Bir şehri anlatabilmek kolay değildir. Gördüğünüz caddeler, mekanlar, insanlar yazıya dökülünce çekiciliğini kaybedebilir. Okuru kentin içinde dolaştırabilmek, bu akıcılığı sağlamak yazar için zor olabilir.
Gazetecilerin bu işi daha da zor yapabildiğini düşünürüm. Gazeteci Tanju Akerson bunu başarabilen kişilerden. Bir haber akışını okumuyorsunuz kitaptaki bölümlerde. Kentin öyküsünü buluyorsunuz satırların arasında. Tanju Akerson baş döndürücü bir yaşam hızına sahip bir kenti olabilecek en sakin şekilde anlatmış.
Tanju Akerson ile h20 kitap yayınlarından çıkan “New York New York” isimli kitabını söyleştik.
New York öykünüzden başlayalım isterseniz. New York’ta bulunma nedeniniz neydi?
New York’ta 1983-86 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinin muhabiri olarak görev yaptım. Aynı şekilde BBC ve Alman WDR radyoları için de çalıştım. Yerleşme nedenim eşimin New York’ta yaşaması ve bilgisayar uzmanı olarak çalışmasıydı.
Neden bu şehri anlatmak istediniz?
New York’a ilk kez 1980 yılında gelmiştim. Her yerinden enerji fışkıran, kendine özgü kozmopolit bir metropol idi. Çarptı beni. İlk kez İstanbul dışında da bir yerde yaşayabileceğim duygusuna kapıldım. Çocukluğumun İstanbul’unun da kozmopolit oluşu - nüfusu 1 milyonu ancak bulurken çok sayıda azınlıklardan (Rumlar, Ermeniler, Yahudiler ve Levantenler gibi) oluşuyordu, kolay adapte olmamı sağladı.
Cumhuriyet gazetesine muhabirlik yaparken bu keşfettiğim, yaşamımda yeni bir sayfa açan kenti anlatmak istedim ve bunu iki yılı aşkın haftalık mektuplar yazarak yaptım. Kitabım bu mektuplara dayanıyor ama farklı bir formatı var.
New York dünyanın ebedi genç kentidir, diyorsunuz. Nedir bu şehri böyle kılan özelliği?
Kendini yenilemesi… Sadece mimari, teknoloji ya da ekonomik olarak değil kültürel olarak da dünyanın bir numaralı sanat merkezi olma niteliğini sürdürmesi.. Kent olarak yaşlanıp bir köşeye çekilmiyor. Dünyanın dört bir yanından insanları kendisine çekiyor.
New York ayrıca BM toplantılarına da ev sahipliği yapıyor. Dünya siyasetini New York içinde yaşarken takip etmenin farkı nedir sizce?
New York aslında Washington gibi insanların -iç ya da dış- politika ile kalkıp politika ile yattıkları bir kent değil. Evet, New York Jules Verne’in 19.yüzyılda yaptığı doğru çıkan kehaneti doğrultusunda dünya başkenti ama borsasıyla, bankalarıyla, tiyatrolarıyla, galerileriyle, konser salonlarıyla vs.
New York her yıl bir kez sonbaharda BM toplantılarında dünya liderlerine bir araya gelmeleri olanağı sağlar ama dünya politikasını takipten çok bu liderleri günlük yaşamda tabii medya aracılığıyla yakından tanıma fırsatı bulursunuz. Dünya politikasının kalbi Washington’da atar.
Mafya lokantaları isimli bir bölümünüz var kitapta. New York`un tanınan mafyaları öldürüldükten sonra ünlü olan lokantalardan bahsediyorsunuz. New York suç ile ne kadar iç içe yaşıyor?
Mafya babalarının lokantalarda öldürülmesi eskiden çok yaygın bir olaydı. “Baba” filmini anımsayın. Şimdi artık o dönemin mafya babaları yok. Genç kuşaklar iş insanı oldu.
1980’lerde New York suç oranı yüksek bir kent idi. Çoğu yerlerinde gece dolaşamazdınız. Artık değil. Kent son 20 yılda zenginleşti, yoksul yerleri lüks mahallelere dönüştü, suç oranı büyük ölçüde düştü.
Anımsarım, 1980’de gece otobüsle fotoğrafçı Ertuğrul Çağatay ile yanlışlıkla Harlem’e düştüğümüzde geri dönmek için durakta beklerken bizi sivil polis sanmışlardı. Çünkü sıradan vatandaş o saatte dolaşamazdı. Bugün Harlem pırıl pırıl, güvenli sokaklarıyla Rönesans yaşıyor.
New York yazarlara, sanatçılara, müzisyenlere de ev sahipliği yapan bir kent aynı zamanda. Bu ortam geçmişten günümüze nasıl korunabildi?
New York uzun zaman sanatçılara, yazarlara ev sahipliği yapma konusunda Paris ile yarıştı. Daha doğrusu sanatçılar, yazarlar bu iki kent arasında mekik dokudu. Ernest Hemingway, Scott F. Fitzgerald, Henry Miller gibi yazarlar, cazcılar, ressamlar, heykeltıraşlar bu iki kenti paylaştı. Son 30-35 yılda Paris yavaş yavaş çekiciliğini yitirdi. New York ise internet çağını sanatçılar, yazarlar için yepyeni bir kaynak olarak kullanarak bir çekim merkezi olma niteliğini sürdürdü ve sürdürüyor. (FÇİ/ÇT)