Uzun süredir, seçimlerden sonra yapısal reformların açıklanacağına dair bir beklenti vardı. Nihayet, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yapısal dönüşüm adımları adıyla yeni bir program açıkladı.
TIKLAYIN - Albayrak'ın Yapısal Dönüşüm Adımları
İlk söylenmesi gereken, bu programın yapısal dönüşümle ilgisinin olmadığı, ekonominin acil finansman ihtiyacını karşılamaya dönük bir politikalar demetinden ibaret kaldığı. Gerçi tarım, turizm, hukuk, eğitim, lojistik gibi alanlarda yapısal dönüşüme ilişkin vaatlere yer verildi fakat bunların ne olduğu açıklanmadı. Her biri için Mayıs, Ağustos, Eylül gibi aylarda merakımızın giderileceği belirtildi.
Finansman için kamu kaynaklarına güveniliyor
Zaten hükümetin ve iş çevrelerinin asıl önem verdiği konu da finansmandı. Belli ki ekonominin finansman ihtiyacını karşılamak için öncelikle kamu kaynaklarına güveniliyor. Kamu bankalarına 28 milyar liralık Devlet İç Borçlanma Senedi verilecek. Özel bankaların da sermaye yapısının iyileştirilmesi, temettü dağıtımının engellenmesi gibi önlemlerden söz ediliyor ama baş rolün kamu bankalarında olacağı anlaşılıyor. Enerji ve gayrimenkul alanlarında faaliyet gösterecek iki yeni fon kurulacak ve bu sektörlerin zor durumdaki firmalarının finansman sorunları çözülecek.
Finansmanla ilgili umut bağlanan ikinci kaynak da çalışanların birikimleri. Bir türlü emeğiyle çalışan insanların katılmaya ikna edilemediği Bireysel Emeklilik Sistemi ile uzun süredir göz konulan kıdem tazminatları bir araya getirilerek sorun çözülüyor. Bu birlikteliğe Tamamlayıcı Emeklilik adı veriliyor. Böylece iki koldan sağlanan kaynaklarla büyük bir fon oluşturulması ve finansman sorununun çözümünde önemli rol oynaması planlanıyor.
Vergilerle ilgili kısımda dikkati çeken iki husus var. Bunlardan birincisi kurumlar vergisi oranlarının düşürülmesi. Hükümet, bu sıkışık durumda dahi çözümü kamu kaynaklarının azaltılmasında, özel sektöre kaynak aktarımının artırılmasında görüyor. Geçtiğimiz yıllardaki uygulamaların beklenen sonucu doğurmadığını, özel sektöre kaynak aktarımının yatırımların artmasını sağlamadığını görmezden geliyor.
Vergi zaten tabana yayılmış durumda
İkinci olarak, Türkiye’de “verginin tabana yayılması” gerektiğini söylemek, eğer amaç insanları kandırmak değilse, ülkeden habersiz olmak anlamına gelir. Türkiye’de vergi zaten tabana yayılmıştır. Toplam vergi gelirlerinin yüzde 70’den fazlasının dolaylı vergiler olduğu ve gelir vergisinin çoğunu çalışanların ödediği bir ülkede vergi daha fazla nasıl tabana yayılabilir? Bu ülkede sorun verginin tabana yayılması değil, üst gelir gruplarına yükseltilmemesidir.
Görülüyor ki kamu sektöründen ve çalışanlardan sağlanan kaynaklarla iş dünyasının sorunlarının çözülmesi amaçlanıyor. Türkiye’de kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığı kamuoyunun pek ilgisini çekmez fakat kıdem tazminatı ve zorunlu bireysel emeklilik konuları toplumsal tepkilere yol açabilir. Bu tepkilerin siyasal boyutları olabilir ve ülkedeki baskı ortamının şiddetini etkileyebilir.
"Bütçe disiplini sağlanacak" vaadi inandırıcı değil
Programda bütçe disiplininin sağlanacağına ilişkin bir vaat de var. Kamudan bankalara kaynak aktarılacak, bireysel emeklilik sistemini yaygınlaştırırken kamunun katkısı da artacak, kurumlar vergisi düşürülecek, yeni fonlar kurulacak ve bu arada bütçe disiplini sağlanacak. Çok iddialı bir hedef, pek inandırıcı görünmüyor.
Finansman dışında, pek net olmamakla birlikte, tarım sektörüyle ilgili bazı açıklamalar var. Malum, enflasyonu düşürmek için tarım sektörü birden önem kazandı. Kooperatif kelimesinin yeniden telaffuz edilmeye başlanması iyi bir işaret. Sera AŞ adıyla yeni bir kurum oluşturmaktan söz ediliyor ama neyin kastedildiği pek açık değil. Devlet, başka çare bulamadı da doğrudan tasımsal üretime mi girişecek, pek anlaşılmıyor.
Tarımda Milli Birlik Projesi ne demektir?
Tarımla ilgili politikaların da ileride açıklanacağı belirtildi. Konumuz Türkçe değil ama değinmeden geçemeyeceğim, Tarımda Milli Birlik Projesi ne demektir? Milli birlik gibi laflar genellikle içi boş söylemleri örtmek için kullanılır ama burada iyice tuhaf kaçmış. Umarım aklı başında biri her iki bakanı da uyarır.
Burada sözü edilen finansman konularının dışındaki alanlara dair hiçbir somut bilgi verilmedi. Her biri için ilerde yapısal reform programlarının açıklanacağının bildirilmesiyle yetinildi. Üstelik tarım, turizm, lojistik, eğitim gibi alanlarda master planların hazırlanacağı da söylendi.
Master plan yapmak iyi bir şey tabii. Her alanda yapılması lazım. Fakat bu iktidar Devlet Planlama Teşkilatı’nı kapattı, yeni plan hazırlamadı, ülkeyi 1960 yılından bu yana ilk kez plansız bıraktı. Planlama hiyerarşik bir süreçtir, her plan bir üst düzeydeki planla ilişkilendirilerek hazırlanır. Ortaya çıkacak metinlere plan demek biraz zor olacak. (BD / HA)