2009 yılının Temmuz ve Ağustos ayını gazeteci olarak Kudüs'te geçirdim. Yaşadığım ev kentin doğusunda, tam Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeydi. Hani İsrail'in tüm uluslar arası baskılara rağmen sürdürdüğü Yahudi yerleşimlerinin inşası projesinin eylem alanı. Filistinli ailelerin yüzyıllardır yaşadıkları evlerinden zorla çıkarılıp, aynı evlerin Yahudi yerleşimcilerin ikametgahına tahsis edildiği yer.
Filistinliler ile aşırı dinci Yahudiler ve İsrail polisi arasında sık sık çatışmaların yaşandığı, yolların zırhlı araçlar ile bloke edildiği, gece evime gitmek için bile pasaport göstermek zorunda kaldığım mahalle, Doğu Kudüs'te.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi İsrail hükümeti yetkililerinin sürekli bölgede yeni yerleşim birimleri kurulacağı şeklindeki açıklamaları geçen yılın bahar aylarından bugüne kadar Şeyh Cerrah Mahallesi'ni sürekli olarak dünyanın gündeminde tuttu.
Şeyh Cerrah mahallesinde yaşananlar, bugün hala süregelen çatışmaların en güncel nedenlerini oluşturuyor aslında. Zira, bölgenin 4 bin yıllık tarihine bakıldığında, hiçbir dönemde Kudüs'ün "salt huzur ve istikrarın" merkezi olduğunu söyleyemeyiz. Bu uzun tarih, tüm dinlerin en kutsal merkezi olan Kudüs'ü bambaşka, dışarıdan algılaması neredeyse imkansız bir kronolojik olaylar silsilesinin içinde zor bir coğrafyaya dönüştürüyor.
Din eksenli bir yaşantının insanı baskılarcasına kendisini hissettirdiği bu kentin kendisini anlamadan, Ortadoğu sorununu adlandırmak en azından bana pek mümkün görünmüyor.
Şeyh Cerrah'taki evimin balkonundan görülen
1967 yılında İsrail'in işgali ile tüm kimyası değişen Doğu Kudüs ve Batı Şeria, bugünkü İsrailli politikacıların uygulama ve beyanları sonucu kritik bir aşamadan geçiyor. Zira İsrail, bölgede Filistinlilerin varlığından hiç hoşnut değil. Doğu Kudüs'ün işgale rağmen Filistinlilere ait olmasından huzursuzluk duyuyor, zira İsrail Kudüs'ün tamamını istiyor.
Kudüs ile Filistinliler'in bağını kesebilmenin belki de tek yolu Doğu Kudüs'ün bugünkü statüsünün değişmesinden geçiyor. Öte yandan başından bu yana Obama yönetiminin aksi yöndeki diplomatik girişimlerine karşın Doğu Kudüs'te yeni Yahudi yerleşimlerinin inşasına Netanyahu'nun verdiği onaylar şunu gösteriyor:
Bu bölgedeki Yahudi nüfusun artması, böylelikle orta vadede Filistinlilerin genel nüfusa oranının ise azaltılması hedefleniyor. Şeyh Cerrah'tan başlanarak, Silvan Mahallesi'nin de içine katılıp devamı öngörülen proje bu.
Metropolitan Kudüs Planı
Doğu Kudüs içinse durum artık gerçekten kritik bir seviyenin üzerine çıkmış durumda. Uygulanması planlanan Metropolitan Kudüs Planı, başta kentin doğusunda bulunan Meali Adomim olmak üzere, güneyde ve kuzeydeki Yahudi yerleşim birimlerinin de katılımıyla yeni Kudüs haritasını hayata geçirmeyi amaçlıyor.
Teknik bir dille söylemek gerekirse bu projenin amacı, kuzeyde Ramallah'tan başlayıp güneydeki Beytüllahim'e ve doğuda Meali Adomim'e uzanan 640 kilometrekarelik bir araziyi kapsayan, diğer bir deyişle Batı Şeria'nın yaklaşık yüzde 10'luk bir alanını oluşturan bölgeyi de içeren sınırlarının yeniden belirlenmesi.
Bir nevi Büyükşehir Belediyesi yönetimi hayata geçirilerek "mücavir alanlar" Kudüs Belediyesi'ne bağlanacak, Filistinlilerin yaşadığı işgal altındaki topraklarda da İsrail'in yetki ve hakimiyetini artıracak.
Böylece bugün Doğu Kudüs olarak Filistinlilerin yaşadığı bölgenin Batı Şeria ile tüm bağlantısı kopacak, taşıdığı ad, coğrafi olarak içeriğini yitirecek, İsrail'in şehrin bu kesiminde Filistinlilerden alıp Yahudi yerleşimcilere verdiği evlerin sayısı artacak.
Filistinlilerin evleri neden yıkılıyor?
Bir yandan da yine Doğu Kudüs ve Batı Şeria'daki çeşitli kasaba ve köylerde Filistinlilerin yaptığı evlerin yıkılarak burada yaşamalarının önüne geçiliyor. Yürürlükte bulunan ve inşaat yapmak isteyenlerin uymak zorunda olduğu şartları belirleyen "İnşaat ve Planlama Yasası"na göre bina yapımı için ruhsat alınması gerekiyor.
İsrail'in bu konudaki tutumu ise Filistinlileri ruhsatsız binalar inşa etmeye itti. Zira çıkarılan büyük bürokratik güçlüklerin yanısıra, inşaat ruhsatı almanın maliyeti de yaklaşık 35 bin dolar civarında. Bu mecburiyetlerle ruhsatsız olarak yaptıkları evleri yıkılan Filistinlilerin bir kısmı bu durumu arsalarına çadır kurup bölgeden ayrılmadan sessizce protesto ediyor.
Gerilim giderek yükseliyor
Daha önceki gün, Doğu Kudüs'te bir sinagogun yeniden ibadete açılmasını protesto eden yüzlerce Filistinli İsrail polisi ile çatıştı. Plastik mermi ve göz yaşartıcı bombalarla karşılık veren polis, 60 Filistinliyi tutukladı. Eylemciler arasında pek çok yaralı olduğu haberleri geldi.
Gerilim boyunca, El Aksa ve Kubbet-üs Sahra'nın da bulunduğu ve Eski Kudüs'e sadece 50 yaşın üzerinde erkeklerin girmesine izin verildi. Bunun dışında hiçbir İsrailli, Arap ya da yabancı ziyaretçiye de izin verilmedi.
Geçen yıl içeriside de sık sık müslümanlar için büyük anlam taşıyan Harem-üş Şerif'e cuma namazının ardından İsrail polisinin girmesi gerginliklere neden olmuş eski şehirde yine çatışmalar yaşanmıştı.
Son günlerde artarak devam eden bu tatsız olaylar Ariel Şaron'un başbakanlığı ile başlayan, daha sonra sırasıyla Olmert ve Netanyahu hükümetlerinin sürdürdüğü, bugün artık meydan okumaya dönüşen bu gelişmelerin kötü sonuçlar doğuracağını gösteriyor.
Ortadoğu'da daha çok insanın acı çekeceği, evsiz kalacağı, yaşam hakkının elinden alınacağı günlere ne yazık ki hiç de uzak değiliz. Bu da bölgedeki istikrarsızlığın, ihtilafların artması, bölgesel dengelere yeni aktörlerin eklenebileceği anlamına geliyor ki, semavi dinlerin merkezi olması sebebiyle tüm dünyanın gündeminde hep ön sırada kendine yer edinen Kudüs, yakın bir gelecekte kapsamlı çözüme ulaşılmazsa yeni ve/veya yine büyük bir gerginliğin merkezi olacak.
Şeyh Cerrah'tan bakınca
Benim Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki evimin balkonundan ilk baktığımda gördüğüm resim, giderek daha vahim ve karmaşık bir hal alıyor. Bu sorunların yaratacağı yeni ölümler, yerinden edilmişler, yeni mülteciler, kuşkusuz ki dünyanın her yerinde büyük etki yaratacak olumsuzlukları peşinde getirecek.
Bu nedenle Kudüs, artık ciddi bir uluslararası ortak irade tarafından, gerekirse İsrail'e yönelik yaptırımların da uygulanmasıyla sorun yumağı olmaktan çıkarılmalı.(MU/EÜ)