Bir zamanlar okuduğum bir makalenin “ Sömürge kişiliği kendisine ait olanın farkında değildir ” yazan yerinin altını çizmiştim.
Atalarımız/Analarımız bu tespiti yüzyıllar öncesinden ortaya koymuşlar ve buna “giyayê hewşê tehle “ demişlerdir. Çünkü sömürge kişiliği kompleksli bir kişiliktir. Başarıya ulaşamadığı gibi kendisinden olanın başarıya ulaşmasını da arzu etmez.
Bu onda kendisinden üreyen her şeye karşı bir memnuniyetsizliği yol açar. Onun beğeni ölçüsünü belirleyen egemenler ve dışardan olanlardır.
Bu sebeple genel anlamda yapılan değerlendirmeler ya egemenlerin durduğu yerden bakıştır ya da kompleksli ve sübjektiftir. Maalesef kendisine ait olanı taşlamaya dünden hazır birçok kişi sadece ilk taşı atanın kim olacağını bekliyor.
Bilindiği üzere son dönemde sosyal medyada "Sur'da Devran" filmi birçok değerlendirme ve eleştiriye maruz kaldı.
Film; politik sebeplerle 30 yıla yakındır cezaevinde siyasi tutsak olan Murat Türk’ün öykülerinden uyarlama. Filmin yönetmeni de, daha önce “Ax û Jiyan”, 1”4 Temmuz “ve “Böğürtlen Zamanı” eserlerinin yönetmeni Haşim Aydemir’dir.
Film Sur’da yaşayan ve güvercinlerle ilgilenen, apolitik 3 arkadaşın hikâyesine odaklanıyor. Umutlarını bağladıkları güvercin ana karakter olan Titi’nin politik bir birey olan platonik aşkı Zelal ile bağ kurmasına sebep olur.
Bu ilişki Titi’de politik ve bilinçsel bir değişime sebep olur. (Kadının erkeği varoluşsal bir sorgulamaya itmesi önemli bir vurgudur.) Adli sebeple de olsa her Kürt genci gibi yolları karakola düşer. Ve film bizlere devletin Kürt politikalarını göstermeye çalışır. (Adli de olsa siyasi de olsa devletin gözünde Kürt Kürt’tür.) Son zindan sahnesinde Titi’nin “Berxwedan jiyane” safını netleştirmesi esasen filmin kimliğidir.
Ayrıca filmin “Apê Musa’nın küçük generallerinden” olan gazete dağıtıcılarına da selam göndermeyi ihmal etmemesi ve Titi’nin ateşin başında “Dörtlerin Gecesi” kitabını okuması filmdeki önemli detaylardan biridir.
Kuşkusuz her eser değerlendirilmeli ve eleştiriye açık olmalıdır. Fakat değerlere ve eserlere yaklaşırken olabildiğince dürüst olmak gerekir.
Bu özellikle bizler için elzemdir. Film daha vizyona girmeden bir kesim bir “ Surda komedi filmi yapılamaz, acımız taze!” ( ki bu çevreler ağırlıklı olarak zamanında, direnenlerin karşısında olanlar) deyip erkenden bir karalama kampanyası başlatanlardı. Bu kesimin amacı esasen politik rant devşirmekti.
Diğer taraftan; filmin egemenlere şirin gözükmek için yapılan eserlerden farksız olduğunu söylemek de başka bir uç değerlendirmeydi. Her film, yönetmeninin kimliğidir aynı zamanda. Sur’da Devran filmi ve yönetmeninin diğer çalışmaları da onun kimliğidir.
Bir filmi değerlendirirken öncelikle bir filmden neyi umduğunu bilmek ve daha sonra filmi bir bütünen ele almak gerekir. Doğru analizi yapıldığında politik olarak filmin durduğu yer açık ve nettir.
Sadece Şaşo karakteri üzerinden; Kürt’ü aşağılayan bir film algısına gitmek ayrı bir sığlıktır. Filmin genel karakterlerinin analizi yapıldığında bu değerlendirmenin yersiz ve yetersiz olduğu açıktır. Doğrudur, sömürgecilerin yaratmak istediği karakter ezik ve siliktir.
Doğrudur, sömürgeciler bizden güldürü ve komik unsurların ötesine gitmememizi ister. Oysa "Sur'da Devran" filmi, silik ve ezik bir karakterin değişim, dönüşüm ve politikleşmeye giden sürecini kara komedi yöntemiyle işlemeye çalışan bir politik eleştiri filmidir.
Film bazı hususlarda beklentileri karşılamamış olabilir. Ama doğru değerlendirmek gerekirse bazı tepkiler refleksiftir, (ideolojik olduğu sanılsa da). Bunu sanki Kürt halkının değerlerine saldırı şeklinde algılamak ya da böyle bir algı yaymak haksızlık ve şaşı bir bakış açısıdır.
Unutmamak gerekiyor ki Kürt sineması salt “sınırın, göçün, ölümün ve ezilmişliğin” değil, bu engelleri aşan umudun, direnişin ve özgürlüğün de sinemasıdır.
Ortaya çıkan eserlere de bu perspektifle bakılması bizler için olmazsa olmazdır. "Sur'da Devran" filmi tüm eksikliklerine rağmen apolitik bir bireyden kimlik bilincine sahip olmaya başlayan bir bireyin yolculuğunu anlatması itibariyle önemli ve değerli bir çalışmadır. Eleştiri tüketmemelidir.
(NY/EMK)