Kuzeyden gelen bu göçmenler, yerli Sami toplumuna hakimiyet kurarak dilini ve medeniyetini vererek onlardan da bir takım şeyler alarak, insanlık için, uygarlık için büyük atılımlar sayılan heceli yazıyı, sayısal bir işaret sistemini, takvimi, toplu yaşamı düzene koyacak kanunları, endüstri ve ticarete dayana şehir ekonomisini, organize bir devlet ve orduyu, madeni daha iyi işleyerek, kaynak, perçin ve lehim kullanarak geliştirilmiş aletler ve eşyalar yapmayı, atlı arabayı, harp arabasını, çarkı, geliştirilmiş fırını, sulamaya dayanan ziraatı keşfettiler. Bazı keşifleri de insanlığa daha faydalı hale getirdiler.
Sümerler milli benliklerini kaybettikten sonra da çok uzun bir müddet dil, yazı, sanat ve dini fikirler yönünden Orta Doğu'da ve çevresinde etkili oldular. Bazı sanat eserleri Güney Doğu Avrupa, Hindistan ve Mısır'a kadar ulaşmış ve taklit edilmişlerdir.
Sümerlerden bin yıl sonra Anadolu'da kurulan Hitit ve Hurri devletlerinin ve Irak'ta kurulan Babil ve Asur devletlerinin dilinde, sosyal ve dini yapısında, çok açık şekilde Sümerli unsurlar görüldüğü gibi, bugünkü Sami dillerde ve bazı dinlerde de Sümerler'in etkisini görmek mümkündür. Hatta eski toplumlar hakkında ciddi eserler yayınlamakla tanınmış yazar C.W.Ceram ve bazı uzmanlar, Babil ve Ninova'nın kültür başarısı olarak gösterebildiği ne varsa hemen hemen hepsini Sümer ulusunun öncü çalışmalarına bağlamaktalar (l).
Sümerlerden sonraki iki bin yılda alfabenin bulunması ve demirin dökülmesi dışında önemli sayılabilecek bir keşif yapılmamıştır. Yukarıda sayılan keşifler göz önünde tutulduğunda, bugünün sosyal, ekonomik ve teknik yönden gelişmiş olan toplumlarının bu gelişmişliklerinin biraz olsun Sümerlere borçlu olduğunu söylemek mümkündür.
Sümerler ve Kafkasya
Uzun süren araştırmalar Sümerlerin dilini ve gramerini aydınlığa kavuşturmuş ve bu konuda bir çok eser yayınlanmasını sağlamıştır. Bugünkü dillerden bazılarıyla mukayesesi yapılan Sümerce, bir takım benzerliklere rağmen henüz kesin olarak bir dile veya dil grubuna bağlanamamış, ancak Sümerler'in ve bazı eski kavimlerin Kafkasya ile ilişkileri olduğu bir kısım bilim adamı tarafından kabul edilmiş ve bu konuda henüz yeterli seviyede olmamakla birlikte bazı çalışmalar yapılmıştır. Anadolu'nun ve Mezopotamya'nın MÖ. üçüncü bine ait bazı madeni eserleri. Kuzey Kafkasya kurganlarında bulunan madeni eşya ile mukayese edilmiş, aradaki benzerlik, metalürji alanında gelişmiş bir toplumun Mezopotamya, Anadolu ve Kafkasya arasında varlık gösterdiğini ortaya koymuştur.
Geoges Polsson (2) ve Gordon Childe (3) güneyin maden kültürleri ile Kafkasya arasında ilişki bulunduğunu eserlerinde belirtmiş, Leonard Wooley ve Arthur Keith, Sümerleri büyük ve uzun kafalı olarak tanımlamış ve Kafkas tipli halklarla veya Avrupalılarla akraba bir toplum olarak görmüşlerdir. (4) Prof. N. Marr, bazı eski medeniyetleri "Yafetik" dediği Kafkas asıllılara maletmekte, Ömer Büyüka da aynı görüşü desteklemektedir (5). Gordon Childe, bazı değişiklik şehir isimlerine dayanarak Sümerlerin muhtelif milliyetlerden meydana gelebileceğini ve ne Sami, ne Sümerli olmayan ve teninin beyazlığı ile Sümerlerden ayrılan "Yafetik" bir halk kitlesinin eskiden Sümer ülkesini işgal etmiş olabileceğini ileri sürmektedir. Şehirli bir medeniyetin yaratılmasını daima savaşçı, hakim süvari bir kastın egemenliğinde gören Menghin, Sümerlerin Orta Asya'dan geldiklerini ve Asyalı göçebelerin mezarları ile ur mezarları arasındaki benzerlik üzerinde durmaktadır. (Doğunun Prehistorası, Say: 134) (6).
Sümerlerin "UR" sülalesin krallarının ortaya çıkarılan mezarları hayret verici bir zenginlik ve incelikle beraber, dini inançları sebebiyle, krallarla birlikte karılarının, hizmetkarlarının ve şahsi eşyalarının gömülmesi gibi geleneği de ortaya koymaktadır ki, aynı gelenek Karadeniz'in kuzeyinde ve Kuban bölgesindeki "Karagodenashkh" ve Dinyeper nehri yakınlarındaki " Chertomiyh" tümülüsleri buna örnek olarak sayılabilir.
Atom santralı olayı dolayısıyla meşhur olan Çernobil güneyindeki "Chertomiyh" mezarında kral, karısı, hizmetkarları ve atlarıyla beraber gömülüş olup, içerisinde bulunan eşyalar hem çeşitlilik hem sanat özellikleri ve hem de altından mamul eşyaların değeri yönünden çok zengindir ve "UR" kral mezarları buluntularıyla benzerlik göstermektedir. Ayrıca dil bilimi kurallarında a, e, u, i gibi sesli harflerin zamanla birbirlerinin yerini aldıkları bilindiğinden "UR" adıyla Asetinler'in kendilerine vermiş oldukları, "ÎR" adı arasındaki benzerlikte dikkat çekicidir. Sümerlerin önemli şehirlerinden bir değeri olan Erek (U-ruk şeklinde de okunmaktadır) kelimesindeki (uk, ek) eki Asetince çeşitli devirlerde kullanılmış olan ve aidiyet belirten ug, iğ, ağ ekinin benzeri olup. Uruk adı Asetince Urlara ait anlamına gelmektedir.
Eski medeniyetlerin karanlık yönlerinin aydınlığa kavuşturulması sadece arkeolojik buluntulara değil, aynı zamanda o medeniyetlere ait dillerin yapışım, gramer, kelime hazinesini ortaya çıkarmakla mümkündür. Sümer, Proto Hatti, Kuwi, Hitit, Hurri, Kas, Eski îran, Hindistan ve Orta Asya dilleri araştırırken bilim adamları yanlarında Kafkas toplumlarından kendi dilini iyi bilen, tarih ve dilbilimi konusunda yetişmiş birer yardımcı bulundurmalıdır. Bu diller ve ait oldukları kültürler ancak o zaman sıhhatli bir şekilde çözülebilir, anlaşılabilir. J. F. Baddeley'in de belirttiği gibi (8), dil bilimine dayanılarak karar verilmesi gerekirse, bugünün Kafkas kavimlerinin çoğu Asya ve Avrupa'nın eski medeniyetlerinin yaratan ve bugün birçok yerden silinmiş olan kavimlerim kalıntılarıdırlar.
Bazı Sümerce kelimeler, aradan beş bin yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen, Kafkas dilleri arasında hala canlılığını korumaktadır. Aşağıda sayılarını çoğaltabileceğimiz bu kelimelerden bazı örnekler görüyorsunuz. Aphazca olanlar sayın Ömer Büyüka'nın "Aphaz Mitolojisi anaç mı?" adlı kitabından alınmıştır. Araştırma yapmak isteyen hemşehrilerimize dip notlardaki eserleri ve onlara ilave edilen kitaplan tavsiye ederiz.
Sümerce
Sir: Şarkı
Şar, Şeni: Büyük, kral
Sağ: Kahraman
Maşku: Deri
Nışşabu: Tahıl
Urudu: Bakır
Gud: Sığır
îştar: Bir tanrıça
Dmgir: Tanrı
Giru: Kuvvetli
Şeg: Keçi
Şal: Kadın
Kın: Yapmak, etmek
Reşu: Baş
Güm: Bezelye
Kalag: Erkekçe, Kuvvetli
Zan: Tahrip etmek
Geştu: Kulak, dinleme
Asetince
Jar: Şarkı
Şer, Şeru: Yönetici, baş, başkan
Sağ: Cesur, kahraman
Meşku: Deri Işşad = ün
Urhu: Bakır
Gug: inek
Iştır: Önemli, yüce, büyük
Dmcır: Büyük, iri, yüce
Gam: Kuvvet
Şeğ: Keçi
Şii: Kadın
Kıen: Yapmak, etmek
Baju: Başkan, ön, önder
Gedur: Fasulye, Bezelye
Kalag: Yıkıcı, kırıcı, dökücü
Zah: Tahrip etmek, kırıp geçirmek
Guş: Kulak, dinleme
Abhazca
Aba, Abe: Baba
An-kı: Baş-ana, ilk ana
Adape: Baş baba, baş ata
Çe, çi: Buğday
Sı: Dan
Açe: Buğday
Jüüankıra; jinkır: Gök tutan anne (Tanrı)
Çı: At
Adiğece Sı: At
Kuatpa, Koto: Keten bezi
Waraşe: Halay dansı
Marduvv: Büyük güneş (Güneş büyüğü)
Adegece, Marde: Kuvvet, derece,
Marduk: Marderoğlu
Asetince, Mardag: Ölülerle ilgili olan (NH/BB)
Dipnotlar, kaynaklar
(1) C.W.Ceram. Tanrılar, Mezarlar ve Bilginler, Eviren Hayrullaf Örs. Remzi Kitabeyi, İstanbul 1982 s.247.
(2) Georges Poisson, Avrupa'nın iskan Tarihi. Çeviren Şevket Aziz Kansu Ankara 1950. s.203
(3) Gordon Chide, Doğunun Prehistoryası, Çeviren Ş. Aziz Kansu. Ankara 1971. s.148
(4) B.Ömer Büyüka, Aphaz Mitolojisi Anaç mı? İstanbul 1971 s. 56
(5) Aynı eser s.40
(6) Doğunun Prehistoryası s. 14
(7) Tamara Talbot Rice, The Scythians. London 1958 s.92-98
(8) Kuzey Kafkasya Dergisi. Haziran - Temmuz 1975. S.4. Çeviren ismail Yılmaz.
* Prof.Dr.Mebrure Tosun, Prof.Dr.Kadriye Yalvaç. SÜMER DİLİ VE GRAMERİ Ankara 1981.
* Mebrure Tosun, Prof.Dr.Kadriye Yalvaç. Sümer, Babil ve Assur Kanunları ve Ammi Şaduga Fermanı TTK Basımevi, Ankara 1975 (Bu kitabın sonunda Sümerce-Türkçe sözlük yer alıyor).
* Edgar Sturtevant, Eti Dili Sözlüğü, Çeviren : Münire Çelebi, İstanbul 1946. (Bu kitapta Hititçe-Türkçe sözlüğün yanı sıra, Hitit metinlerinde geçen Sümerce kelimeler, Türkçe karşılıklarıyla yer alıyor.)
* [Kuzey Kafkas Kültür Dergisi, Ekim 1986, Ankara' dan alınmıştır].