“Sinan'ım,
Bugün 3 Mart 2010, 61. doğum gününde seni anıyorum. Keşke bugün sana daha iyi haberler verebilseydim. Sen aramızdan ayrılalı 38 sene bitmek üzere. Sizin yaratmak istediğiniz dünyayı özledikçe ciğerim yanıyor.”
Emin Özdoğru, kardeşi Sinan Kâzım Özüdoğru’ya mektubunda böyle sesleniyordu. “Doğum Günün Kutlu Olsun Kardeşim Sinan” başlığıyla bianet’te yayınlamıştık mektubu. Kızıldere’de öldürülmesinin üzerinden 38 yıl geçen kardeşine o günün Türkiyesini anlatıyordu mektubunda; ülkenin hali pek bir fenaydı...
Mektubu şöyle bitirmişti Emin Özüdoğru: “Sen milyonların kalbinde yaşıyorsun ben ise sadece nefes alıyorum. Seninle yeni yepyeni bir dünya düzeninde sömürüsüz, sınıfsız yönetimlerde buluşmak üzere, hoşça kal. Ağabeyin Emin.”
Ertesi yıl yine yazdı, bu kez Sinan Kâzım’ın cenazesini almak için gidişlerini anlattı. Acı bir anıdır, insanın içini acıtır satırları. Yazısını şöyle bitirmişti o yıl Emin Özüdoğru: “Şimdi bana göre gerçek bir komünist olduğuna inandığım Sinan Kâzım, hiçbir yerde ve topluluklarda resim çektirmemiş. Hazırlık çalışmalarını yaptığımız Sinan Kâzım kitabına çok fazla resim katamıyoruz. Şimdi Kâzım'ın hakkında bilgisi, anısı, arkadaşlığı olanların katkılarını bekliyorum. Katkı koyabilecek dostlarına yoldaşlarına şimdiden saygılarımı sunarak satırlarımı sonlandırıyorum.”
Ayaktakiler: Sinan Kâzım Özüdoğru, Aşkın Etensel, Hanefi Caner, Rüçhan Manas, Ayşın Er, İbrahim Göltaş. Oturanlar: Alev Maro, Ertan Kurt. |
Şimdi elimde bir kitap var: “Devrimciler Ölmez: Sinan Kâzım Özüdoğru Kitabı”. Çağrı yerini bulmuş: Emin Özüdoğru’ya kitabın ortaya çıkarılmasında Kamil Dede, Şaban İba, Mustafa Kemal Kaçaroğlu, Ali Alfatlı, Ertuğrul Kürkçü, Oğuzhan Müftüoğlu, Fikret Babuş, Hacı Tonak, Ali Karşılayan, Tuncay Çelen, Yıldırım Türker, Gün Zileli, Hüseyin Gümüş, Mustafa Baykara, Necla Aydoğdu, Hamdi Gökdurna, Oktay Etiman, Mustafa Aynur, Mehmet Hakkı Yazıcı, Selçuk Şahin Polat, İbrahim Göltaş, Osman Cavit İyigün, Feyyaz Kurşuncu, Cemal Çakıcı, Faik Güleçyüz, Gizem Özüdoğru, Fatma Özüdoğru destek vermiş.
Ve Sinan Kâzım için “en çok onunla arkadaş oldum” diyen Füsun Özbilgen derlemiş kitabı.
Sinan Kâzım arandığı dönemde, Özbilgen’in evinde sakladığı devrimcilerden birisi.
Sinan Kâzım için şu cümleleri kurmuştu bianet’te 31 Mart 2010’da yayınlanan yazısında: “Nedense en çok onunla arkadaş olmuştum. Öyle devrimci havalar filan atmaya çalışmıyordu. Zaten devrimci hava atanların da alırdım havalarını. Bulaşık yıkatır, yer sildirirdim. (Madem devrimcisin, işler ortak değil mi arkadaş?)”
Hem Özbilgen’in bu yazısı hem de Emin Özüdoğru’nun kardeşine yazdığı ve bianet’te yayınladığımız yazılar, kitapta yerini bulmuş.
Bu kitaba kadar Sinan Kazım için yazılan her yazı için tek fotoğraf kullanıyorduk; Kızıldere Katliamı’nın yıldönümleri için hazırlanan afişte olan fotoğrafıydı. Tıpkı Emin Özüdoğru’nun dediği gibi çok fotoğraf çektirmemişti Sinan Kâzım ya da çektirmişti ama albümlerde duruyordu. Emin Özüdoğru’nun 2011’de yaptığı çağrı sonrası bu çalışma için arkadaşlarından toplanan fotoğraflar da yer alıyor kitapta. Arkadaşlarının çeşitli dönemleriyle anlattığı Sinan Kâzım, “Devrimciler Ölmez” ile hem yeni suretleri hem de az bilinen yönleriyle karşımıza çıkıyor.
Ayaktakiler: Ertan Kurt, Sinan Kâzım Özüdoğru (Soldan ikinci, İbrahim Göltaş, Kaya Çakır, Tülay... |
Mesela ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü yöneticisi ve Dev-Genç Merkez Yürütme Kurulu üyesi Tuncay Çelen’den Ankara Atatürk Lisesi’nde Tiyatro Kulübü’nde İlber Ortaylı ve Kenan Işık ile dördünün aynı sahneyi paylaştığını öğreniyoruz. Sahneledikleri oyun “Vatan Yahut Silistire”. Dil Tarih Coğrafya Fakültesi öğrencisi ve Dev-Genç üyesi Fikret Babuş’tan 1969’da Talebe Cemiyeti Seçimleri’nde elde ettikleri zafer sonrası tüm kantinin beraber söylediği marşı başlatanın Sinan Kâzım olduğunu okuyoruz: “Kara deryalarda bir fenersin…” diye başlamış marşa, tüm kantin devam etmiş… 1972 öncesi Dev-Gençli İbrahim Göltaş anlatıyor mesela: “… jandarma korumasındaki CENTO* önünde asılı bayrak direğinden Amerikan bayrağını indirip yırtması neticesinde aldığı dipçik darbelerinden etkilenmemesi beni çok şaşırtmıştı; zira o anda ben yediğim bir dipçik darbesinden dolayı 10 gün boynumu döndürememiştim.”
Ve Emin Özüdoğru… Füsun Özbilgen’in kitabın girişinde “Emin Ağabeyin Özü Doğru” başlığıyla kaleme aldığı “Teşekkür” notunda “Bir ağabey düşünün, 40 yıl aşan bir sürede her gün, her an kardeşinin acısıyla yaşıyor. Acıları her 30 Mart günü yeniden şahlanıyor. O günlerde, 30 Mart 1972’de hunharca öldürülen kardeşine mektuplar yazıyor” satırlarıyla tanıttığı Emin Özüdoğru, “Devrimcilik Bir Asalettir, Devrimcilik Bir Cesarettir” başlıklı yazısında Sinan Kâzım’ın 23 yıllık zaman olarak kısa ama tarihe uzun bir not düşmüş yaşamını aktarıyor. “Sinan K3azım Özüdoğru, 3 Mart 1949 tarihinde Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Gülören (Peyik) köyünde varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi” cümlesiyle başlıyor anlatmaya. Ve kardeşini gördüğü son güne kadar anlatıyor.
Ve son sözü Özüdoğru ailesinin komşusunun oğlu Hamdi Gökdurna’ya bırakalım. Kısa bir anısı var Gökdurna’nın. Şöyle bir anı aktarıyor: “Yıl 1967. Ben ortaokul 1. sınıfta okuyorum. O yıl Sinan Kâzım Özüdoğru ile tanıştım. Çok mert, iyilik seven, vatanını milletini seven bir insandı. Okulda İngilizce dersi okuyordum, beceremiyordum. Bir gün yanına gidip ‘Kâzım abi, ben İngilizceyi beceremiyorum’ dedim. Bana, ‘Hemen gel, sana İngilizce çalıştıracağım’ dedi. Beni bir süre İngilizce çalıştırdı, ben de sınıfımı geçtim. Ve hiç karşılık beklemedi. Çok severdim, mahallemizde büyük, küçük herkes onu severdi. O herkese yardım eder, haksızlığa karşı tahammül edemezdi. Eşitliği savunurdu. Tam bir devrimciydi.”
1967’de lise öğrencisi Sinan Kâzım. Aynı yıl Ankara Atatürk Lisesi gazetesine yazdığı yazısını şöyle bitirmiş: “Bir sorunun nedeninin bilinmesi yarı yarıya çözümü demektir…” (HK)
* CENTO: Central Treaty Organization; Merkezi Antlaşma Teşkilatı; önceki adı ile Bağdat Paktı (1955-1959), Türkiye, İran, Irak, Pakistan ve Birleşik Krallık arasında, Sovyetler Birliği'nin Ortadoğu'da nüfuz kurmasını önlemeye yönelik olarak kurulan karşılıklı güvenlik ve savunma örgütü. CENTO 1979’da İran’ın ve ardından Pakistan’ın pakttan çekilmesiyle dağıldı.
Künye: Devrimciler Ölmez - Sinan Kazım Özüdoğru Kitabı
Yazan: Kolektif, Derleyen Füsun Özbilgen
Ayrıntı Yayınları, 2015, 208 sayfa.