ve yağlı tohumlarda
TÜİK’in verilerine göre, 2007’de geçen yılın aynı dönemine göre ithalattaki en yüksek artış hububatta gerçekleşti. Tarımda yaşanan üretim kaybından dolayı ortaya çıkan arz-talep açığı hububat ithalatını patlattı. 2006 yılında 167 milyon dolar olan hububat ithalatı 2007’de yüzde 481’lik artışla 973 milyon dolara ulaştı. İthalat artışı, yağlı tohumlarda ise yüzde 66’yı buldu.
Çözüm; halkın ihtiyaç ve çıkarlarını hedef alan, ülkenin ekolojik koşullarına uygun, planlı ve üretim odaklı tarım politikaları uygulamaktan geçiyor. (NO/TK)