Fındıkta yıllardır süren bir spekülasyon var. Mealen şöyle deniyor “fındık fiyatları yükselirse ihracatta gerileme olur, ülke döviz kaybeder; fındık üretimini artıran Şili, Azerbaycan, Gürcistan gibi ülkeler fındık piyasasında söz sahibi olur; Türkiye yakın gelecekte lider ülke olma özelliğini kaybeder”.
Sermayenin işine gelen bir spekülasyon bu.
Buna rağmen bu spekülasyonlara ilişkin Türkiye’nin bir numaralı fındık alıcısı Ferroro ve ona bağlı şirket temsilcileri daha temkinli açıklamalar yapıyor. Yakın ve orta gelecekte Türkiye’nin fındıktaki pozisyonunda fazla değişiklik beklemediklerini ifade ediyorlar. En azından 2030-2040 yıllarına kadar öngörüleri bu yönde.
Daha önceki yıllarda da fındık da bu ve benzeri yaklaşımlar söz konusu idi.
İhracatçılarve Fındık Tanıtım Grubu (FTG) 2010 -2011 dönemlerinde fındığın diğer ülkelerdeki durumuna ilişkin spekülatif bazı haberler yapmışlardı. Hem o dönemi hem de bu dönemi içine alan bir değerlendirme yapmak 2000 yılından bu yana yaklaşık 15-20 yıllık bir geçmiş perspektifi üzerinden gelecekte olacak olanlara birkaç çift laf da üretici cephesinden söz söylemek elzem hale geldi.
Aşağıdaki tablolar incelendiğinde fındık üreten diğer ülkelerin bu zaman diliminde fındıktaki durumlarının Türkiye’nin fındıkta liderliğine son verebilecek düzeyde olmadığı görülüyor.
İddia edilen Gürcistan, Azerbaycan ve Şili gibi ülkelerde fındık üretiminin çok fazla artığı bunda da Fındık fiyatlarının yüksek olmasının etkili olduğunu ifade edilmektedir. Oysaki tarım ürünü eğilimlerini 5 yıllık dönemlerle irdeleyen Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) kaynaklarından alınan istatistikler şöyle:
2000-2015 yıllarında Azerbaycan’da fındıklık alan 16 bin 270 hektardan yüzde 41 artarak 23 bin hektara ulaşmış, yıllık artış oranı yüzde 2,7.
Gürcistan’da 8 bin hektar alandan yüzde 125 artarak 18 bin hektara alana ulaşmış yıllık artış oranı yüzde 8,3 olarak artış gözlemlenmiştir.
Şili ise üretimiyle ülke bazında değerlendirmeye dahi konu olmamış
Spekülasyonlara göre Türkiye’yi liderlikten düşürecek Azerbaycan ve Gürcistan’da toplam alan artışları 16 bin 730 hektar. Bu alan Türkiye’nin toplam fındık alanının yüzde 2,3’üne karşılık geliyor. Oysa 2000-2015 yılları sürecinde dünyadaki fındık dikim alanlarında İspanyada 8 bin 750 hektar alan azalmış; İtalya ve ABD’de ise kayda değer önemli bir değişiklik olmamış. Türkiye’de ise 2000-2015 yılları sürecinde resmi kayıtlara göre yaklaşık 60 bin ha alan ve Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) sistemi dışında kalan resmi olmayan rakamlara göre de 100 bin hektar alan üzerinde artışı olduğu dikkate alınırsa dünyanın farklı bölgelerindeki artışların Türkiye’deki artışların yanında kayda değer olmadığı çok iyi görünecektir.
Bu dönemin üretim miktarlarındaki değişimler açısından irdelenmesinde de benzer sonuçlar çıkıyor.
İtalya ve İspanya’nın fındık üretimlerinde bir miktar düşüş, ABD’nin üretim miktarında bir miktar artış söz konusu. 2014’te Türkiye de don afeti o yıl fındık üretimini önemli bir miktar düşürmesine rağmen cilalanıp boyanan Azerbaycan ve Gürcistan’daki toplam üretim Türkiye’nin ancak 1/6 kadar olmuş.
Sonuç olarak Türkiye’nin uzun yıllardır fındık üretiminde devam eden mutlak üstünlüğü iklim faktörlerine ve verim düşüklüklerine rağmen devam etmekte, bu verili koşullarda bile en azından yakın ve orta dönemde bir değişiklik olması beklenmiyor. Kaldı ki verimde yapılacak iyileştirmeler ve kayıt dışı alanlar bu üstünlüğü daha da perçinleyecek ve orta vadeyi daha da uzatacaktır. Bu gerçeği çok iyi bilen çokuluslu tarım ve gıda şirketleri bir yandan bu spekülasyonları yaymakta diğer yandan Tarım Bakanlığı aracılığıyla ülke içerisinde alan çalışmaları yapıyor.
Türkiye’nin kağıt üzerinde ya da gerçekte fındık üretiminde lider olmasının fındık çiftçisine yararı olmayacaksa hiçbir önemi de yoktur.
Türkiye’nin fındık üretiminde dünyanın lideri olmasının fındık üreticisine görünür bir faydası neden yok?
Sözün özü şu: Fındıkta Türkiye’nin rakibi Türkiye’yi yönetenlerin şirketler lehine uyguladıkları programlardır.
Fındık üreticisinin örgütlenip, kooperatifleşmesinin önünü kesmek, uygulanan düşük fiyattan alım politikasını sürdürmek için “Fındık taban fiyatı yüksek verilirse Türkiye liderliğini kaybeder” söylemleri aba altından sopa göstermektir.
Fındık çiftçisi bu politikalara yanıtı ancak örgütlenmeyle verebilir. (KY/HK)