Bugün (2 Ağustos 2011) birçok gazetenin manşeti, dün toplanan Yüksek Askeri Şûra'nın (YAŞ) oturma düzeni hakkındaydı. 1925'te oluşturulan ve 1972'de değiştirilen kanunla yılda iki defa toplanan YAŞ'larda, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı uzun masanın baş kısmında yan yana otururdu.
2011 yılının Ağustos ayında, 14 yerine dokuz general ve amiralle toplanan YAŞ'da ise, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'U' şeklindeki masanın başında tek başınaydı.
Peki, aşağıdaki fotoğrafın anlamı ne?
Aslında zaten, Yüksek Askeri Şura'nın kuruluş ve görevleri hakkında 1972 yılında kabul edilmiş olan kanuna göre, Şura'nın başkanlığını Başbakan tek başına yapıyor.
1612 sayılı kanunun ikinci maddesi şöyle: "Yüksek Askeri Şuranın Başkanı Başbakandır. Başbakan bulunmadığında Genelkurmay Başkanı Yüksek Askeri Şuraya Başkanlık eder."
Bazı gazeteler durumu, Necdet Özel'in Genel Kurmay Başkanı olarak atanması henüz tamamlanmadığı için şimdilik Başbakan'la aynı hizada oturmadığı yönünde yorumladı.
Fakat bianet'in sorularını yanıtlayan Başbakanlık Basın Müşavirliği, oturma düzeninin Türkiye Cumhuriyeti Devlet Protokolü'ne uygun olduğunu ve olması gereken düzenin bu olduğunu söyledi:
"Protokolün gerektirdiği budur. Başkent Protokolü Öndegelim Listesi'ne göre sıralama Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı olarak ilerler. Bu sebeple Genel Kurmay Başkanı'nın Başbakan'ın sağında, Savunma Bakanı'nın da kıdem sırasına göre altta olduğu için solda oturması normaldir."
Eşbaşkanlık sistemi yok
Kanun, Yüksek Askeri Şura Başkanı'nın Başbakan olduğunu, eşbaşkanlık düzeni olmadığını yazıyor. O zaman aslında sorulması gereken, 2011 Ağustos'undaki Şura'nın oturma düzeninin neden böyle olduğu değil, daha önceki YAŞ'larda neden bu şekilde olmadığı.
Başbakanlık kaynakları, "Bu konuda biz yorum yapamayız ama olması gereken budur" demekle yetiniyor.
Ama Profesör Doktor Baskın Oran açıklıyor: "Oturma düzeninin bu şekilde değişmiş olması, askeri vesayetin temsilen sona erdiğinin göstergesidir." Evet, bu çok önemli ama bunun kadar önemli başka bir konunun altını çizmek gerek: "Başbakan masanın başında tek başına oturacaksa, demokrasinin diğer sorunları konusunda da irade göstermek zorunda."
Oran şöyle diyor: "Bu süreç 27 Nisan (2007) Muhtırası'na hükümetin gerekli tepkiyi vermesiyle mümkün oldu. Oturma düzeni, sürecin tescilidir. Ancak yapılması gereken, 1960'dan başlayarak askerlerin etkili olduğu tüm kanunların ayıklanması ve kaldırılmasıdır. YAŞ'la ilgili kanunda, 'Başbakan bulunmadığında Genelkurmay Başkanı Yüksek Askeri Şuraya Başkanlık eder' maddesi de bunlardan biri. Bu ayıklama elzem çünkü biz silahlı partiyle mücadele edemeyiz. Bu ülke, seçilmiş politikacılarla yönetilecekse Genel Kurmay Başkanı, son toplantıda oturduğu yerde oturur. Ancak, Başbakan da masanın başında tek başına oturacaksa, orada oturmanın demokratik bir idare kurmaktan başka yolu yoktur." (IC)