Türkiye siyasi hayatında, halkın önüne konulan seçeneklerin birbirine yakın olması sık sık tabanda kaymalara yol açabiliyor. Bir de tabanda karşılığı olmasa da siyasiler arasında geçişgenlik söz konusu oluyor. Bu geçişler tabanda destek bulmak bir yana tepkiye yol açıyor. Seçmen haklı olarak tercihinin kişiye değil partiye yönelik olduğunu ve yaşanan 'transferlerin' kendi iradesini yansıtmadığını söylüyor.
Geçmişten günümüze parti değiştirme nedenleri 'transfer', 'kopuş' veya 'taktik geçiş' olarak karşımıza çıkabiliyor. Elbette bir de seçim ittifakı sonrası seçilenlerin kendi partilerine dönmesi söz konusu.
Tek partili hayattan çok partili hayata geçilmesi ile birlikte değişiklikler yaşanmaya başladı. Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Refik Koraltan — CHP içindeki muhalefetten (Dörtlü Takrir) kopup 7 Ocak 1946'da Demokrat Parti'yi kurdular Bu tarih, çok partili hayata geçişte dönüm noktası olarak kabul edilir.
CHP'den ayrılıklar ile 1967 yılında Turhan Feyzioğlu'nun kurduğu Güven Partisi, Adalet Partisi'nden kopan Ferruh Bozbeyli'nin de aralarında olduğu 41'ler tarafından 1970 yılında kurulan Demokratik Parti siyasi hayata dahil oldu.
Siyasi partiler arasında bölünmelerden kaynaklı değişimler yaşansa da Türkiye siyasi hayatına damga vuran olay 1977-78 yıllarında yaşandı. Kamuoyunda 'Güneş Motel olayı' olarak anılan 'transfer' ile Adalet Partisi'nde 11 milletvekili CHP'ye geçerek Bülent Ecevit'in hükümet kurması için kapı araladı. Bu durum milletvekili pazarlığı açısından köşetaşlarından biri oldu.

12 Eylül cuntası döneminde MHP'liler arasında yaygınlaşan Türk-İslam düşüncesi ile 1993 yılında parti içinde bir ayrışma yaşandı. Muhsin Yazıcıoğlu'nun MHP'den ayrılıp Büyük Birlik Partisi'ni kurması önemli bir kopuşa yol açtı.
Türkiye'de sağ partilerin her zaman mirasçısı olduğunu söylediği Demokrat Parti, 12 Eylül'den uzun bir süre sonra yeniden Türkiye siyasi hayatına dahil oldu. Ancak partinin genel başkanlığını yaparken dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında ağır suçlamalar yönelten Süleyman Soylu'nun AKP'ye geçmesi ve sonrasında bakan koltuğuna oturması ile Demokrat Parti yine tarihin tozlu sayfaları arasına döndü.
Milli Görüş ekibinden ve Halkın Sesi Partisi'nin (HAS Parti) kurucusu olan Numan Kurtulmuş, partisinin 2012’de AKP'yle birleşmesi sonrası buraya geçti; genel başkan yardımcılığı ve başbakan yardımcılığı yaptı. Kurtulmuş halen siyasi yaşamını Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak sürdürüyor. Aynı zamanda PKK ile yürütülen çözüm sürecine dair görüşmeleri yürüten Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na başkanlık ediyor.
AKP'den istifa ederek 13 Eylül 2019'da Gelecek Partisi'ni kuran Ahmet Davutoğlu, 9 Mart 2020'de DEVA Partisi'ni kuran Ali Babacan, 2022'de CHP'den koparak Memleket Partisi'ne geçen ardından AKP'ye geçen Mehmet Ali Çelebi son yılların önemli figürleri arasında yer aldı.
Parti genel başkanları kadar, MHP'den CHP'ye geçen ve CHP'ye üst üste seçim kazandıran Mansur Yavaş da önemli isimler arasında yer aldı.
Türkiye siyasi hayatında "parti değiştirme" denildiği zaman akla gelen ilk isim tartışmasız Kubilay Uygun olur. 'Fırıldak Kubi' diye anılan Uygun, TBMM’de kısa aralıklarla yaptığı geçişlerle biliniyor. 1996 Temmuz’da bir ay içinde üç kez parti değiştirdi: 4 Temmuz 1996'da DSP'den DYP'ye, 6-8 Temmuz'da DYP'den tekrar DSP'ye, 30 Temmuz'da DSP'den bir kez daha DYP'ye. Ardından 27 Haziran 1997'de DYP'den MHP'ye geçmiş, 18 Temmuz 1997'de de MHP’den ayrılmıştı. 28 Aralık 1997'de DTP’ye katılmış, 10 Haziran 1998'de ise DTP’den istifa etmişti. Milletvekilliği öncesinde yerelde CHP ve ANAP’ta siyaset yapmıştı.
Yakın tarihe baktığımızda ise en keskin dönüşlerden birini yapanın Savcı Sayan olduğunu görüyoruz. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal istifa ettiği zaman basın toplantısı sırasında hıçkıra hıçkıra ağlayan Sayan, kısa süre sonra AKP saflarına geçti.
Son günlerde ise belediyelerde, özellikle de polisin yolsuzluk iddiası ile operasyon yaptığı belediyelerde CHP'den AKP'ye doğru bir göç başladı. Hatta bu göç sonucu Beykoz Belediyesi'nde yönetim CHP'den AKP'ye geçmiş oldu. Benzer bir durumun 4 CHP'li Meclis üyesinin istifa ettiği ve halihazırda CHP'li belediye başkanının gözaltında olduğu Bayrampaşa Belediyesi'nde de yaşanması muhtemel.

Millet İttifakı listelerinden seçilip Cumhur İttifakı’na geçenler
Belediye Başkanları (31 Mart 2024 sonrası, seçilmiş örnekler)
- Özlem Çerçioğlu — Aydın Büyükşehir (CHP → AKP), 14 Ağustos 2025
- Mustafa İberya Arıkan — Aydın/Söke (CHP → AKP), 14 Ağustos 2025
- Malik Ercan — Aydın/Yenipazar (CHP → AKP), 14 Ağustos 2025
- Osman Yıldırımkaya — Aydın/Sultanhisar (CHP → AKP), 14 Ağustos 2025
- Umut Yılmaz — Gaziantep/Şehitkamil (CHP → AKP), 14 Ağustos 2025
- Yasemin Fazlaca — Yalova/Altınova (CHP → AKP), 14 Ağustos 2025
- Mustafa Koda — Isparta/Yalvaç (İYİ Parti → AKP), 14 Ağustos 2025
- İsmail Akpınar — Aksaray/Yeşiltepe (belde) (İYİ Parti → AKP), 14 Ağustos 2025
- Muammer Yanık — Kastamonu/Bozkurt (Bağımsız → AKP), 14 Ağustos 2025
- Hasan Ustaoğlu — Konya/Seydişehir (CHP → AKP), 11 Eylül 2025
- Mesut Mertcan — Konya/Emirgazi (YRP → AKP), 11 Eylül 2025
31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından çok sayıda Yeniden Refah Partisi (YRP) belediye başkanı AKP’ye geçti. YRP’nin kazandığı 65 belediyenin yaklaşık üçte biri bir yıl içinde AKP’ye kaptırdı.
Milletvekilleri (28. Dönem örnekleri)
- Serap Yazıcı Özbudun — CHP listesi/Gelecek → AKP, 23 Şubat 2025 (AKP kongresi)
- Ünal Karaman — İYİ Parti (Konya) → AKP, 23–24 Şubat 2025
- Mehmet Salim Ensarioğlu — İYİ Parti (İstanbul) → AKP, 23 Şubat 2025
- Dursun Ataş — İYİ Parti (Kayseri) → AKP, 30 Ekim 2024
- Seyithan İzsiz — İYİ Parti (İstanbul) → AKP, 14 Ağustos 2024
- Ahmet Ersagun Yücel — İYİ Parti (İstanbul) → AKP, 14 Ağustos 2024
- Mustafa Nedim Yamalı — CHP listesi/Gelecek (Ankara) → AKP, 25 Aralık 2024
Cumhur İttifakı listelerinden seçilip Millet İttifakı’na geçenler
2024 sonrası dönemde AKP veya MHP’den CHP-İYİ eksenine geçen belediye başkanı örneği neredeyse yoktur. Kayda geçen tek “ters yön” yerel örnek, Memleket Partisi’nden CHP’ye geçen Yozgat/Sorgun-Bahadın Belediye Başkanı Sami Eroğlu oldu (4 Eylül 2025). Bu da doğrudan Cumhur İttifakı çıkışlı değildir.
TBMM’de de akış ağırlıkla Millet İttifakı’ndan Cumhur İttifakı’na yönelmiştir (özellikle İYİ Parti ve CHP listelerinden seçilen Gelecek/Saadet kökenli vekiller).
Belediye meclislerinde çoğunluk değişimi
Gaziosmanpaşa'da 31 Mart 2024’te seçimi CHP’li Hakan Bahçetepe kazandı (yaklaşık %40,45; AKP %40,12). Haziran 2025 başında Bahçetepe, İBB’ye yönelik soruşturmanın 5. dalgasında tutuklandı/görevden uzaklaştırıldı. 11 Haziran 2025’te belediye meclisi başkanvekili seçimi yaptı; AKP’nin adayı Eray Karadeniz çoğunlukla seçilince belediyenin fiilî yönetimi CHP’den AKP’ye geçti.Mecliste AKP 18, CHP 17, MHP 3 üye vardı; AKP+MHP çoğunluğu başkanvekilliğini belirledi.
Aydın Büyükşehir ve Söke: 14 Ağustos 2025’teki geçişlerin ardından bir dizi CHP meclis üyesi istifa etti, dengeler değişti.
Aydın/İncirliova: Ocak 2025’te bir CHP’li meclis üyesinin Cumhur İttifakı’na geçmesiyle meclis aritmetiği başa baş hale geldi.
Beykoz’u CHP adayı Alaattin Köseler yüzde 45,87 ile kazandı; AKP adayı Murat Aydın yüzde 44,91’de kaldı. İlçe meclisi oylarında da CHP birinci oldu. Köseler, yürüyen soruşturma kapsamında 3 Mart 2025’te tutuklandı. Belediye meclisi 10 Mart 2025’te CHP’li meclis üyesi Özlem Vural Gürzel’i “belediye başkan vekili” seçti. 9–10 Eylül 2025: Başkanvekili Özlem Vural Gürzel CHP’den istifa etti; CHP’li meclis üyeleri Uğur Gökdemir ve Murat Uzun da partilerinden ayrıldıklarını açıkladı. 13 Eylül 2025: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gürzel’e AKP rozeti taktı; aynı törende meclis üyesi Nevzat Cebeci’nin de AKP’ye katıldığı duyuruldu.
Bayrampaşa Belediyesi'ne yönelik yolsuzluk soruşturmasında Hasan Mutlu dâhil 48 kişi hakkında gözaltı işlemleri yapıldı. Hemen ertesinde CHP’li meclis üyeleri Murat Salman ve İbrahim Soytürk başta olmak üzere toplam 4 istifa açıklandı. Bununla birlikte 37 üyeli mecliste CHP 18 sandalyeye düştü; AKP+MHP+bağımsızlar 19’a ulaştı. Şimdi başkanvekilinin kim olacağını 'bağımsızlar' belirleyecek.
Yazıya başlarken açıkçası listenin bu kadar uzun süreceğini düşünmemiştim. Kaldı ki İYİ Parti'nin grup kurması ve seçimlere girebilmesi için 15 CHP'li vekilin parti değiştirmesi gibi ayrıntılara da girmemiştim. Bir zamanlar HDP/Yeşil Sol Parti/DEM Parti'li belediye başkanlarının yerine kayyım atanması çok sık rastlanan bir durumdu. Bu kez sıra CHP'li belediyelere geldi. Birçok belediye ya gözaltına alınanlar/tutuklananlar ya da sıranın kendisine geleceğini bekleyenler nedeniyle iş yapamaz durumda. İçinde bulundukları ekonomik sıkıntı da bir cendereye dönüşmüş durumda. Belediye çalışanları ücretlerini alamadıkları için haklı tepkilerini ortaya koyuyor.
AKP kendi yönetimine geçiremediği belediyeleri de çalışamaz duruma getirerek seçmen karşısında zor durumda bırakmayı seçiyor. Tabii sadece zor durumda bırakmak ile sınırlı değil. Mesela medyaradar'da yer alan habere göre Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in tutuklanmasından sonra onun yerine vekalet etmesi için 10 Mart tarihinde koltuğa oturan Özlem Vural Gürzel’in Aktif Sanat İnşaat isimli firmaya bir günde iki ihale verdiği ortaya çıktı. Aynı gün sözleşmesi imzalanan ihalelerin bedeli ise tam 173 milyon TL oldu. Esenler ve Bayrampaşa belediyelerinden peş peşe ihale alan İlyas Dönmez, uzun zamandır yayıncılık işleriyle uğraşıyor. Dönmez aynı zamanda Numan Kurtulmuş ile birlikte HAS Parti'nin kurucuları arasında yer alıyordu.
Demokrasilerde seçim halkın iradesinin siyaseti belirlemesini sağlar. İyi de o zaman bu ne? Siyasete yansıyan irade hangisi?
Transferlerin sona ermesi için parti tabanının siyaseti "büyüklere" bırakmayıp aday belirlemede liyakatın öne çıkmasını sağlaması, kapalı kapılar ardında pazarlıklara izin vermemesi gerekiyor. Aksi taktirde tarih tekerrür etmekten ibaret olmaya devam edecek gibi görünüyor.
(Mİ)







