2024 Mart seçimleri için artık listeler kesinleşti. Ülkenin en büyük sosyal demokrat partisi olduğunu iddia eden veya toplum nezdinde öyle görünen, aynı zamanda Sosyalist Enternasyonal’in üyesi olan CHP ülkenin diğer sol ve sosyalist partileri ile kayda değer bir ittifak çalışması yapmaktan özellikle uzak durdu. Bunun yerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel meydanlarda “Türkiye İttifakı” diye bir cümle kuruyor. Cumhurbaşkanı da “Türkiye İttifakı” diyor.
Türkiye İttifakı neyi kapsıyor.
Genel Başkanının deyimiyle; “Bu ittifakın adı, bu sefer Türkiye ittifakı. Biz kurduk, hep birlikte içindeyiz.” Bunu derken kimi ve neyi kast ettiğini bilmiyoruz. Ya da biz anlamıyoruz. Ya da şunu demek istiyor; “Biz, herkesin CHP’siyiz. Seçimleri kazanmak için herkesle çalışırız. Herkesi aday yaptık. MHP’li İYİ Parti’li bizim için fark etmiyor.” Ancak, aday gösterdiğiniz sosyal demokrat olmayan adaylar, kazandıktan sonra özlerine dönerlerse ne yapacaksınız? sorusunun cevabı maalesef yok.
Türkiye ittifakının içinde kurumsal olarak bulunan hangi sosyal demokrat veya sosyalist parti var? Üzülerek belirtmek gerekirse sosyal demokrat veya sosyalist parti yok.
Çünkü CHP yöneticileri, sosyal demokrat bir parti olduklarını iddia etse de sosyal demokrasi kavramının tanımını ve dünyadaki gelişim sürecini bilmediklerinden kendilerini sosyal demokrat bir parti sanıyorlar.
Türkiye’de yaşayan insanlarda biraz okuma ve araştırma eksikliği olduğu için bütün sosyal demokrat partilerin Marksist felsefenin kökeninden geldiğini bilmiyoruz. Sosyal demokrat partilerin emek- sermaye çelişkisi üzerine kurulan sınıf partileri olduğunu da bilmiyoruz.
Şunu da bilmiyoruz; CHP’nin kurucuları olan Kemalist gelenek iktidar olduğu tek parti döneminde bile sınıf partilerine izin vermemiştir. Hatta “Ülkenin Komünist bir partiye ihtiyacı varsa, onu da biz kurarız” diye bir cümle kullanıldığını da bilmiyoruz.
2024 yılında bile dilini ifade etme mücadelesi veren, eş genel başkanlarının, milletvekillerinin ve yöneticilerinin cezaevlerinde tutulduğu, yerel demokrasiyi savunan, yerel yönetimlerde Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının ama’sız fakat’sız uygulanmasını isteyen, kent uzlaşısı isteyen DEM Parti ve bileşenleri ile yan yana görünmekten, onlarla ittifak yapmaktan çekinen bir CHP sosyal demokrat bir parti olabilir mi?
Olamaz.
Tam bu satırları yazarken, CHP Afyonkarahisar Milletvekili, CHP Grup Başkanvekili ve Belediye Başkan Adayı Burcu KÖKSAL CHP’nin sosyal demokrat kimlikten ne kadar uzak olduğunu, yapmış olduğu konuşmada, “Seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi’nin kapıları DEM Parti hariç herkese açık olacak” sözleriyle gösterdi.
Bu nedir biliyor musunuz?
Bu açıklamanın diğer anlamı faşizmdir.
Bu açıklama Anayasaya aykırıdır.
Bu açıklama Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kanununa aykırıdır.
CHP’nin en kısa zamanda ülkede yaşayanların kültür, dil, ırk, kimlik ve din yönünden korunacağını, hiç kimseye hiçbir ayrım yapmadan yönettikleri belediyelerde kimliklerini, dillerini, dinlerini tam bir serbestlik içinde ifade etmelerini, kültürlerini geliştirme haklarına sahip olacaklarını kamuoyuna deklere etmelidir.
Bakalım ne kadarını yapabilirler? Karar onların…(MY/AÖ)