Kiklad adalarının yüksek nüfuslu merkezi Siros adasının Ermoupoli kentinde gerçekleşen film festivali ayrıksı ve yoğun programıyla sinema severleri tatmin etti.
Etkinlik boyunca kapalı mekânlardaki film gösterimleri dışında festivalin uluslararası misafirlerinin seyirciyle buluştuğu toplantılar düzenlendi, workshoplar yapıldı, adanın muhtelif köşelerinde açık hava dinletileri ile görsel sanat örnekleri coşkuyla harmanlandı.
SIFF bazen bir kent meydanında, bazen terk edilmiş bir taş ocağında, bazen eski bir futbol sahasının ortasında, bazen de bir kumsalda kalabalık seyirci kitlesini heyecanla ağırladı.
Festival süresince bilhssa akşamları gayet kuvvetli ve serin esen kuzey rüzgarları 21 Temmuz gecesi yapılan kapanış gösterimlerinin daha korunaklı bir adrese taşınmasına bile sebep oldu; meteorolojik unsurlar da böylece 7. SIFF'in ana teması Overexposure (Sürekspozisyon) ile özdeşleşti.
Etkinliğin saygın konuklarından Jem Cohen'in yaptığı gibi, rüzgar tanrısı Aeolus'a yakarmanın faydası yok gibiydi, belki de El Greco'nun adadaki yadigârı ikonaya istinaden Meryem Ana'ya dua edilmeliydi…
Siros'taki Anadolu
Adanın ekonomisine halen mühim katkıda bulunan tarihî tersanesi, hem deniz turizmine, hem de sualtı avcılığına müsait Ege coğrafyası, çetrefilli mazisinden kaynaklanan kendine has toplumsal ve mimari yapısı bir yana, Siros adası Anadolu'dan göç etmiş Rumları bağrına basmış olmakla da tanınıyor.
1922 yılında Urla, Buca, Çeşme, İzmir, Isparta ve Aydın kökenli çoğu kadın göçmen adaya kabul edilmiş ve Rumlar'ın hayatlarını adada idame ettirebilmeleri için seferber olunmuş. Ermoupolis'in merkezî sokaklarının birinde ziyaret edilebilen Küçük Asyalılar Kulübü aynı zamanda etnografik müze vasfına da sahip.
Çoğu İzmir'den, bazıları Ayvalık'tan, hatta İstanbul'dan adaya taşınabilmiş manevi değeri yüksek eşyaların arasında İmroz'lu (Gökçeada) bir kadının zarif gelinliği dikkat çekiyor. Küçük Asya kökenli Siros'lular atalarının topraklarına bağlılıklarını, her birinin yaşadıklarını ayrıntısıyla hatırlayarak ifade ediyor.
Adanın Karadeniz kökenli ahalisi kalabalık olmasa da, Anadolu'nun Ege bölgesinden gelenlerin kurduğu oluşumdan ayrı olarak, Siros'un Pontus'lular derneği Karadeniz kültürünün herkese hitap etmesi sayesinde nispeten yüksek üye sayısına sahip.
Bu sene, Karadeniz'de Topal Osman güdümlü Rum kıyımının 100. yılı olarak kabul edildiğinden, geçtiğimiz aylarda adada mevzuyla alakalı çeşitli faaliyetler düzenlendi, gece sahilde anma korteji yürüdü. Dükkanının vitrininde Genocide (Soykırım) yazısının ön plana çıktığı tanıtım posterini teşhir eden esnaf, Pontus kökenli olmasa da konuya hassasiyetle yaklaştığını belirtti.
Adadan adaya…
SIFF'in bu seneki konukları arasında boyutları çok daha geniş olsa da bir diğer adadan, Tayvan'dan üç misafir vardı: Tayvan Uluslararası Film Festivali TIDF program direktörü Wood Lin, Taiwan Docs'tan Jessie Yang ve SIFF'te iki değerli eseri gösterilen yönetmen Huang Pan-chuan.
Wood Lin, Siros festivalinde sundukları seçkiye Stranger (Yabancı) başlığını vermiş olmalarının yalnız Siros ve Tavyan adalarının birbirine çok uzak ve yabancı iki diyar olmasından kaynaklanmadığını belirtti.
Yüzyıllar boyunca çeşitli devletler tarafından işgal edilmiş, halen Çin'in boyunduruğundan kurtulmaya çalışan memleketi Tayvan'a bile kendisini yabancı hissedebildiğini belirten Lin yine de, ülkenin demokrasiyle yönetildiğini ve ifade özgürlüğüne sahip olmaktan mutlu olduğunu söyledi.
Türkiye'de özellikle belgesel sinemaya yönelik sansürden kendisine bahsettiğimde Tayvan'da daha çok cinsellik, şiddet ve uyuşturucu sahnelerine dikkat edildiğini belirtti. Kendi statüleriyle parallelikler taşıyan Honk Kong'da devam eden protestoları yakından takip eden Tayvan'lı sinemacılar kadın cumhurbaşkanları Tsai Ing-wen'e saygılarını ifade ederken geleceğe ümitle bakmayı tercih ediyor.
Seks işçiliğinden yöneticiliğe
SIFF'in ağırladığı seçkin sinemacılar arasında Yunanistan'lı Eva Stefani de vardı.
Sekiz seneden beri çekimlerini sürdürdüğü fakat bitirmemiş olduğuna inandığı Days and Nights With Dimitra K. (Rushes) adlı belgeselde yıllar boyunca seks işçiliği yapmış kahramanına odaklanıyor.
Dimitra özel hayatını cömertçe teşhir etmenin zevkini tadıyor, fakat kamera karşısında olmasının farkındalığı da bariz. Yunanistan Seks İşçileri Birliği başkanlığını yürüten Dimitra seks işçilerine yönelik şiddete dikkat çekiyor, katledilmiş meslektaşlarını saygıyla anıyor.
Uluslararası organize suç kapsamında köleleştirilmiş seks işçiliğine karşı hassasiyetini ifade ettiği gibi mevzu hakkında düzenlenen toplantılarda ahkâm kesen, kendini uzman sanan bazı şahsiyetlerin cehaletinden dem vuruyor.
Atina'nın Viktorya meydanı gibi bir zamanlar küçük burjuvaların tercih ettiği yerlerde artık göçmenler yaşıyor olsa da bir kahveye oturup hareketli mazisine dalıyor.
Festivalin son günü seyirciyle buluşan tecrübeli sinemacı Eva Stefani'nin SIFF kapsamında gösterilen diğer eseri 1995 yapımı Athine adlı filmdi. Eserinin, belki de zamana yenik düştüğünü düşünen yönetmen belgeseli seyrederken en azından o yıllarda geceleri alkol satışının yasaklandığı saçma sapan günlere dönebileceğimizi belirtti.
Atina tren istasyonundaki barın gece müdavimleriyle kurduğu yakın ilişki sayesinde Stefani bizi geçmişe adeta hipnotize ederek sürükledi, gözlemci belgesel dilini başarıyla kullandığını bir kez daha hatırlattı.
21 Temmuz akşamı Siros'un hareketli merkezi Ermoupolis'te aslında şahit olmadığım bir dönemi bana hissettiren ise bir çığırtkan oldu. Laterna müziğine benzer, eski zamanlardan kalma bir parça eşliğinde, bir kamyonetle kasabanın dar sokaklarını arşınlamakta olan nostaljik çığırtkan megafonla, bilhassa çocukları SIFF'ten boşalan Pallas sinemasına davet ediyordu. Siros'a Karagöz gelmişti… (RL/EKN)