12 Temmuz 2002'de aramızdan ayrılan Ece Ayhan, edebiyatımızda İkinci Yeni olarak adlandırılan şiir hareketinin önde gelen temsilcilerindendir. Gerek şiirleriyle gerekse deneme, anı, günlük türündeki yazılarıyla yeni bir şiir anlayışının doğmasında ve giderek bir akıma dönüşmesinde öncü bir rol oynamıştır.
Ece Ayhan, şiirin "hele İkinci Yeni şiirinin her zaman ve her anlamda muhalefet"te olduğunu savunur. Ona göre şiir, "yalnızca dünyaya, kente, babaya, okula değil; aynı zamanda öğrencilere de, oğullara da, hemşehrilere de, insanlara da, hatta şiire de" bozuk çalmalıdır. "Etik" sözcüğünün dilimize "ahlâk" karşılığında yanlış çevrildiğini düşünen sanatçı, bir şairin temelde de, ayrıntıda da etikçi olması gerektiğini savunur. Yeni şiir hareketinin "İkinci Yeni" yerine, "sivil şiir" olarak adlandırılmasının daha uygun olacağını düşünür.
Onun şiirinin en belirgin temalarından biri, toplumsal değişim arzusudur. Sanatçı, toplum ve devlet hayatında yaşanan birtakım aksamaların ya da eksikliklerin Meşrutiyet'lerden bugüne aktarıldığına inanır.
Ece Ayhan'ın şiirlerini tema bakımından sınıflandırmak oldukça güçtür. Çoğu bir metnin parçaları olarak yazılan bu şiirler, ancak kitapların bütünlüğü içinde bir anlam kazanmaktadırlar. O, kent insanının girişik iç dünyasını böyle bir şiir kurgusu içinde vermeye çalışmıştır. Şiirlerinde tek başına anlamlandırılamayan motifler kitap bütünlüğü içinde bir araya getirildiğinde, gizlenmiş bir metnin varlığı ortaya çıkmaktadır. O, okurun önüne net fotoğraflar koymaktan hoşlanmayan bir sanatçıdır ve okurun bu gizli metnin varlığını sezmesini ve bulanık görüntülere ulaşmasını yeterli görmektedir.
Ece Ayhan'ın şiirleri, kitaplarından yola çıkılarak çözümlendiğinde; tarih, toplumsal değişme, çocuk-eğitim, karamsarlık-mutsuzluk, yalnızlık-korku, hayat kadınları-cinsellik ve ironi temaları üzerinde yoğunlaştığı görülür.
Kınar Hanımın Denizleri: Ayhan'ın 1959'da yayımlanan bu ilk kitabında yer alan şiirler; tarihe, coğrafyaya, ekonomiye göndermeler yapmakta ve Meşrutiyet sonrası devlet hayatının yakın tarihimizde yaşanan olayları, anıları sunulmaktadır. Kantolar ve kantocularla birlikte çöküntülerin bozulmuşluklarla, kokuşmuşluklarla birlikte var olan bir insan gerçeği Neyyire Hanım, Dikran Çuhaciyan, Deniz Kızı Eftalya, Kantocu Peruz, Kınar Hanım ile simgeleştirilmektedir.
Bakışsız Bir Kedi Kara: Ece Ayhan'ın "sıkı şiirlerim" dediği düzyazı şiir serisidir. Bu şiirlerde günümüz insanının sorunları, korkuları masalsı bir dünya atmosferinde dile getirilmektedir.
Ortodoksluklar: Tarih göndermesinin öne çıktığı bu şiirlerde, "eski İbrani metinlerinden ve Bizans tarihinden derlenmiş" malzemeyle, bir anlamda "insanlığın acı çekme tarihi" yazılmaya çalışılmıştır. Eserin en önemli göndermesi Bizans'a ve özellikle Bizans'ın başkentinedir. Şiddet imgelerinin öne çıktığı bu kitapta yer alan şiirler, göndermelerin hangi tarihsel anlatılara olduğunu çözmeyi zorlaştıran, neredeyse olanaksızlaştıran bir kurguya sahiptir.
Devlet ve Tabiat ya da Orta İkiden Ayrılan Çocuklar İçin Şiirler: Sanatçının Yort Savul, Mor Külhani, Meçhul Öğrenci Anıtı gibi tanınmış şiirlerinin bulunduğu kitabıdır. Devlet-birey ilişkilerinin, toplum sorunlarının irdelendiği, politik şiir anlayışının öne çıktığı bu şiirler, daha çok bugünün Türkiye'sine göndermeler yapan temalarının okura yabancı gelmemesi nedeniyle, sanatçıyı daha geniş bir okur kitlesiyle buluşturmuştur. 1973 Türkiye'sinin toplumsal ve politik çalkantılarını yansıtmaktadır. Memet Fuat, Devlet ve Tabiat'taki şiirleri, toplum sorunlarına değinen şiirin başyapıtı olarak değerlendirmiştir.
Çok Eski Adıyladır: Ece Ayhan'ın, "Kırka yakın insan yılını bulan yazı yaşamımda varabileceğim en yetkin ve en sıkı bir kitabımdır ve tabii en karamsar da!" dediği kitabıdır. Eserde, "tarihi düzünden okumaya ayaklanmış çocuklar"ın sözcüsü olarak sondan başa doğru sıralanmış 42 düzyazı şiir bulunmaktadır. "Meclislik" sözcüğünü, "bir minyatürde figürlerin istifi" anlamında kullanan sanatçı, eserinin alt başlığını "Meclislikler, Minyatürler"koymuştur. Eserde yer alan şiirler, "bir minyatürde figürlerin istifi" misali, zincirleme tema birliği meydana getirmektedirler. Genellikle Osmanlı dönemine göndermelerin yapıldığı bu şiirlere, "tarihin düzünden okunma"ya çalışıldığı politik nitelikli tarih okumaları da denilebilir. Şair, tarihteki iktidar oyunlarını ve bu oyunların acı devlet ve toplum hayatına yansıyan olumsuz etkilerini öne çıkarmaktadır.
Zambaklı Padişah: Bu kitapta toplanan şiirler, Ece Ayhan'ın tersinden yazıldığını iddia ettiği tarihi, düzünden yorumlama çabası olarak görülebilir.
Çanakkaleli Melâhat'a İki El Mektup: "Dışta bırakılanların, hal ve gidişi sıfır olanların, yasaklananların" şiirini yazdığını söyleyen Ece Ayhan, Cumhuriyet'e bir de bir hayat kadını olan "Çanakkaleli Melâhat"in gözüyle bakılması gerektiğini savunmaktadır. Ona göre "Melâhat", devletin karşısında olmadığı gibi içinde de olmayan "sivil" bir kahramandır.
Son Şiirler: Ece Ayhan, 1993'te yayımlanan Son Şiirler kitabının aslında "Son Sivil Şiirler" olması gerektiğini, "son" sözcüğünü kendisinin unuttuğunu belirtmektedir. Yakın tarihimizin sosyal ve -özellikle de- edebiyat hayatına ironik bir bakışı açısı getiren şiirlerden oluşmaktadır.
Şiirinin gerçek kaynağının "döküntüler, dışta bırakılanlar, düşürülenler, hal ve gidişi sıfır olanlar, yasaklananlar" olduğunu söyleyen Ece Ayhan, şiirlerinde hayat kadınlarına ve insan yapısının ayrılmaz bir öğesi olarak gördüğü cinselliğe çok sık yer vermiştir.
Aynalı Denemeler adlı bir eseri de bulunan Ece Ayhan, her türlü tarihî olaya ve sosyolojik hadiseye bir de tersinden bakmayı deneyen bir şairdir. Onun toplum ve devlet hayatındaki bütün ilişkilere bir "ayna"yla bakma alışkanlığının temelinde, Küçükömer'in tarihî tezlerinin derin izleri görülmektedir. (HG/TK)
* Hulusi Geçgel, Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe Eğitimi Bölümü.