"Hayatta tanıdığım en iyi feminist, sanıyorum babamdır. Ben büyürken bana hiç bir zaman 'elbise' giydirme çabası içerisinde olmadı. Benim pek de feminen bir kız olmadığımın farkındaydı ve bana 'prenses' olmam gerekiyormuş gibi davranmadı. Hatta babamla neredeyse aynı giyinirdik. Baştan aşağı kot giyerdik. Tişörtten pantolona, hatta şapkamıza kadar aynı olurdu. Şimdi fotoğraflara bakınca 'ne kadar güzel anılar' diyorum."
Synne 27 yaşında. Norveçli. Oslo'da yaşıyor.
"Toplamda üç kız kardeşiz. Babam evde bozulan şeyleri bizim için tamir etmek yerine bize nasıl tamir edileceğini öğretirdi. Tuvaletin sifonu mu bozuldu? Sifonun kapağının nasıl açılıp bozulan parçanın nasıl tamir edileceğini bize gösterirdi. Sonraki yıllarda ev arkadaşlarımla kalırken, evde bozulan şeyleri ben tamir ederdim. Tamir işlerinden anlıyor olmak ve başkasının benim için yapmasını beklememek kendimi yeterli ve güçlü hissettirirdi. Yaşadığım evlerde dört bulaşık makinesi tamir etmişimdir.
Filmlerde olur ya, babası kızının sevgilisine 'Kızımı incitirsen seni bulurum, vururum! Höt höt!' tarzı şeyler söyler. Babam bize 'İçgüdülerinize güveneceğinize eminim, birinin sizi incitmesine izin vermeyeceğinize inanıyorum. Yanlışı ve doğruyu ayırabilirsiniz. Kendi hislerinize güvenin,' derdi."
Synne bir hikâye anlatıcısı. Drama tiyatro bölümünde eğitim almış ve son birkaç senedir hikâye anlatıcılığı yapıyor. StorySquad adında bir grupları var. Diğer anlatıcılarla birlikte gruplar olarak veya solo şekilde anlatımlar gerçekleştiriyorlar.
"Küçükken ninemin ve dedemin anlattığı hikâyeleri dinlemeye bayılırdım. Dedem denizci idi. Kutuplara keşfe gider, döndüğünde bize bir sürü hikâye anlatırdı. Ailemin hikâyelerini anlatabilmek çok özel bir şey benim için. Ya ninem! İnanılmaz bir hayal gücü vardı ninemin. O hikâyeler uydururdu. Benim favori hikâyem 'Kai Hai' idi. Bir köpekbalığının adıydı Kai. Benim arkadaşımdı. Evimiz deniz kenarındaydı. Sonra oradan taşındık. Hikâyeye göre Kai denizden çıkıp beni bulmaya gelmiş, çünkü beni özlemiş. Sonra da bizim Kai'yi denize geri götürme maceramızı anlatırdı ninem.''
"Bu hikâyeler çok önemli. Bunları anlatmak bir çeşit sorumluluk gibi... Çünkü hikâyeler bize çok şey öğretir. Dersler barındırır. İyiye, kötüye dair şeyler söyler... Öyle ki bazı şeyler ya da kişiler artık orada olmasalar bile anlatılan hikâyelerle hayatta kalmaya devam ederler."
Projenin sosyal medya hesabı: https://www.instagram.com/autruitr
(ST/PT)