Fotoğraf: Lucas Aguayo Araos-AA
Şili'de sol-sosyalist iddialarla neo-faşist rakibi Jose Antonio Kast'a karşı devlet başkanlığı seçimini kazanan Gabriel Boric iktidardaki bir yılını doldurdu. Uluslararası basında bu periyotla ilgili değerlendirmeler yapılıyor.
Benim bu yazıyı hazırlamamdaki asıl motivasyonsa bu bir senenin muhasebesinden çok, bu hafta Şili'de iktidarın "carabineros" diye adlandırılan askeri polisin yetkilerinin artırılması doğrultusunda attığı adımlar oldu.
Çarşamba günü Temsilciler Meclisi, Naín - Retamal yasası (Yasa önerisi adını 2020 ve 2022'de öldürülen iki carabineronun soyadlarından alıyor.) onaylayarak Senato'ya gönderdi. Yasanın polise daha fazla yetki vermeyi ve polise karşı işlenen suçların cezalarını artırmayı amaçladığı iddia ediliyor. Fiiliyatta ise meşru müdafaa gerekçesiyle polise daha fazla silah kullanma olanağının verilmesi ve polislerin işleyeceği "yasal" cinayetlerin artması anlamına gelecek.
Yasaya karşı çoğunluğu Frente Amplio ve Komünist Parti'den olmak üzere 24 karşı oy ve 13 çekimser oy kullanıldı.
Kongre, ayrıca üç ay içinde carabineros, PDI (bir diğer polis organizasyonu) ve jandarmaya daha fazla yetki vermek için 15 güvenlik tasarısını gözden geçirecek.
Bu hem Pinochet dönemi hem de sonrası devlet terörününün faili pozisyonundaki carabinerosla bırakın hesaplaşmayı, adeta onların ödüllendirilmesi ve açıktan desteklenmesi anlamına geliyor. Neo-liberal diye nitelediğimiz devlet terörünü kitleler üzerinde acımasızca kullanan bir önceki Devlet Başkanı Sebastián Piñera döneminden çok daha acımasız yetkilerle donanmış devlet güçleriyle karşı karşıya olacağız.
#cafeconnata aqui razonablemente contra civiles, indefensitos carabineros en acción @ValdebenitoNata pic.twitter.com/NYPRaU25MY
— Ale Lavisse ????????(@ale_lavisse) March 30, 2023
Mapuchelere karşı OHAL
Benim açımdan Boric iktidarının Pinochet devletinin bir kuklasına dönüştüğünün asıl göstergesi ise Mapuche halkına uygulanan baskıları kalıcı kılmasında. Boric seçim sonrası zafer konuşmasını yaparken Mapudungunca da halkı selamlasa da Mapuchelerin payına Boric yönetiminden süreklileşmiş olağanüstü hal çıktı. Bildiğiniz 'terörö' lafları eşliğinde ırkçılık-sömürgecilik kutsandı ve OHAL 16 Mayıs 2022'de uygulanmaya başlandı. 22. kere yapılan uzatmayla 11 Nisan'a kadar yürürlükte kalacak. Muhtemelen bu sürenin sonunda yine uzatılacak.
Özerklik mücadelesi veren Mapuche halkı sık sık polis terörüne maruz kalıyor. Liderleri hapsediliyor. Onlar da çoğu zaman adil yargılanma hakkı için açlık grevine gitmek zorunda kalıyorlar. Örneğin geçen hafta Juan Pablo Pirce ismindeki Mapuche tutsak, sıvı da almayarak açlık grevine başladı. Şili devleti ve Boric kör-sağır...
Mapucheler sadece Şili'de zulme uğramıyor. Doğa haklarını korumak için mücadele ettikleri Arjantin'de de baskılarla karşı karşıyalar. Bunlardan biri Şili'den Arjantin'e sığınan Facundo Jones Huala. Hapiste bulunan yerli lideri Huala'nın Şili'ye verilmesi gündemde. Geçen hafta Plaza de Mayo Anneleri'den Nora Cortiñas onu cezaevinde ziyaret etti. Huala bu ziyaret sonrası 49. gününde artık hayati tehlikenin baş göstermesi nedeniyle açlık grevini bıraktı. Huala'nın iadesine Arjantin toplumu duyarsız değil. En azından eskiden sol-peronist gerilla örgütü Montoneros üyesi şimdi avukat olan bazı kişiler onun savunmasını üstlenerek Şili devletine verilmesini engellemeye çalışıyorlar.
Boric'in 'başarı'ları
İlk büyük sınav yeni anayasa için yapılan referandumdu. Buradan yenilgiyle çıktı.(1)Tabii yaşanan hezimet sadece ona ait değildi. Yeni anayasa tartışmaları elbette bitmedi. Hâlâ ülkede bu başlıkta değişim arzusu güçlü. Yeni anayasayı hazırlayacak konseyin 50 üyesi için 7 Mayıs'ta seçim yapılacak.
Bir yıllık Boric yönetiminin halk tarafından pek onay gördüğü söylenemez. Boric'in anketlerde destek oranı yüzde 30'larda seyretti, maksimum yüzde 35'e çıktı.
Şili'nin güneyinde 30 Ocak'ta başlayan ve uzun süren yangınlarda en az 24 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı, 430.000 hektardan fazla alan yandı. İktidar 2010'dan bu yana ola gelen ve iklim krizi nedeniyle yeniden patlak vereceği tahmin edilen bu yangınlar karşısında etkisiz kaldı. Ekonomide ise kapitalizm karşıtı herhangi bir adım atmadı. Ancak Arjantin gibi hiper enflasyona da halkı mahkum etmedi. Bakır ve doğanın yıkımına ön ayak olan lityum madenciliği ise sürüyor.
Muhtemelen bunların da katkısıyla yabancı sermayenin ülkeye akışına müşerref oldu. 2015'ten sonra bu başlıkta en yüksek rakama ulaşıldı, 17 milyar dolarlık yabancı sermaye yatırımı gerçekleşti. Şilili sermayedarlarınsa Boric'i pek sevmediği yorumları yapılıyor.
Boric olumlu diyebileceğimiz ve hükümet programının merkezinde yer alan insanların sağlık, eğitim, barınma veya emeklilik gibi temel haklara daha fazla sahip olması meselesinde ise bazı ilerlemelere rağmen henüz ciddi yol kat edilemedi.
Boric seçim kampanyası sırasında asgari ücreti görev süresi sonunda 400'den 625 ABD doları seviyesine çıkaracağı sözü vermişti. Şimdilik bu rakam 500'e çıkarıldı. Bu ücret artışı yaklaşık 800 bin işçiyi olumlu etkiledi.
Boric'in dış politikasına gelince Nikaragua'da dikta kurmaya yönelen Ortega'yı haklı olarak eleştirirken, El Salvador'da dikta kuran Bukele ve kuzey komşusu Peru'da darbe yapan Boluarte hakkında ise büyük oranda sessiz kalmayı tercih etti. Ukrayna savaşında ise barışa arabulucu olmanın yolunu aramak yerine Ukrayna'ya destek babında bölgeye mayın tarama gemileri gönderme düşlerine gark oldu.
Biraz tekrar...
Boric iktidara geldiğinde dile getirdiğimiz Şili halkları Pinochet rejimiyle hesaplaşabilecek mi? (2) sorunu en azından bir boyutuyla artık yanıtlamak mümkün. Boric yönetiminin kendi başına bu doğrultuda hareket etmeyeceği açık. Ancak örgütlü kitle hareketleri bu tür gelişmeleri zorlayabilir. Fakat Boric iktidarında göreli bir rahatlamanın eşliğinde sokaktaki halk hareketlerinde de maalesef gerileme var.
Biraz tekrar olacak ama yine de söyleyelim. Politikacılar çeşitli vaatlerde bulunabilirler ancak bu geleceğin, onların çizdikleri "pembe hayaller"den ibaret olacağı ya da olması gerektiği anlamına gelmez. Pekala toplumsallık kazanmış örgütlenmeler şu ya bu biçimde iktidarları etkileyebileceği gibi alaşağı da edebilir, etmelidir. Yalnız bu düzlemde, örgütlenme ve mücadele kararlılığından uzak en devrimci sözün bile hiçbir anlamı yoktur...
(AS/AÖ)