Dört bölüm süren değerlendirmenin ardından öncelikle belirtmek gerekir ki Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ceza İnfaz Kurumu (CİK) İstatistikleri’nin sadece “hükümlüleri” kapsaması, aynı verileri “tutuklular” için vermemesi ciddi bir eksiklik ve bu eksiklik mahpus kitlesinin tamamına ilişkin analiz yapılabilmesini engelliyor.
TÜİK, 2020 yılında sunduğu tabloların sayısını arttırmasına rağmen hala 2014 yılından önce yayınladığı CİK İstatistikleri’nin gerisinde bir bülten yayınlıyor. Bu nedenle CİK, istatistiklerini “Haber Bülteni” olarak yayınlamanın yanı sıra 2014 öncesinde olduğu gibi PDF formatında ve ayrıntılı istatistikleri yayınlamaya devam etmeli.
Ayrıca TÜİK’in açıkladığı veriler, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü (ASİGM) verileri ile karşılaştırıldığında arada açıklanmaya muhtaç farklılıklar olduğu görülüyor. Bu nedenle açıklanan veriler mümkün olduğunca ayrıntılandırılmalı ve akla gelebilecek soru işaretleri ortadan kaldırılmalı.
Yine belirtmek gerekir ki gerek CTE’nin gerekse de Adalet Bakanlığı, TÜİK ve ASİGM sitelerinde daha önce sunulan ve yıllar içinde sunulmasından vazgeçilen bilgiler ve CTE’nin her yıl hazırlayıp sunduğu “Faaliyet Raporu” yeniden yayınlanmaya ve kamuoyuyla paylaşılmaya başlanmalı. Veri paylaşmaktaki bu ketum tutum ve sunulan verilerin giderek daraltılması ciddi bir sorundur.
Sonuç ve değerlendirme
Yukarıdaki vurguların ardından TÜİK’in 2020 yılı istatistiklerine ilişkin değerlendirmeler şu maddeler halinde özetlenebilir:
1- 2000’li yılların başında başlayan hapishanelere ilişkin “inşaat” çalışmaları devam etmektedir. 2020 yılında 11 “küçük ilçe ceza infaz kurumu” kapatılırken 23 yeni hapishane açılmış ve 15 bin ek kapasite yaratılmıştır.
2- 2020 yılında çıkarılan “örtük af” ile on binlerce mahpus tahliye edilmesine ve yeni açılan 23 hapishane ile 15 bin ek kapasite yaratılmasına rağmen hapishanelerde hala 21 binin üzerinde kapasite fazlası mahpus tutulmaktadır.
3- 2011 yılında 128 bin civarında olan mahpus sayısı 300 bin sınırına dayanmıştır. TÜİK’in sunduğu istatistiklere göre son 10 yıldır her yıl artan mahpus sayısı ilk defa 2020 yılında düşüş göstermiştir. Bunun nedeni Nisan 2020’de çıkarılan “örtük af” ile on binlerce mahpusun tahliye edilmesidir. Affa rağmen mahpus sayısındaki artış 2021 yılında devam etmiştir.
4- Avrupa Komisyonu’nun açıkladığı 2020 yılı verilerine göre 100 bin kişi başına düşen mahpus sayısında ilk defa Rusya’yı da geride bırakarak 319 rakamıyla ilk sıraya yerleşmiştir.
5- “Suçun işlendiği ile göre” hapishaneye giren hükümlülerin sayısına baktığımızda Türkiye’nin doğusu özellikle de güneydoğusu en az suçun işlendiği ve hükümlüsü bulunan bölgeler olarak gözükürken batıya doğru özellikle de güneybatıya gittikçe suç ve hükümlü oranları artmaktadır.
6- Erkek mahpuslar hala mahpus kitlesinin yüzde 95’inden fazlasını oluşturmaktadır. Son 10 sene içerisinde (2011-2020) genel mahpus kitlesi içerisinde erkeklerin oranı yüzde 0,38, çocukların oranı yüzde 1,2 düşüş gösterirken kadınların oranı yüzde 0,38 oranında artış göstermiştir.
7- Son 10 sene içerisinde yabancı uyruklu mahpusların oranı yüzde 1,8’lerden 3,8’lere çıkmış ve 10 yıl öncesine göre “hırsızlık”, “yağma” gibi “suç türleri” artış göstermiştir. Yabancı uyruklu mahpus nüfusunun artışı yabancı uyruklu nüfusun Türkiye’deki artışına paralel bir seyir izlemektedir.
8- 2011’e oranla 2020 yılında hırsızlık ve yaralama suçlarından hüküm alanlar önemli oranda artmış ve ilk iki sıraya yerleşmiştir. Bu durum toplumda şiddet ve yoksulluğun artması ve toplumsal sorunların iki ana ekseni haline gelmesi şeklinde okunabilir.
9- 2020 yılında “Terör” iddiasıyla hüküm almış olan mahpusların toplam sayısı 29.827, bu mahpusların genel mahpuslar içerisindeki oranı ise yüzde 11,9’dur. Bu sayı ve rakamlarla Türkiye, “terör” hükümlüsü mahpusların oranının ortalama yüzde 0,5 olduğu Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Bu durum “terör” adı altında bir “yargılama”dan ziyade “yaftalama” faaliyeti yürütüldüğü izlenimi oluşturmaktadır.
10- 2011 yılına oranla 2020 yılında öğrenim düzeyleri daha yüksek bir mahpus profili ile karşılaşılmaktadır. Son 10 yıl içinde “mektepli” hükümlü sayısı artmıştır.
11- Türkiye’nin “personel başına düşen” mahpus sayısı 4,8’dir ve bu sayı 1,7 olan Avrupa ortalamasının yaklaşık 3 katıdır.
Birinci bölüm - “Örtük af”tan en az kadın mahpuslar yararlandı
İkinci bölüm - Yabancı hükümlü sayısı 10 yılda 10 kattan fazla arttı
Üçüncü bölüm - “Uyuşturucu” suçları 10 yılda 7 kat arttı
Dördüncü bölüm - “Terör” iddiasıyla yargılama değil yaftalama
(ME/AS)