Manşetteki fotoğrafı avukat Tuba Torun, 9 Aralık’ta Twitter'da paylaştı. Şili’den başlayıp dünyaya yayılan Las Tesis dansıyla şiddeti protesto eden kadınlar 8 Aralık’ta Kadıköy’de ters kelepçe takılarak gözaltına alındı. ‘Toplantı ve Gösteri Yürüşleri Kanunu’na Muhalefet, ‘Devlet Kurumlarını Aşağılamak’ ve Cumhurbaşkanına Hakaret’le suçlanıyorlardı. Adli kontrolle serbest bırakıldılar ancak bugün adliyeye gidip “adli kontrole” de itiraz edecekler.
#LasTesis performansında gözaltına alınan 6 kadın arkadaşımız hakkında adli kontrol kararı verilmişti.
— Kadın Meclisleri (@kadinmeclisleri) December 15, 2019
Kadınlar için mücadele edenlere verilen adli kontrole itiraz etmek üzere,
16 Aralık Pazartesi 14.30'da Anadolu Adliyesi B Kapısı önündeyiz. pic.twitter.com/0qkpvl0lao
Şili'de feminist kolektif Las Tesis,25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddetle Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'nde Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı önünde danslı protesto düzenledi."...Hata benim değil, nerede olduğum değil, ne giydiğim değil. Suçlu sensin. Suçlu polis, yargı, devlet, başkan. Baskıcı devlet kadın düşmanı suçlu..."
Birleşmiş Milletler (BM) raporunda da, Latin Amerika genelinde geçen sene 3 bin 500'den fazla kadının katledildiği belirtiliyordu. Ve kadınlar hem yaşama hakkını savunuyor hem "suçluyu" ilan ediyordu...
Türkiye'de de kadınlar yıllardır, sokakta, adliye önünde hak mücadalesi veriyor. Baskıların en çok arttığı dönemde bile sokakları bırakmadı. Kadın hareketinin ısrarlı mücadelesi çoğu davada cezasızlığın önünü kesti. Kadınlar yıllardır dayanışmanın tarihini yazıyor.
Bu hak mücadalesine son zamanlarda saldırının dozu arttı. 8 Aralık’ta Kadıköy’de, 11 Aralık’ta cinsel saldırı davasında Ankara Adliyesi önünde, hemen ertesinde Ankara’da Las Tesis eyleminde polis şiddeti vardı. Kadınlar baskılara rağmen haftayı yine seslerini yükselterek kapattı. Ses bu kez TBMM’den, İzmir'den, İstanbul'dan yükseldi.
Yaşam hakkını savunmak, yargının görevini eksiksiz yerine getirmesini talep etmek, “failleri korumayın” demek, devlete sorumluluklarını, mevzuatı hatırlatmak, önerilerde bulunmak neden suç? Erkek şiddeti önlenmedikçe, davalar cezasız kaldıkça, kadın cinayetleri göz göre göre işlendikçe kadınlar elbette yaşam hakkını savunmaya, gazeteciler yazmaya devam edecek.
Peki fail kim?
10 Aralık İnsan Hakları Günü’ydü. bianet’te beş manşetimizi ve gündemimizin önemli bölümünü o gün hak ihlali haberlerine ayırdık.
Ayça Söylemez, bianet’te yayımlanan bir yıllık haber arşivinden 2019’da en çok ihlal edilen temel insan haklarını derledi: “Yaşam hakkı ve insanca yaşama hakkı, işkence yasağı, ifade özgürlüğü… Türkiye’de son bir yılda neredeyse tüm ulusal ve uluslararası mevzuatta yer alan haklar ihlal edildi…”
Ayça Söylemez’in yazısı için tıklayın
13 Aralık’ta Türkiye’nin yakın tarihine ait önemli davalarından biri görüldü. 19 kişinin 1990’lı yıllarda kaybedilmesi veya infaz edilmesine ilişkin davada tüm sanıklar beraat etti. Bir yüzleşme davası daha tanıklara, delillere rağmen kapatılıp rafa kaldırıldı. Tıpkı bir hafta önce Ümraniye Hayata Dönüş davasında olduğu gibi… Cezasızlık rafına sıralanan dosya sayısı artıyor. Cumartesi Anneleri’nin sorusunu tekrarlama zamanı: Peki cinayetleri kim işledi…?
TIKLAYIN - "Dava, Katillerin Aklanması için Fırsata Dönüştürüldü"
Adalet rayların altında kalmasın
Çorlu tren katliamında ihmali olanların yargılandığı davada da tam bir hukuksuzluk yaşanıyor. Oğlu Oğuz Arda Sel’i yitiren Mısra Öz Sel başta olmak üzere aileler adalet mücadelesini sürdürüyor. Her duruşmada adliye önünden “adalet” taleplerini haykırıyor. Adalet rayların altında kalmasın diye!
Hak ihlali bir sağlık sorunudur!
TİHV Akademi “Üniversitenin Olağanüstü Hali: Akademik Ortamın Tahribatı Üzerine Bir İnceleme” ve “Akademisyen İhraçları: Hak İhlalleri, Kayıplar, Travma ve Güçlenme Süreçleri” raporlarını yayınladı. Oldukça kapsamlı hazırlanan raporda, 2016’da “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atıp barış talep eden akademisyenlerin yaşadıkları anlatılıyor. Bazı verileri burada paylaşıyorum:
* Barış çağrısı travmatik bir sürece dönüştü. İş kaybı, ekonomik kayıplar; akademik engellemeler, sosyal kayıplar ve hak ihlalleri ve kayıplar sarmalının sonucunda ortaya çıkan sağlık sorunları şöyle:
*En sık bildirilen ruhsal sağlık sorunları; uyku sorunları (yüzde 62,8), yoğunlaşma ve dikkat güçlükleri (yüzde 61,9), duygusal olarak uzaklaşma ya da çökkünlük (yüzde 58,3), kolayca öfkelenme (yüzde 49,0); psikosomatik kökenli olan fiziksel sağlık sorunları ise çarpıntı (yüzde 23,1), nefes darlığı (yüzde 17,4), göğüs ağrısı (yüzde 11,6), tansiyon yükselmesi (yüzde 9,5) şeklinde oldu.
5 Pirs 5 Bersiv”
Geçen hafta bianet Kürtçe’de “5 Pirs 5 Bersiv” (5 Soru 5 Cevap) adıyla bir röportaj serisine başladık. Bianet Kürtçe editörlerinden Ferid Demirel’in hazırladığı bu seride Kürt müzisyenler, sinemacılar, tiyatrocular ve yazarlar, son günlerde nelerle uğraştıklarından, bir daha dünyaya geldiğinde nasıl bir hayat sürmek istediklerine, hayatlarına etki eden olaylardan gün içerisinde neler yapmaktan hoşlandıklarına dair sorulara cevap arıyoruz. Müzik sanatçısı Sîmir Rûdan röportaj ile geçen hafta başlayan dizi her hafta pazartesi günü bir röportaj yayınlanacak şekilde devam edecek.
biamag’da bu hafta
Ölmemek için öldüren kadınlar, kadınların sinirlenme hakkı, iklim krizinin kadın ve çocuklar üzerindeki etkisi, Adalı bir balıkçı Horoz Reis ve daha fazlasını bu hafta biamag'da Ayşegül Özbek'in editörlüğünde yayımladık. biamag'ı hafta boyunca okuyabilirsiniz..