Kuzey Kore'de yaşanan ekonomik darboğaz bu yıl 1 Mayıs kutlamalarının daha önceki gibi şatafatlı biçimde kutlanmasını engelledi. Tatil günü olarak kabul edilen 1 Mayıs'ta ailece, çoluk çocuk, eş dost birlikte yapılan piknik türü kutlamalar son yıllarda yiyerek, içerek, danslar ederek bir bayram havasında bir eğlence geleneğine dönüştürülmüş. O gülmeyen, robotvari tek tip davranış gösteren Kuzey Koreliler 1 Mayıs'ta daha farklı.
Herkes ya bir enstrüman çalıyor ya şarkı söylüyor ya da dans ediyor. Adeta idolvari bir yetenek yarışması bu yaşanan. Herkes sosyalist sistemin bir neferi olarak birbirini yoldaş olarak gördüğü için, çoğu toplumda alışılagelmiş olan kadının kadınsı yanı ve buna bağlı olarak geri planda kalması gibi bir durum görülmüyor. Daha ötesi; kadının daha ağırlıkta, girişken ve erkekten daha ön planda olduğu katılımcı bir toplum görülüyor. Çoğunluğu geleneksel halk giysileri içindeki kadınlarda, deyim yerindeyse seksüel albeni gözlenmiyor.
Ülkedeki her şey ama her şey, tanrısallaştırılan Kim Il Sung ve Kim Il Jong figürlerinin ve onlara atfedilmiş fetişizmin sonucu. Devasa binalara, geniş yollara ve meydanlara, çok sayıda ve çok büyük anıtlara baktıkça, şehir plancılığının ve kent mimarisinin 1800'lerin Fransız ve eski Sovyet Rusya'nın etkisinde olduğunu gözlemliyoruz. Ve tüm bunlar baba-oğul KİM'lerin eseri.
Kuzey Kore'nin "Ütopya" yorumu
Thomas Moore, ünlü eseri Ütopya'da başkent Amaurote kentinin kurulmasını, tüm mimarisinin bahçe düzenine kadar devletin kurucusu Utopus tarafından tasarlandığını anlatır. Sanki Thomas More'un Ütopya'sından esinlenilmiş gibidir Kuzey Kore de...
Sadece doğan çocukların gerçek anne ve babalarından söz edilebilir; bunun dışındaki her şeyin yaradılışının ve varlığının bu iki lidere bağlandığı bir düzen buradaki.
Sovyet Rusya, dağılmadan önce ülkeye büyük bir teknolojik destek sağlamış. Örneğin görülmeye değer Pyongyang'taki metro... Sovyetler'in ülkeden çekilmesinin ve ülkeye uygulanan ambargonun olumsuz etkileri gözlerden kaçmıyor. Toplu ulaşım araçları oldukça eski ve atıl kalmış ama ücretsiz.
Başta en önemli yiyecekleri olan pirinç olmak üzere, temel tüketimin karne sistemine bağlandığı ekonomik bir yaşam var. Temel tüketim sayılan tek bir şey tüketime bağlı olarak faturalandırılıyor; o da elektrik. Enerji darboğazının olduğu ülkede tüketimde tasarrufu bu yolla kontrol altına almışlar. Kapitalist bir yöntem! Sonuçta sosyalizm adına ne yaman bir çelişki değil mi?
Ekonomi ve hayat
Topraklarının yaklaşık yüzde sekseni tarıma elverişli olmayan ülkenin ekonomisi tarıma dayalı. Bu tek yönlü ekonominin olumsuz etkileri, teknolojik destek sağlayan Sovyet Rusya'nın en önemli müttefik olduğu yıllarda pek yaşanmamış. Tabii ilelebet yaşayacağına inanılan Sovyetler 1990 yılında çözülene kadar...
Ülke Sovyetler'den gördüğü ekonomik desteğin yanısıra yeraltı zenginliklerinin verdiği avantajla refahı yakalamış. Yeraltı kaynaklarının hem hazır alıcısı ve hem de ülkedeki teknolojik gelişmenin destekçisi olan Sovyetler'in bilimsel ve teknolojik desteği sayesinde güneyindeki kapitalist Kore'den çok daha gelişmiş ve refah bir sosyalist Kore yaratılmış.
Bu durum Birleşmiş Milletler tarafından da belgelenmiş. Bu arada bu yapının aslında dünya sosyalizminin ve sosyalist ülkelerin aralarındaki dayanışmanın devamlılığına bağlı olduğunu bilseler bile varolan yapının ilelebet devam edeceğine inandıkları için sürdürülebilirlik konusunda demokratik sosyalist düzenin bir B planı olmamış.
Sovyetler'in çözülüşü sonrası bu yapının yok olması ve teknolojik sürekliliğin devam ettirilememesi ve beraberinde Batı'nın acımasız katı ambargosu, madenleriyle zengin bu ülkenin işlemeye yeterli olmayan topraklarında tarıma bağlı ekonominin yetersizliğiyle yüzleşmesine sebep olmuş. Bunun bedelini, bir başka deyişle sınavını da 1993-1994 döneminde yaşanan kötü hava şartları nedeniyle tarımsal ürünün yetersizliği sonucu karşı karşıya kalınan büyük açlık felaketiyle ödemiş.
Başta çocuklar olmak üzere iki milyon kadar insan açlıktan ölmüş. Bunun travması halen üzerlerinde. O dönemi sosyalist sistemin inşasında yapılan temel hataların sonucu olarak değerlendiriyorlar ve bunun sonucu olarak da özellikle tarımsal yapılanmaya öncelik verilmiş. Tarımda hem teknik hem de yönetsel ciddi reformlar yapılmış. Tüm bu sürecin arkasındaki kişi olarak da şimdiki lider, Kim Jong-İl bulunuyor. (HA/ST/YY)