Bir daha gelsem dünyaya, çocukken daha çok hayal kurardım…
Hayal kurmanın yaşı yok. Ama her şey taptazeyken, zihnimiz kirlenmemişken kurulan hayallerin tadı da hayatın başka hiçbir döneminde yok sanırım. Nelere inanmayız ki çocukken? Belki geleceğin bugünden bambaşka olacağına belki de dünyayı kurtaracağımıza...
Ödüllü yazar Gülsevin Kıral’ın geçtiğimiz aylarda Günışığı Kitaplığı tarafından yayımlanan, 8-12 yaş grubuna yönelik kitabı “Ecmen Takımı” hem arkadaşlığın hem hayallerin önemini anlatıyor çocuklara.
Ege, Defne ve Esin… Onlar bu yıl yedinci sınıfa başlayan üç yakın arkadaş. Aynı okulda ve aynı sınıftalar. Okulun ilk günü tüm arkadaşları için olduğu gibi onlar için de çok heyecanlı. Aynı zamanda bazı maceralı olaylara da gebe. İlk önce Ege’nin anlatımıyla hem okulu hem öğretmenleri hem de sınıftaki diğer öğrencileri tanıyoruz. O yaş grubundaki tüm çocuklar gibi Ege ve arkadaşları da öğretmenlerine isim takmışlar. Fen öğretmenleri Formül Hasan, bu ilk gün, bir soru soruyor çocuklara ve eğitim öğretim yılı bu soruyla başlamış oluyor öğrenciler için.
“Bütün olanaklar elinizde olsa ne icat etmek isterdiniz?”
Sadece bu soru bile hayal kurmak için ne kadar güzel bir fırsat öyle değil mi? Sorunun ardından öğretmenleri bunun bir proje olduğunu ve başarıyla sunum yaptıkları takdirde ödülün İtalya gezisi olduğunu söylüyor. Sınıftaki coşkuyu ve şaşkınlığı tahmin edebiliyor musunuz? Peki ama nasıl olacak? Nasıl bir sunum yapacaklar? Ne icat etmek isterlerdi ki? Offf ne kadar da zor bir konu bu? Hem hepsi gidebilecek mi ki İtalya’ya?
Ege’nin ve arkadaşlarının kafasında deli sorular…
Kitap ilerlerken sadece Ege anlatmıyor bize olanları, yakın arkadaşları Defne ve Esin’in bakış açısından da dinliyoruz her şeyi. Sınıftaki diğer çocukları tanırken, arkadaşların bu rekabet ortamında birbirlerine yaklaşımlarını da görüyoruz. Kafalarında onlarca fikir uçuşuyor çocukların ama bir de takım kurmaları gerek. Kim, hangi takımda derken bu soruna da güzel bir çözüm buluyor genç mucitler. Kitapta çocukların kendi dillerinden anlatımları, okurların kendilerinden çok şey bulmasını ve karakterleri kendilerine yakın hissetmelerini de sağlayacaktır eminim.
Proje hazırlanırken akıllarında bir sürü fikir gelip geçiyor genç mucitlerin. Yazar, bu aşamada Ege, Defne ve Esin’i geleceğe götürüyor. Hayır, zamanda yolculuk değil, hayallerde yolculuk bu. Önce Ege yazıyor hayallerini, sonra da Defne ve Esin. Projeleri önce hayallerinde şekilleniyor detaylıca. Okurken bir geleceğe gidiyoruz bir günümüze dönüyoruz. “Ecmen Takımı”nı kuruyorlar hayallerinde, sonra da projelerini oluşturuyorlar. Acaba İtalya’ya gidebiliyorlar mı?
Bu arada Ecmen Takımı ne demek, daha doğrusu ecmen nedir diye merak ettiniz sanırım. İnsanlığın büyük bir sorununa çare bulacak bir şey belki bu ama henüz gerçekleştirilmedi. Adı belli olduğuna ve hayali Ege, Defne ve Esin tarafından kurulduğuna göre, belki bir gün ecmenler gezer sokaklarda, belli mi olur?
Kitaptaki soru ve proje süreci okurların aklında da bir sürü fikir belirmesine sebep olacaktır. Belki onlar da kendilerini yıllar sonrasında hayal edecekler ve belki bu hayal gerçeğe dönüşecek…
Sahi siz, tüm imkânlar elinizde olsa, ne icat etmek isterdiniz?(PT/AÖ)