Cesur ve güçlü anlatımları ile dünya çapında geniş bir okuyucu kitlesine sahip olan Arkadi ve Boris Strugatski kardeşler, Sovyet döneminin en iyi bilimkurgu yazarları olarak kabul ediliyor.
Bilimi, felsefeyi ve toplumsal eleştirileri ustaca harmanlayan Strugatski kardeşlerin eserlerinde bilimkurgu ve fantastik ögeler dışında bireyin toplum içindeki yeri, distopik gelecek tahayyülü, sosyolojik, ekonomik, politik ve toplumsal sorgulamalarla da sık sık karşılaşıyoruz. 1976 yılında yayımlanan Kıyamete Bir Milyar Yıl da bu konuda bizi hayal kırıklığına uğratmıyor.
Bilim kurgu türünde yazılan kitap, insan doğası, bürokrasi, etik ve toplumsal eleştiri üzerine odaklanarak felsefi değeriyle de öne çıkıyor. Hatta eser kendi edebi türüne olan karşıtlığını yine kendisi soruyor: Fantastik olayları fantastik olmayan varsayımlarla nasıl açıklarsın?
Roman, bilimsel araştırmaların insanlık üzerindeki etkilerini sorgularken Sovyetler Birliği'nin bürokratik ve toplumsal yapısına yönelik eleştirilerde de bulunuyor. Hatta Sovyetler tarafından sansüre de maruz kalıyor.
Karanlık bir güç bilimsel gelişmeleri engellemek mi istiyor?
Leningrad’da yaşayan astrofizikçi Dimitri Malyanov, evrenin yapısıyla ilgili çok önemli bir keşfin eşiğindedir ve bu keşfiyle Nobel ödülü kazanacağını bile düşünmektedir. Projesine yoğunlaşabilmek için ailesini Odesa’ya eşinin annesinin yanına gönderir. Ancak bir sorun vardır: Yalnız kalmasına rağmen dikkati sürekli olağandışı olaylar ile dağılır. Esrarengiz telefonlar, sürekli çalan kapı, durmadan soru soran arkadaşlar, bir anda kapıda beliren içki dolu bir kutu, tanımadığı bir kadın ve belirsiz bir ölüm… Her defasında çalışmasını engelleyen garip olaylar yaşar. Başlangıçta basit ve olağan gibi görünen bu aksaklıklar git gide hiç de tesadüfi olmayan, bilinçli engellemelere dönüşür.
Malyanov kısa bir süre içinde yalnız olmadığını; diğer bilim insanı arkadaşları Vayngarten, Zahar, Veçerovski, Snegovoy, Glukhov’un da benzer, hatta daha fantastik engellemelerle karşılaştığını öğrenir. Uzaylı istilası, yüksek bir başka uygarlık, Dokuzlar Birliği’nden bir ajan ya da karanlık bir güç… Bu bilim insanlarının çalışmalarını kim, neden engellemek istemektedir?
Malyanov üst üste gelen aksiliklerle uğraşırken bir gün Albay Snegovoy dairesinde ölü bulunur, üstelik tek şüpheli de kendisidir. Artık her şey daha da fantastik olmaya başlar…
Romanda iç içe geçen gerçek mi yoksa gerçek dışı mı dediğimiz unsurlar, Malyanov’un yolculuğunda bizim de merakımızı kitabın sonuna kadar diri tutuyor. Derin karakter analizlerine sahip olan Kıyamete Bir Milyar Yıl, polisiye - gerilim tarzında başlayıp kısa bir süre içinde okuyucuyu hikâyenin içine çekiyor ve düşünmeye zorluyor.
Boris Strugatski kitap için yazdığı son sözde “Bir fikrim vardı: Tüm karakterlerin bir prototipi olacaktı. Görülmedik bir şey! Dedektif Zıkov dışında kimse tamamen uydurma bir karakter olmayacaktı. Hatta o bile porfiri Petroviç’in (bkz. Suç ve Ceza) ve Kheifets olayında görevli dedektifin bir karışımıydı. Belki de bu yüzden Milyar, hep en sevilen kitaplarımızdan biri oldu. Çünkü hayatımızın bir kesitiydi, gerçekçiydi, fazlasıyla kişiseldi ve gerçek olaylarla gerçek insanları bir araya getiriyordu. Ve hepimizin de bildiği gibi, başarıyla atlattığımız tatsız bir durumu hatırlamaktan daha keyifli bir şey yok” der.
“Bu kitap kesinlikle harika”
Fantastik edebiyatın usta ismi Ursula Le Guin tek cümle ile Kıyamete Bil Milyar için “Bu kitap kesinlikle harika” der. İthaki Yayınları’ndan okuyucu ile bulaşan kitap sadece bilimkurgu severlere değil, her türden okuyucu kitlesine hitap eden bir başyapıt. (YK)