Şili'de toplumsal hareketlilik giderek artıyor. Bunun şu an odağında uzun bir zamandır parasız, kaliteli ve laik eğitim mücadelesi veren öğrenciler var. Yakın zamanda tekrar iktidara gelen sosyalist Michelle Bachelet hükümeti bu konuda bazı adımlar atacağına dair açıklama yaptı. Fakat bunu yeterli görmeyen öğrenciler yaklaşık bir aydır sokaklarda.
Eylemlerde göze çarpan şey katılımın giderek ülke çapında artıyor oluşu. Orta öğretim gençliği ve üniversite öğrenci örgütlerinin başını çektiği protestolara başta aileler ve öğretim üyeleri olmak üzere toplumun hemen hemen tüm kesimlerinden katılım var. Geçtiğimiz hafta çarşamba günü ülke çapında gerçekleşen gösterilere 350 bin kişinin katıldığı tahmin ediliyor.
Öğrenciler kendilerini sadece sokakla sınırlamayıp, davalar açarak da mücadelelerini kazanmak için çeşitli yollar deniyorlar. Bu dönem parlamentoda yer alan dört öğrenci hareketi kökenli milletvekili de onlara destek oluyor.
Öğrenciler reform paketinde söz sahibi olamadı
Öğrencilerin hükümetin yeni reform denemesinde yetersiz olarak gördüğü şeylerin başında reform paketi * hazırlanırken öğrencilerin bu paketin hazırlanmasında söz sahibi olmayışı geliyor.
Öğrencilerin işaret ettiği ikinci sorunlu nokta reform paketinin eşitlikçi bir yaklaşımdan uzak oluşu.
Bir diğeri ise hemen şimdi, bütün öğretim sisteminde uygulanmasını istedikleri önlemlerin zamana yayılması. Ayrıca öğrenciler bu yaptıklarının sadece yeni bir eğitim sistemi inşa etme girişimi değil aynı zamanda Şili'de yeni bir yaşam yaratma çabası olarak değerlendiriyorlar.
Tabii bu gösterileri tetikleyen başka unsurlar da mevcut. Bunlardan biri, geçtiğimiz günlerde yine bir gösteri sırasında iki öğrencinin bir sivil tarafından öldürülmeleri oldu. Katil yakalanmasına rağmen öğrenciler bu kişinin polisler tarafından desteklendiğini düşündükleri için yeterince ceza alıp almayacağından da emin değil.
Kışkırtıcı bir diğer unsursa toplumda ve gösterilerde çok yaygın olarak gündeme gelen carabineroların şiddeti. Adeta Pinochet dönemini temsilen halen toplum üzerinde terör estiren ve Pinochet dönemi etkinlik kazanan, bu jandarma-polis karışımı örgütün son dönemdeki saldırıları sonucu onlarca öğrenci yaralandı, yüzlercesi ise gözaltına alındı.
Mapuchelerden bir ilk
Ülkedeki yaygın politik hareketlilik içerisinde bir başka odak ise Mapaucheler. Son yıllarda Mapuche yerlilerinin yaşadığı toprakları terk etmeye zorlayan carabinero şiddeti burada da yaygın bir biçimde gündemde.
Carabineroların saldırıları sonucu bugün yüzlerce Mapuche “Terörle mücadele kanununa muhalefet”ten cezaevlerinde. Sık sık açlık grevlerine başvurarak seslerini duyurma yoluna gidiyorlar. Dışarıda ise gösterilerin ardı arkası gelmek bilmiyor.
Fakat ülkede hüküm süren Mapuche topraklarına dönük neo-liberal talan politikasının önü alınamıyor. Bu politikalar yerlilerin topraklarını terk etmesi, bu alanların bir kısmının maden aramalarına açılması ve aynı zamanda bio tarıma elverişli bu toprakların uluslararası büyük şirketlere devrini öngörüyor.
Özerklik isteyen Mapuchelerse mücadelelerinin ilerletebilmek için yakın zamanda bir politik parti kurarak yollarına devam etme kararı aldılar. Bu hem Şili hem de Mapuche tarihinde bir ilk olacak.
Eski politik tutsaklar yeniden açlık grevinde
Şili'de bir süredir Pinochet dönemi politik tutsakları ve onların yakınları seslerini duyurmaya çalışıyor. Bir yandan Bachelet hükümetinden geçmişle hesaplaşma çabalarını yoğunlaştırılmasını isteyen eylemciler, bir taraftan da kendileri için çeşitli sosyal haklar elde etmenin peşindeler. Bunun için ara ara yaptıkları açlık grevine cuma günü yeniden başlayacaklar.
Talepleri arasında emeklilik ve sağlık sigortası işlemlerinde cezaevlerinde kaldıkları zamanın göz önünde bulundurulması, sürecin kurbanlarına dul ve yetim aylığı, tazminat ve Pinochet dönemi yargılamalarının yok sayılması anlamına gelecek olan kalıcı beraat gibi şeyler yer alıyor. Bu tür çabalar Bachelet iktidarını giderek zorluyor. Şu an iktidarda olan Şili Sosyalist Partisi (PSC) sol bir hükümet olmasına rağmen (Hatta bizzat Bachalet'in babası Pinochet diktatörlüğü kurbanları arasındadır) yeterince geçmişle hesaplaşmayı gündeme almamak, Pinochet kalıntısı kurum ve kişiler üzerine gitmemekle insan hakları örgütleri tarafından eleştiriliyor.
Hatırlanacağı üzere Pinochet darbesi sırasında 3 bin kişi öldürülürken, 40 bini aşkın kişi işkenceden geçirilmiş ve uzun yıllar toplama kamplarında tutulmuştu. Ayrıca on binlerce insan ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı.
Sol muhalefet ne yapıyor?
Şu anda muhalefetin odağı olan öğrenci hareketi içerisinde anarşistler bir hayli etkin. Fakat Şili'deki 135 yıllık geleneklerinden, yani işçi sınıfı mücadelesine dayalı, ülkeyi bütünüyle değiştirmeye dönük bir perspektiften bir hayli uzaktalar. Öğrenci hareketi içindeki etkinliklerini genele (muhtemelen böyle bir perspektife sahip olmadıkları için) yay(a)mıyorlar.
Yine ülkede köklü bir geçmişi olan Şili Komünist Partisi (PCC) de etkili bir muhalefet odağı değil. Bunun ana nedeni 2013 seçimlerine Bachelet'in partisiyle ittifak halinde girmeleri. Bu onlara aralarında eski öğrenci lideri Camila ValejoDowling'in de olduğu altı milletvekilliği ve bazı valilikler kazandırdı. Ama bu aynı zamanda onların hükümete payanda siyaseti yürütmesini de kaçınılmaz kılıyor.
1973 darbesi öncesi bir hayli güçlü pozisyonda olan Devrimci Sol Hareket (MIR) ise öğrenci ve işçiler içerisinde etkili. Fakat onlar da geçmiş güçlerinin bir hayli uzağındalar. Darbe döneminde yaşanan terörden en fazla nasibini alan kesim MIR oldu.
Ayrıca irili ufaklı çeşitli sol grup var. Henüz herhangi biri toplumsal mücadeleye yön verecek konumda gözükmüyor.
Sokakların hareketliği karşısında iktidarın zamanla bazı olumlu adımlar atması mümkün. Aynı zamanda sokaktaki muhalefetin kendine yeni kanallar oluşturma arayışına girmesi de bu sürecin kaçınılmaz sonuçlarından biri olabilir.
Bir ilk de Kürtlerden
Arjantin, Brezilya; Venezuela, Uruguay, Ekvador ve Bolivya'dan sonra Şili'de Mapuche ve Kürdistan Halkları Dayanışma Komitesi kuruldu.
Umarız bu çabalar sınırsız ve sömürüsüz yeni bir dünya kurma mücadelesinin bir halkası olma yolunda yükselerek devam eder.
* Geçtiğimiz ay Devlet başkanı Bachelet tarafından yapılan açıklamaya göre yeni eğitim reformu kapsamında 2016 itibarıyla yoksul ailelerden gelen üniversite öğrencilerinin yüzde 60’ının, 2017 yılında ise yüzde 70’inin ve 2020’ye kadar da yüzde 100’ünün ücretsiz eğitimden yararlanmasının planlanıyor. Şili hükümeti bunu meclisten geçirdiği bir yasa ile de kanunlaştırdı. Ayrıca mali reformlarla eğitime her yıl 8,3 milyar dolarlık bir pay ayrılacak.
OECD'nin son verilerine göre dünyada gelir adaletsizliğinde birinci sırada yer alan Şili'de 1973-1989 Pinochet döneminde iki Katolik üniversitesi hariç üniversitelerin tamamı özelleştirilirken, ortaöğretiminse yüzde 55'i özelleştirilmişti. Öğrenciler her yıl 2 bin ila 7 bin dolar arası değişen oranlarda üniversite harcı ödemek zorunda. (AS/EKN)