Düşünsenize Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden birinde okuyorsunuz.
Bir gün, üniversitenize bir rektör atanıyor ve okuldaki tüm hayatınız değişiyor. Protestolara başlıyorsunuz…
Sonrası biraz daha karışıyor.
Güvenliğinizi sağlamakla görevli özel güvenlikler, fotoğrafınızı çekiyor, isimlerinizi tespit ediyor ve yönetime bildiriyor. Yani sizi fişliyor.
Sonra bir gün hakkınızda soruşturma açıldığını öğreniyorsunuz. Dikkat! Hayatınız yeniden tepetaklak olabilir.
Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri bölümü öğrencisi Ebru Batur, tam olarak bu anlattığım süreci yaşadı. Tek farkı, o bu fişlemeyi “zincirleme fişleme” olarak tanımlıyor. Çünkü okulun bu bilgileri polisle, polisin de başka yerlerle paylaştığını düşünüyor.
Ebru, tahmin edeceğiniz gibi, Boğaziçi Üniversitesi’ne 2 Ocak’ta rektör olarak Prof. Dr. Melih Bulu’nun atanmasının ardından başlayan protestolara katılan öğrencilerden.
Rektörlük, Ebru hakkında kınama cezası verilmesi talebiyle bir soruşturma başlattı.
Soruşturmanın nedeni, 29 Haziran’da akademisyenlerin rektör atamasına karşı devam ettirdiği nöbette, “İstanbul Sözleşmesi’nden de CİTÖK’ten de Vazgeçmiyoruz, CİTÖK de İstanbul Sözleşmesi de Bizim” pankartını açması.
Bu arada, o pankartı açan 5 öğrenciye de soruşturma açıldı.
Konuya dair görüşlerini almak için aradığım Ebru, ilk önce, “Kadın hakları için mücadele ediyorum” diyor, “Nasıl ki İstanbul Sözleşmesi’nin feshi erkekleri cesaretlendirirse, Boğaziçi Üniversitesi’nde CİTÖK’ün kapatılması da aynı etkiye neden olur, erkekleri cesaretlendirir” diye ekliyor.
Sesinde kendisi adına tek bir endişe hissedilmiyor, endişesi daha çok ülkenin gidişatıyla ilgili.
“Yüzlerce öğrenci hakkında soruşturma var”
Ebru, “AKP’nin tüm ülkeye yayılan baskılarının Boğaziçi’ndeki yansıması” diye yorumladığı soruşturmaların kendisi açısından “beklenmedik bir şey olmadığını” anlatıyor.
Hakkındaki soruşturmayı, kendisine atılan bir e-posta üzerinden öğrenen Ebru, ilgili evrakı da bölümün dekanlığından gidip alıyor. “Bu şekilde hakkında soruşturma açılan yüzlerce arkadaşımız var” diyor, gülümsüyor.
Savunma yapacaklar
Üniversite Disiplin Kurulunu’nun zoom üzerinden toplanıp kendilerinin savunmasını alacağını anlatan Ebru’ya göre, Naci İnci’nin rektör olarak atanması, tüm süreci etkileyebilir. “Kınama gerektiren bir suç olduğu belirtiliyor evrakta ama bu süreçten sonra Disiplin Kurulu nasıl bir ceza verir, bilmiyoruz” diyor.
Ebru, akademik bir kariyer düşünmediği için soruşturmanın kendisi açısından ileride bir sıkıntı yaşatacağını düşünmüyor ama akademik kariyer düşünenler için bu soruşturmalar büyük sorun. “Ne bir hakaret ne bir tehdit var” diyor, "Kadınları savunduk, İstanbul Sözleşmesi'ni savunduk..." diye yineliyor.
Ailelerin de bu tür baskılara alıştığını söyleyen Ebru’ya göre, durum tam olarak şu:
“Gözaltılar, ev hapisleri, tutuklamalar sonrası aileler de duruma alıştı ancak kanıksamadı. Hatta aileler de mücadeleye katıldı.”
“CİTÖK kapatılırsa diye endişemiz var”
Ebru’ya göre, Naci İnci’nin rektör olarak atanması da öğrenciler açısından tedirgin edici. “Öğrenciler Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ Kulübü ve CİTÖK’ün kalıcı olarak kapatılacağı endişesi içinde” diyor.
Ebru, kadın ve LGBTİ+ haklarını savunan bir üniversite öğrencisi.
Enerji dolu, dinamik, genç, varlığı bu ülke açısından umut verici. O, Türkiye için çok güzel işlere imza atabilecek bir kadın.
Şimdi, kadın haklarını savunduğu için "kadınlar öldürülmesin" dediği için cezalandırılabilir.
Ebru bunu hak edecek bir eylem yapmadı! Ebru bu kınamayı, cezayı hak etmiyor!
Tıpkı tüm kadın hakları savunucuları gibi…
TIKLAYIN - 10 soru, 10 yanıt: Boğaziçi'nde CİTÖK neden önemli?
TIKLAYIN - Boğaziçi Üniversitesi'nde görevler artık hep erkeklerin
(EMK)