Olağanlaşan bir olağandışı dönem yaşıyoruz. Şiddetin düzey değiştirdiği, olağanlaştığı bu günlerde bize “olağan” diye kanıksatılan eski günleri arar olduk.
“Olağan” günlerimizi hatırlayalım:
2015’in ilk sekiz ayında 182 kadın öldürüldü, 2014 yılında ise yüzde 25’i 25 yaş altında olan 294 kadın cinayeti işlendi. Bu rakam 2008’de 806, 2007’de 1011, 2002’de 86 idi.
2012-2015 yılları arasında 31 bin 767 sağlık çalışanı çeşitli türlerde şiddete ama en çok fiziksel şiddete maruz kaldı, üstelik bu sadece Sağlık Bakanlığı’na bildirimi yapılan sağlık çalışanı sayısıydı bu rakam. Kayıtlara göre hastane polikliniklerinde 7795, acil servislerde ise 7 bin 208 şiddet olayı yaşandı. Dr. Ersin Arslan ve Dr. Kamil Furtun öldürüldü.
Ülke “çatışmasızlık” sürecini yaşarken de şiddet sürüyordu. Son iki aydır başka bir şiddet iklimi içerisinde savruluyoruz. Aralarında sağlık çalışanlarının da olduğu yüzlerce insan öldü. Bu şiddet ikliminden sağlık çalışanları ve sağlık hizmetleri de payını aldı, alıyor. Sağlık kuruluşları ateş altında kaldı. Nusaybin Devlet Hastanesi bahçesinde park halindeki 3 ambulansa, Cizre İlçe Devlet Hastanesi’ne açılan ateş, Tatvan’daki askeri hastaneye silahlı saldırı sadece birkaç örnek. Sağlık çalışanlarına yönelik çeşitli baskılar gündeme geldi.
Bu şiddet sarmalındayken tıbbi etiğe ilişkin bazı noktaları Dr. Ata Soyer’in Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Sağlık Çalışanının El Kitabı’na yazdığı “Olağandışı Durumlarda Tıbbi Etik” başlıklı bölümden hatırlamakta ve hatırlatmakta yarar var.
Uluslararası Tıbbi Tarafsızlık Komisyonu Tarafından Belirlenen Tıbbi Tarafsızlık İhlalleri
1. Öldürme: Çatışmadaki taraflardan birinin doğrudan ya da dolaylı olarak neden olduğu, hasta ya da yaralı birinin ya da tüm tıbbi personelin yaşamına son verilmesi.
2. Kaybedilme: Hasta ya da yaralı birinin, ya da tıbbi personelin, çatışmadaki taraflardan biri tarafından doğrudan ya da dolaylı olarak kaybedilmesi.
3. İşkence, İnsanlıkdışı ve Onur Kırıcı Davranış: Hasta ya da yaralı kişilere ya da tıbbi personele insanca davranmama.
4. Hasta ve yaralı kişilerin tutuklanması ya da alıkonulması: Hasta ve yaralı kişinin, gerekli tıbbi hizmeti almasına engel olacak biçimde, hastanın tıbbi durumunu bir gözaltı mazereti olarak kullanmak da dâhil olmak üzere tutuklanması ya da alıkonulması.
5. Tıbbi personelin cezalandırılması: Tıbbi personelin tıbbi etiğe uygun davrandığı eylemleri nedeni ile ya da tıbbi etiğe uygun olmayan eylemleri yapmaması nedeni ile cezalandırılması. Cezalandırma yöntemleri, şunları içerir: a) Tutuklanma ya da gözaltına alınma, b) Sürgün ya da kovulma, c) Görevden men edilme, tıbbi lisansının alınması ya da diğer engellemeler.
6. Tıbbi personele ya da birimlere askeri saldırı: Tıbbi personele ya da birimlere askeri saldırı, aşağıdakileri içerir; a)açıkça tıbbi bir amblem taşıyan personele ya da birime saldırı, b) açık amblem taşımayan birimlere ya da personele birimin tıbbi amaçlı olduğu anlaşıldıktan sonra saldırılara devam etme, c) aynı zamanda düşmanca eylemler içinde kullanılan (karargah olarak) tıbbi birimlere saldırmadan önce uyarıda bulunmama, d) seyyar ya da sabit tıbbi birimlerin tahrip edilmesi ya da kapatılması, e) tıbbi birimlere yiyecek, su, ilaç ya da elektrik ikmalinin açıkça engellenmesi.
7. Ulaşımı engelleme: Yaralı ve hastalara tıbbi hizmetin sağlanmasının, yaralıların ve hastaların toplanması, ikmalinin engellenmesi, ertelenmesi ya da koruyucu sağlık hizmetlerinin sivil halka ulaşmasının engellenmesi. Aşağıdakileri kapsar; a) tıbbi bakıma ihtiyacı olan hasta ve yaralıların özgürce geçişlerini engellemek, b) tıbbi araç ve hizmetlerin taşınması ve ulaştırılmasını engelleme, c) tıbbi profesyonellerin ihtiyaç duyulan bölgelere giriş-çıkışlarını engelleme.
8. Taciz: Tüm askeri aramalar, ölüm tehditleri ve askeri gözaltılar da dâhil olmak üzere, gerekli tıbbi hizmetin verilmemesi ya da eksik hizmet verilmesi sonucunu yaratan açık ya da üstü örtülü tehditler.
9. Ayrımcı uygulamalar: Hasta ve yaralılara tıbbi olmayan gerekçelerle farklı davranma; a) politik nedenlerle standartların altında hizmet vermek, b) politik nedenlerle hastalara gerekli kaynakları vermeme ya da bazı hastalara öncelik tanıma, c) politik nedenlerle tıbbi lisans kurallarında ya da başka yaslarda ayrımcı uygulamalarda bulunma.
10. Sağlık çalışanları eğitim programlarının engellenmesi: Sağlıkla ilgili eğitim programlarının engellenmesi, tıbbi profesyonellerin destek hizmetlerinin, acil yardım çalışmalarının eğitimi ve sivil halkın eğitimi de dâhil olmak üzere.
11. Tıbbi personel ve birimlerin askeri amaçlarla kullanılması: Tıbbi birimlerin içinde ya da civarında karakol kurma, tıbbi birimleri komuta merkezleri, tabur ya da silah transferleri ya da başka askeri operasyonlar için kullanmak.
12. Tıbbi amblemin amacı dışında kullanılması: Kızılhaç ya da diğer bilinen tıbbi amblemlerin, askeri ya da diğer tıbbi olmayan amaçlarla kullanımı, örneğin karşı tarafa saldırı, silah ve cephane taşınması amacı ile tıbbi olanakların kullanımı. Ayrıca, tıbbi amblemlerin açıkça görülebilir semboller taşımaması da, bu kapsamda değerlendirilir.
13. Tıbbi personelin yaptığı ihlaller: Yukarıdaki kategorilerde belirtilen ihlallere tıbbi personelin katılıp, tıbbi yeteneklerini etik olmayan bir biçimde karşı tarafın mağduriyeti için kullanımı. Bu bölüme, etik olmayan tıbbi muayene ve tıbbi personelin işkenceye katılımı ve işkenceyi gizlemesi de dâhildir.
Özellikle silahların ön planda olduğu mevcut şartlarda tıbbi etik ihlallerin izlenmesini kolaylaştırmak için Uluslararası Tıbbi Tarafsızlık Komisyonu tarafından belirlenen bu 13 ihlal bugün şu ya da bu ölçüde yaşanıyor. O nedenle bu ihlalleri özellikle bugünlerde “koşulların değişmesinin tıbbi etik kurallarda bir değişiklik gerektirmediğini” akılda tutarak hatırlayalım. (CIY/HK)