Seyit Rıza pirimizi anmak için dün, ömrünün son 20 yılını geçirdiği Ağdat köyündeydik. Ailesinin kimi üyelerinin yattığı mezarlıktaki anmada duygusaldık.
17 yaşındaki babası Resik Hüseyin idam edilirken henüz 6 aylık olan Seyd İbrahim, bu anmada ilk kez bizimleydi. Daha sonra yine Seyit Rıza’nın torunu Rüstem Polat, Dersim Belediyesi Eş Başkanları Mehmet Ali Bul ve Nurhayat Altun'un yanı sıra birçok Dersimli ve Dersim dostları mezarlığa geldiler.
Kırmançki yapılan konuşmaların ardından sıra bana geldiğinde yanımda götürdüğüm bağlamamı elime aldım ve olması gerekeni yaptım; Dersim ağıtlarından Hawa Dere Laçi'yi (Laç Deresi Ağıdı) seslendirdim. Hemen ardından, sığındıkları mağaralarda askerler ağlama sesini duymasın diye kundaktaki bebelerini nefessiz bırakan annelerin dramını anlatan Phıtê mı adlı ağıtla devam ettim.
Benim için zordu... Dersim tarihinin onur timsali Seyit Rıza’nın anılarının canlandığı bir mekanda bu ağıtları seslendirmek kolay gelmedi. 'Soykırım' denince onun yaşadığı Ağdat bölgesi ilk akla gelen yerdir. Aile bireylerinin yan yana yattığı mezarlıkta eksik olan; Seyit Rıza ve oğlu Resik Hüseyin’e ait kemikler. Resik Hüseyin’in oğlu Seyit İbrahim, bu konuda yapılan çalışmalardan mutlu. Babası ve dedesine ait kemiklerin de bir an önce bu mezarlıkta olması gerektiğini, bunun için uğraşlarının süreceğini söylüyor.
“Zalimler Dermez..."
Bundan iki ay önce yine geldiğim Ağdat’ta konağın bulunduğu mekanı ziyaret etmiş ve Sultan Dağına karşılık eşsiz bu güzelliğin Ali Şer'in Zarife’ye atfen yazdığı o şiirinde nasıl dile getirildiğini hatırlamıştım. Seyit Rıza’ya ait bu konakta ağırlanan Koçgirili Ali Şer, Zarife Hatun’a atfen bu cennet coğrafyaya dair duygularını Türkçe olarak yazdığı şiirinde şöyle dile getiriyordu:
Gönül gel gezelim Dersim Dağını
Ne hoş memlekettir eli Dersim'in
Seyran eyleyelim Sultan Dağını
Ne hoş çiçekler var gülü Dersim'in
Aslanlar yurdudur tilkiler girmez
Gerçekler sırrıdır akıllar ermez
Kürdistan gülüdür zalimler dermez
Onlara bağlıdır yolu Dersim'in
Dersim Adalet Ocağı
Resik Hüseyin’in oğlu Pir Seyit İbrahim, babası ve dedesi Seyit Rıza ile ilgili bugüne değin bilmediğimiz önemli bilgiler paylaştılar. Babası Resik Hüseyin’in, Elazığ'a nasıl gittiği ve yaralı eliyle tutuklandıktan sonra idama mahkûm edildiği o ana kadar olan gelişmeleri kendisinden duymuş olduk.
Ağdat köyünde Seyit Rıza’nın yaptırdığı konağın Sultan Baba dağına bakan bir odasının Dersim Adalet Ocağı olarak hizmet verdiğinden söz etti. Yuvarlak olarak tasarlanan bu odaya çağrılan aşiret büyüklerinin birbirlerinin yüzlerine bakarak konuştuklarını ve bu yuvarlak odada alınan kararlarla Dersim'de adaletin sağlandığını anlattı.
Konağın restore edilmesini talep ettik
Dersim'de aşiretler arasında yaşanan sorunların Adalet Ocağı olarak bilinen bu odada çözüme kavuşturulduğunu ve Dersim ile ilgili önemli kararların yine bu odada alındığını biliniyor.
Ağdat köyünde Seyit Rıza’nın yaşadığı yerde yıkılmış olmakla birlikte yuvarlak olarak tasarlanmış odanın iskeleti yerli yerinde duruyor. Anmaya katılan insanların çoğu ilk kez bunu öğrendiklerini ve Dersim'in özerk yapısında, bu odanın tarihsel bir önem taşıdığını belirtiyor. Belediye Eş Başkanı arkadaşlarımıza Seyit Rıza’ya ait bu konağın yeniden restore edilerek korunması talebinde bulundum. Gelecek yıl Ağdat’ta yapılacak anmalar aynı zamanda restorasyonu bitmiş bu konağın açılışına da vesile olsun, diyerek ayrılıyoruz köyden. (FT/NK)