Kitap Adı: Ağustosböceği Yazar/çizer: Shaun Tan Yayınevi: Desen Yayınları Çeviren: Ümit Mutlu | |
Dikkatli her okurun bildiği üzere; iyi bir metin, her zaman bir yerlere dayanmak ve başka metinleri yankılamak durumundadır. Nasıl ki bir cam prizmasından kırmızı, sarı, mavi veya yeşil olarak yayılan ışık, özünde beyaz ışıksa insanlık tarihinin ürettiği hemen hemen çoğu metin temelde bir ya da birkaç metne dayanır. İster masal ister mitik bir metin olsun söylencelerin çoğu bir öyküye dayanır (Gezgin, 2004: 12). Bu haliyle bakıldığında iyi kurgulanmış ve zihni kusursuz işleyen her kurmaca palimpsestiktir.
Palimpsest, en yalın haliyle üzerindeki yazı temizlendikten sonra yeniden yazı yazılmasına imkân tanıyan parşömen parçasıdır. Ne var ki daha önce nakşedilmiş el yazması kazınırken silinmez ve üzerine yeni bir metin yazılır. Bu iki, belki daha fazla metin alt alta üst üste ya da iç içe geçerek aynı parşömende yazılı olarak kalır. Dolayısıyla bir el yazmasında ilk bakışta kendini gösteren şey; o şey olmakla birlikte, başka pek çok şey olabilecek durumdadır (Dillon, 2017: 14).
Bu çerçevede bakıldığında; Oscar ödüllü illüstratör, yazar Shaun Tan'ın 2018 yazında yayımladığı son kitabı "Ağustosböceği" bir çocuk kitabı olmak bakımından bir şeye işaret etse de aslında çok daha fazlasını içerir. İlk bakışta çalışma yaşamında köleleşen modern bir insanın dramı gibi görünen anlatı, birazcık kazındığında başka gerçeklere dair derin izler taşır.
Metnini yaklaşık üç yıl önce kaleme alan yazar, La Fontaine'in meşhur masalı "Ağustos böceği ile Karınca"yı ters yüz etmeye çalışarak masala ağustos böceğinin gözünden bakmayı önerir. Tembellikle, yan gelip yatmakla ve boş işlerle uğraşmakla suçlanan ağustos böceğinin çalışmaya karar verdiğinde, kendisini bugünün dünyasında nasıl bir durumda bulacağı çok iyi bir şekilde resmedilir. Ağustos böceği gece gündüz çalışsa bile yine aç kalacak, bir türlü rahata ve huzura eremeyecektir.
Çalışma yaşamı tarafından rehin alınan ağustos böceği, Şafak Tanrıçası Eos'un sevgilisi Titonos gibi bir sefillik ve sıkışmışlık içinde on yedi yıl boyunca yüksek bir binada veri giriş memuru olarak çalışmaktadır. (1) Bir barkod numarasından ibaret, gece gündüz sömürülen bir işçidir. Ne hastalık izni vardır ne de ofisteki tuvaleti kullanabilir. Tüm işleri yapmasına rağmen kötülüğe maruz kalmaktan kurtulamayan bir aptal muamelesi görmektedir (Tan, 2021).
Silikon vadisindeki gökdelenleri çağrıştıran gri ve tek tip yapıların birinde, bölmelendirilmiş bir ofiste yıllarca aşağılanmış, itilip kalkılmış ve günü geldiğinde de "sen işe yaramıyorsun" denilerek kapı dışarı edilmiştir. "İş yok. Ev yok. Para yok. Ağustosböceği yüksek binanın tepesine çıkıyor" (Tan, 2021).
Ağustos böceği emekliye ayrıldığında aşağı inip dış kapıya yönelmek yerine çatıya çıkar ve çatının kıyısına kadar yürür, artık veda zamanıdır (Tan, 2021). Fakat tam kendisini aşağı bırakacağını düşündüğümüz anda başkalaşım geçirir, kanatlanır ve uçar. Sistemin kendisine giydirdiği esaret gömleğini yırtar ve yok olduğunu düşündüğümüz yerde soluğu ve ışığı bulur (Erkurt, 2018). Her yana sirayet etmiş olan kasvetli griliği, karamsarlığı geride bırakarak umudun yeşereceği renk cümbüşü ormana uçar.
Böylece ilk okumada, yazar bizlere bugünün ve belki de geleceğin dünyasındaki toplumsal ilişkilere dair bir atmosfer sunar. Ancak kitap biter bitmez, yeniden, en baştan bir kez daha okunduğunda ve bu üst tabaka birazcık kazınıp altına bakıldığında ağustos böceğinin yaşam döngüsünün metne yedirildiği fark edilecektir.
Ağustos böceğinin yaşam döngüsünün verilmesi önemlidir, çünkü La Fontaine'e en çok itiraz buradan gelir. Ağustos böceğinin ömrünün çok kısa olduğunun altı çizilerek kışa hazırlık yapmasının anlamsız olduğu vurgulanır. "Ağustos Böceği ile Karınca" masalında göz ardı edilen bu gerçek, Shaun Tan'ın metninde tüm boyutlarıyla okura sunulur.
Yazarın, metin boyunca üç kez, "on yedi yıl" diye vurgulaması ve bu on yedi yıldan sonra emekli olması, ağustos böceğinin larva olarak toprağın altında geçirdiği ömrüne işaret ediyor (Tan, 2021). Nitekim ağustos böcekleri çiftleştikten sonra dişi döllenmiş yumurtaları bir bitkinin ince bir dalına ya da kalın bir otun sapına yerleştirir. Kısacık ömründe üreme şansını artırmak için takriben 400-600 yumurta bırakır. Yumurtadan çıkan nimfler (larva ile ergin arası artık ergini çağrıştıran form) daha sonra toprağa düşer. Bu nimfler bitkilerin köklerini emerek beslenir ve böylece gelişimlerini sürdürürler. Bu dönemin uzunluğu farklılık gösterebilir ancak Shaun Tan on yedi yıl boyunca toprak altında kalan ağustos böceklerini referans almayı tercih etmiştir.
Kitapta, ağustos böceği on yedi yıl çok zor koşullarda hayatta kalmayı başardıktan sonra daha fazla bu formda kalamayacağından kendisine giydirilen kabuktan kurtulmak için yüksek bir binanın çatısına çıkar ve eski yaşam biçimine veda eder. İşte bu tarz bir dizgeye kaynaklık eden gerçeklik; ağustos böceklerinin yaşam döngülerinin bir evresinde gelişimlerini tamamlayan nimflerin, gömlek değiştirerek ergin hale geçmeleridir (Demirsoy,X 1992: 494). Çatıya çıkan ağustos böceği kabuğunda açılan bir yarıktan dışarıya çıkar ve kanatlanarak uçar. Artık ergin bir ağustos böceği olarak döngüsünü tamamlamak ve neslini sürdürmek için çiftleşmek zorundadır. Bunun için de dört ya da bilemediniz altı haftalık ömrü boyunca öter.
La Fontaine'in iddiasının aksine bu ötüş ne aylaklığın ne amaçsızlığın simgesidir. Aksine yeniden doğuşun, ölümsüzlüğün ve hatta özgürleşmenin sembolüdür (Selçuk, 2016). Nasıl ki mitolojik hikâyeler hep bir dönüşümden bahseder, Shaun Tan'ın kahramanı olan ağustos böceği de hem toplumsal yaşamda kendisine biçilen rolünde hem de biyolojik yaşam döngüsünde bir yaşam deneyimine atılır. Her şeyin bitmiş gibi göründüğü noktada bir doğum gerçekleşir. Onca badireye, acıya rağmen ağustos böceği olgun biri haline gelir.
Böylece yazar herkese karşılaştığı zorlukları aşarak dönüşümünü gerçekleştirmeyi nasıl başaracağını bir kez daha hatırlatmaya çalışır (Kara, 2019: 33).
Bu anımsatmayı yapmak için de adeta metnin bilinçaltına, Çin mitolojisinden aldığı bu öyküyü yerleştirir. Böylece okura sadece modern toplumsal ilişkilere dair bir kesit ya da ağustos böceğinin özüne dair bir gerçeklik sunmakla yetinmez, en derinde bir mit anlatır.
Bu mitik öyküde ağustos böceği larvası dönüşümün, yenilenmenin sembolüdür (Naumann, 2005: 158). Kitabın sonunda uzun uzun resmedilen başkalaşım yani ağustos böceğinin takım elbisesini/kabuğunu değiştirerek yeniden doğması, kanatlanıp özgürlüğe uçması; ruhun hapsedildiği, esaret altına alındığı bedenden ayrıldıktan sonra yeniden başka bir formda yaşama tutunmasına işaret ediyor (Gezgin, 2019: 10-11). Mackenzie'in betimlemesiyle içine hapsolduğu kabuğu atmadan önce ağustos böceği bir krizalittir. "Kabuklarını attıktan sonra krizalit durumundan kurtulur ve bir ağustos böceği haline gelir. Vücudu terk eden, ölü insana ait yaşam ruhu, krizalitten çıkan ve gökyüzü cennetine yükselen bir ağustos böceğine benzer" (1996: 190,202).
İşte tam da eserinin bilinçaltında bu mitik öyküyü yerleştiren yazar, emekliye ayrılan veri giriş memurunu çatıya çıkarıp "Artık veda zamanı," dedikten sonra "Ağustosböceği ormana uçup gidiyor," diyerek ölünün yeniden yaşam bulmasına ve ormanına kavuşmasına gönderme yapar.
Sonuç olarak, Shaun Tan gerek çizimleriyle gerekse de öyküsüyle en kötü anda bile, hâlâ özgürleşme umudunun var olduğunu hatırlatmaya çalışır. Başka bir deyişle, La Fontaine'in bizlere sunduğu ağustos böceği algısını bırakmamızı ve onun türküsüne kulak vermemizi önerir. Tıpkı Sezai Karakoç'un "Ağustos Böceği Bir Meşaledir" şiirinde vurguladığı gibi:
"sizin acımanıza gülüp geçiyor
sizi gidi faydacılar çıkarcılar sizi
üzülmeyin evi yok yuvası yok diye(2)
kışlık erzak biriktirmemiş diye
sizin acımanıza yok onun ihtiyacı
- sahtedir zaten acımanız
siz ancak alay edersiniz acımasız -
özgürlüğün sesidir o...."(3)
***
(1)Ağustos böceği bu metinde temel referans olarak kullanılacak olan Çin mitolojisi dışında Yunan mitolojisinde de önemli bir figürdür. "Şafak Tanrıçası Eos, Son olarak, Troia soyundan Plakia (ya da Leukippe) ile llos'un oğlu Tithonos'u kaçırarak onu, eski efsanelerde Güneş'in ülkesi olarak geçen Aithiopia'ya götürdü. Orada, Titonos'a Emathion ve Memnon adlarında iki oğul verdi. Görünüşe göre Memnon, Eos'un en sevgili oğluydu; Aithiopialılara krallık etti ve Troia önünde Akhilleus'la dövüşerek öldü (bkz. Memnon). Eos, Zeus'un Titonos'u ölümsüz kılmasını sağladı, ama onun için sonsuz gençlik istemeyi unuttuğu için, Titonos ihtiyarlayarak türlü çeşit hastalıkların ve sakatlıkların pençesinde kıvranır oldu. Sonunda Eos onu sarayına kapattı. Titonos orada sefil bir hayat sürdü. Bir rivayete göre de, yaşlandıkça insan görünüşünü kaybederek kupkuru bir ağustos böceği halini aldı" (Grimal, 2012: 168).
(2)Sezai Karakoç'un şiiri ile Shaun Tan'ın metnindeki benzerlik gerçekten çok şaşırtıcıdır. Yazarın sanki metnini yazmadan önce Sezai Karakoç'un şiirini okumuşçasına, iş yok, ev yok, para yok demekle yetinmiyor; kitabını "Ağustos böceği ormana uçup gidiyor, bazen insanlar hakkında düşünüyor, gülmekten kendini alamıyor," diye bitiriyor.
(3)Sezai Karakoç, "Ağustos böceği bir meşaledir" şiirinden.
Kaynakça:
Demirsoy, Ali. Yaşamın Temel Kuralları- Omurgasızlar/Böcekler – Entomoloji, Cilt-II/Kısım-II, Ankara: Meteksan A.Ş., 1992.
Dillon, Sarah. Palimpsest: Edebiyat, Eleştiri, Kuram, Çev. F.B. Aydar, İstanbul: Koç Üniv. Yayınları, 2017.
Erkurt, Mehmet. Ağustosböceği Bu Kez Ne Çaldı Ne de Söyledi, İyikitap-Çocuk ve Gençlik Dergisi, Sayı: 107 (2018):18-19.
Gezgin, Deniz. Hayvan Mitosları, İstanbul: Sel Yayıncılık, 2019.
Gezgin, İsmail, Gezgin, İlkay ve Nazım Çokişler. Mitoloji: Mitos ve Logos. Hayatımıza Yön Veren Söylenceler, İstanbul: Güncel Yayıncılık, 2004.
Grimal, Pierre. Mitoloji Sözlüğü- Yunan ve Roma, İstanbul: Kabalcı Yayınevi, 2012.
Kara, Burcu. Mitoloji ve Toplumsal Cinsiyet: Şahmeran Miti, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul: İstanbul Üniversitesi, 2019.
Mackenzie, Donald.A. Çin ve Japon Mitolojisi, Çev. Koray Akten, İstanbul: İmge Kitabevi, 1996.
Naumann, Nelly. ,Japon Mitolojisi, Çev. Akın Kanat, İzmir: İlya Yayınevi, 2005.
Selçuk, Bilge. Ağustos Böceği Bir Meşaledir, https://www.birgun.net/makale/agustos-bocegi-bir-mesaledir-123259, Erişim Tarihi: 26 Temmuz 2023.
(ÖE/AÖ)