İspanya'daki Avrupa Şampiyonası'nda, 100 metre engellide Nevin Yanıt, 12.63'lük dereceyle Avrupa Şampiyonu oldu. Kadınlar 5 bin metre finalinde Alemitu Bekele, şampiyona rekoruyla altın madalyayı kazandı. 10 bin metrede altın madalya kazanan Elvan Abeygelesse ise ikinci olarak gümüş madalyayı aldı.
Şampiyonayı üç altın ve bir gümüş madalya ile beşinci, puan sıralamasında ise on birinci basamakta bitiren Türkiye, ev sahibi İspanya, Polonya, İtalya gibi ülkeleri geride bıraktı. Gazeteler bunu "Türkiye'nin başarısı" olarak yansıttı.
"Devşirme değil, Türk"
Hürriyet gazetesi haberi "Boynunda ay yıldız, kulağında İstiklal Marşı" başlığıyla duyururken, Yanıt'ın "Engelli koşularında ritm çok önemli. Daha önce ritm duygumu geliştirmek için yüksek sesle pop müzik dinliyordum. Ama bu yarışa, MP3'üme kaydettiğim İstiklal Marşı'yla hazırlandım" sözlerine yer verdi.
Gazeteye göre, "Yanıt'ın başarısını daha da özel kılan nokta, devşirme olmayıp hem kendisinin hem de antrenörü Cüneyt Yüksel'in Türk olması ve yaşamı boyunca bütün antrenmanlarını Türkiye'de yapması idi. Zaten kendisi de bu özelliğine dikkat çekmek için yarış sırasında boynuna ay yıldızlı kolye takmış, tırnaklarına da kırmızı beyaz oje sürmüştü."
Yanıt'ın Mersin'de doğup büyüdüğü bilgisi de Hürriyet'in haberinde yer aldı. Yanıt'ın Mersin'de 2009'a kadar tartan pist olmadığı için antrenmanlarını her gün yaklaşık 130 kilometre yol giderek Adana'da sürdürdüğü, karda, çamurda ve tuvalet koridorlarında antrenman yaptığı da gazetelere yansıdı.
"Suriye'nin teklifini reddetti"
Habertürk gazetesi ise Türkiyeli atletlerin Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda kazandığı başarıyı "Fırtınanın adı ay yıldız" başlığıyla manşetten duyurdu ve Yanıt ile yaptığı röportajın başlığına milli atletin "İstiklal Marşı dinleyerek hazırlandım" sözlerini çekti.
Habere göre, yarışlara MP3'üne yüklediği İstiklal Marşı'nı dinleyerek hazırlanan Yanıt, "sonunda marşımızı sadece ben değil, madalya töreninde tüm stat dinledi" dedi.
Gazetede yer alan bir başka haber de, Yanıt'ın 2007'de Suriye'nin 500 bin dolarlık teklifini reddetmiş olmasıydı. Yanıt'ın ailesi Türkiye'ye Halep'ten göç etmişti ve Suriye, Yanıt'a 500 bin dolar karşılığında Suriye adına koşması için teklif götürmüştü.
Ancak Yanıt, gayrı resmi yollardan gelen bu teklifi bir an olsun düşünmemişti. "Türkiye için koşacağım ve ülkeme madalyalar kazandıracağım" diyen Yanıt, "Öyle bir paraya sahip olsam, ilk olarak Mersin'e tartan pist yaptırırım" diye de eklemişti.
Tüm teknik yetersizliğe, ilgisizliğe, sponsor bulamadığı için Türkiye dışındaki yarışmalarda güçlükler yaşamasına rağmen antrenmanlarını azimle sürdüren Yanıt'ın başarısı haber değeri taşır elbette ama Etiyopya asıllı milli atletler Abeygelesse ve Bekele'nin başarısını daha az değerli kılmaz herhalde.
Ayrıca "devşirme"-"Türk" ikilisini kullanmayı tercih eden spor gazetecilerine, Yanıt'ın Halep'ten geldiğini, hiç kimse için "Türklük"ü yüceltmek bahanesiyle etnik köken araştırmasına girilmemesi gerektiğini anımsatalım. Başarı etnik kökenden değil, çalışmaktan geliyor. (TK)