Anadolu ve Mezopotamya’nın kadim halkları binlerce yıl öncesinden sahip oldukları değerleri bugünlere taşımak için bedel ödediler. Çünkü birçok farklı etnik, dini ve kültürel grubun bir arada yaşadığı tarihi coğrafyalar, özünden koparılarak tekleştirilmeye çalışıldı. Bunun sonucunda birçok medeniyet, kültür, inanç vb. değerler yok edildi, geriletildi. Öyle ki farklılıklar noktasında gayet zengin olan Anadolu ve Mezopotamya’nın birçok yerli kadim halkları adeta yok edildi. Bugün bu topraklarda Rumlar, Ermeniler, Süryaniler yok diyebileceğimiz kadar azlar. Bunun yanında Alevi, Kürt (Kurmanc, Zaza), Laz, Çerkes vb. kültür grupları da yoğun bir saldırıya uğradı.
Bütün bu saldırılara rağmen Kürt hareketinin büyümesiyle tüm farklılıklar bir araya gelme şansı buldu. Onlarca yıldır yok sayılan, inkar edilen halklar; kendi dillerine, inançlarına ve bayramlarına sahip çıkıyorlar. Mesela daha geçenlerde kutlanan Newroz, Kürtlerin büyük bedelleri sonucunda özgürce milyonlarca kişi tarafından kutlandı. Bugün bu toprakların en kadim halklarından olan Süryaniler de günbegün varlıklarını hissettiriyorlar. Özellikle Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Februniye Akyol Akay ve HDP Mardin Milletvekili Erol Dora gibi Kürt siyasal hareketi içinde yer alan Süryanilerin bu kimliği daha da görünür kıldığını belirtmeliyiz.
Akitu uzun yıllar kutlanamadı
Ülkemizdeki tekçi sistemden dolayı Süryani kimliğin önemli değerlerinden olan Akitu bayramı da uzun yıllar kutlanamadı. İşin acı tarafı, bir halkın kendi öz topraklarında kendi bayramlarını kutlayamamasıydı. Bu durum 2005 yılına kadar sürdü. Bu konuda yasakların kalkmasıyla Süryaniler onlarca yıl aradan sonra ilk defa Mardin-Midyat’ta Akitu bayramını tekrar kutlamaya başladılar. Süryani mitolojisinde Akitu “Kötülük Tanrıları, güzel olan her şeye saldırıyor ve yok ediyorlardı. Yaşam bir cehennemi andıracak hale gelmişti. Sonra Tanrı Akitu, kötülük tanrıları ile savaştı ve onlara karşı zafer kazandı. Akitu, zafer sonrası insanlara, hayvanlara ve bitkilere yaşamaları için dünyayı yeniden yaratarak armağan etti” şeklinde anlatılıyor. Bu sebeple olsa gerek ki Süryaniler, Akitu’yu sevgi, barış ve kardeşlik duygusuyla kutlarlar.
Bereketin ve dirilişin bayramı
Ben de Akitu bayramı vesilesiyle HDP Mardin Milletvekili Erol Dora ile konuşmak istediğimde Sayın Dora da kendisinin yurtdışındaki Akitu kutlamalarından yeni geldiğini söyledi. Akitu’yu kendisine sorduğumuz Dora bu bayramı “Asuri/Süryani halkının geleneksel olarak kutladığı ‘Akitu / Kha b’Nissan / Yeni Yıl’ bayramı, her yıl 1 Nisan günü kutlanmaktadır. Dünyanın en eski bayramı olarak bilinen ve bu yıl 6765’incisi kutlanacak olan Akitu bayramı yeni yılı, yeni hayatı, bereketi ve dirilişi sembolize eder.” şeklinde açıklıyor. Devamında “Eski Asur ve Babil dönemlerinde uzun süren kıştan sonra baharın gelişiyle tarımsal faaliyetlerin başlama dönemi olarak 18 Mart gününden başlayarak 1 Nisan gününe kadar 12 gün süren çeşitli törenler ve kutlamalar yapılırdı.” diyen Dora, bugün ise kutlamaların sadece ya mart ayı sonunda ya da nisan ayı başında yapıldığını belirtiyor.
“Dirilişe vesile olmasını diliyorum”
Süryaniler üzerindeki politikaların yıkımına da değinen Dora bunu “Tarih boyunca Asuri/Süryani halkının yoğun olarak yaşadığı Mezopotamya’da 1915 Seyfo soykırımı başta olmak üzere ve daha sonra meydana gelen çeşitli katliamlar neticesinde günümüzde Asuri/Süryani halkı fiziki varlığını büyük oranda yitirmiştir. Azalmış nüfuslarına rağmen Türkiye, Irak, Suriye, ve İran’da halen varlığını sürdüren Asuri/Süryaniler 1 Nisan bayramını hem anavatanlarında hem de diasporada her yıl coşkuyla kutlamaya devam etmektedirler.” sözleriyle açıklıyor.
Akitu’yu Mezopotamya halklarının ortak bayramı olarak tanımlayan Dora “Betnahrin (Mezopotamya) halklarının ortak kültürel değeri olan Akitu bayramının genelde tüm Ortadoğu halklarına özelde de Irak’ta ve Suriye’de katliamlara maruz kalan Asuri/Süryani halkı için yeniden bir dirilişe vesile olmasını diliyorum.” ifadelerini kullandı.
Sonuç olarak her farklılığın, insanlık mirasının bir parçası olduğunu düşündüğümüzde kaybettiğimiz her değerin bizden bir parçayı eksilttiğini fark etmeliyiz. Bu anlamda ben de Akitu’nun, Irak ve Suriye’de barbar IŞİD saldırısına uğrayan Süryanilerin özgürlüğüne vesile olması diliyorum.
Şato Brıhto Akitu!..(İG/NV)