Erkek şiddeti ya da"dehşetinin" ağır sonuçları, kadın cinayetleri söz konusu olduğunda münferitleştirerek de olsa kınamak artık medyada da çok yaygın.
Gerçi haber kaynaklarının yüzde 82 oranında erkekler olmasının cinsiyetçi alışkanlıkları hala sürüyor. Ki "Erkekliğime Laf Etti" ... gibi beyanları manşete alarak yapılan kadın cinayeti haberlerine de sıkça rastlıyoruz.
Kadınlara yönelik şiddet, kadın cinayetlerini anlamadan kınamak nafile, aksine sıradanlaştırır, olması-kınanması-manşetleştirilmesi döngüsünü daim kılar.
Anlamak ve gerçekten karşı durmak kadınlar ve erkekler arasında var edilen eşitsizliği sürdürmemek, kadınlara karşı ayrımcı olmamak demektir.
Kadınlara yönelik her tür ayrımcılık, eşitsizlik, sömürü ve şiddetin iç içeliğini ve bunlar arasından birini sürekli yaparken diğerine karşı olmanın mümkün olmadığını bilmek gerekir.
Yani bir yanda kadın cinayetlerini kınarken diğer yanda "kadın sürücü" haberlerini yapmıyor olmak, "kadın sürücü" haberlerinin kadın cinayeti haberlerine etkisini görmek gerekir.
"Kadın Sürücü" Haberlerinin Alamet-i Farikası
Maalesef sayıları çok olan trafik kazası haberlerinde "sürücü" erkek sürücü demektir.
Sürücü erkekse sadece sürücü demek yeterliyken kadın olduğu durumda cinsiyeti mutlaka belirtilir.
"Kadın Sürücü" haberleri, haberciliğin ünlü "köpek adamı ısırırsa değil adam köpeği ısırsa haberdir" klişesiyle, kazanın sonuçları, haber değeri olup olmadığından bağımsız yapılır, haber olan sürücünün kadın olmasıdır.
Bu haberler internet medyasındaki "kahkaha garantili kadın sürücü" videolarından ilhamla yapılan magazin haberleridir.
Genellikle "dans eden kedi" " gitar çalan bebek" haberleri gibi mizahi haberler olarak verilir, tek fark bu haberlere müstehzi bir mizah eşlik eder.
Son örneği (bu yazının da yazılma vesilesi olan) "Kadın sürücünün" Dolmabahçe'de kaldırıma çıkması ve ağaca çarpmasından ibaret olan 30 Aralık 2011 tarihli Kanal D Ana Haber Bülteni.
Kuvvetle muhtemel ki bu haberleri yapan haberciler de kadınların kaza yapmasında şaşılacak bir yan olmadığının farkındadırlar.
Ve yine muhtemelen bilirler ki kadın sürücülerin (sayılarının olmasına oranlandığında da) ölümle sonuçlanan kazaları yapma oranı erkek sürücülere oranla çok çok azdır.
Ama haberciliğin erkek halinde asılı kalan bu haberciler kadınların neredeyse her yaptığının magazin ve dedikodu değeri olduğunu bilirler. Ve bunu satmaktan imtina etmezler.
Elbette "Şoför Nebahat" Değiliz
Bence de genellikle erkekler kadınlardan daha iyi araba kullanır. Yetiştirilişleri ve deneyimleri zaten daha iyi olmalarını gerektirir.
E malum araba kullanmak keman çalmak gibi özel bir kabiliyet gerektirmez. Deneyim işidir. Bu deneyimi edinirken koşullar çok eşitsizdir.
Tarih malum, arabaları dedeler, sonra babalar kullandı. Babalar da erkek çocukları alır kucağına, daha minicikken onlara araba kullanmayı öğretir.
Oyuncaklardan hiç söz etmiyorum bile. Gerek de yok, kadınlar araba kullanmakta daha acemidir.
Zira kadınların sürücülük deneyimi iş güç vb. akabinde araba sahibi olduktan sonra başlar.
Trafikteki " erkek raconu" ve dehşetine ve tüm bunlara rağmen farkı çok hızlı kapattıkları da vakidir. Yadırganan kadın sürücülerin artık mazide kalan şoför Nebahatler gibi olmaması, kırmızı ışıkta makyaj yapıp, saçını savurarak sollayıp geçmesi ise e artık alışın!
Alışma zorluğu var belli ki zira hiçbir alanda "bayan"dan kadına bu kadar hızlı geçilmedi.
"Kadın Sürücü Dama Çıktı"
Bir araba dama çıkmışsa -sürücünün cinsiyetinden çok acemi olması vurgusuyla tabiî ki- elbette haberdir.
Ben de bu haberi hemcinsleriyle, kendiyle, acemilik ve kusurlarıyla dalga geçebilmenin keyfiyle yapardım.
Darısı tüm habercilerin ve "erkeklerin" başına diyerek!
Yeter ki maksadını bu kadar aşan bir klişeleştirme, ayrımcılık, kadın düşmanlığı olmasın! (MÖ/BA)