Helmut Oberdiek, Yavuz Önen'le birlikte
İnsan Hakları Derneği'nin kuruluş tarihi olan 1986 yılından itibaren kurucular ve yöneticiler olarak yeni bir dünya ile tanıştık. Dışarıdaki dünya ile. 1990 yılında Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) çalışmalara katılmasıyla bu ilişkiler daha da yoğunlaştı.
30 yılı bulan bu süre içinde çalışmalarımızı, Türkiye’deki hak ihlallerini görüşmek üzere ya da dayanışma amacıyla içerde dışarıda binler mertebesinde ifade edebileceğimiz insan hakları savunucuları, sivil resmi temsilcilerle karşılaştık.
1949 Almanya doğumlu Helmut Oberdiek, bu binlerce insanın içinde bir fark yarattı. Bizden biri oldu. İnsan haklarının evrensel değerlerini savunma mücadelesinde sınırları sildi.
Bu değerleri Türkiye’de savunmanın zorluklarını bilerek yoldaş oldu. Cezaevlerinde, gözetim yerlerinde, meydanlarda, günlük yaşamında işkence ve zulüm görenlerin ve ailelerinin, siyasi muhaliflerin yanında oldu.
TİHV 20. Yıl dönümü toplantısında (2011). |
Bedel ödedi.
Bizler, Türkiye’de insan hakları savunucuları ağır travmalarla yüklüyüz. Arkadaşlarımız, yöneticilerimiz, üyelerimiz öldürüldü, işkence baskı zulüm gördü.
İHD Başkanımız Akın Birdal kurşunlandı. Yollarda trafik kazalarında yönetici-üye arkadaşlarımız yaşamlarını yitirdiler. Yakın zamanda Tahir Elçi’miz alındı aramızdan. Günümüzde ne yazık ki; şiddet çatışma savaş, sivil asker ölümlerini, kentsel yerleşim alanlarının yıkımlarını, zorunlu göçü tekrar soktu yaşamımıza.
Travmalarımız arttı. Ancak Helmut’un iki gün önce bir hastalığa yenik düşerek ölümü sıradanlaşmadı. Acı verdi, acımızı büyüttü.
Helmut, yalnızca disiplinli verimli çalışma tarzıyla iz bırakmadı. Güzel Türkçesiyle, sempatik insani ilişkileriyle de unutulmayacak. Almanya uyrukluydu ama, Türkiyeli yurttaşlar arasında fark edilmeyecek kadar yerliydi.
Türkiye’de yaşamak için Ege'de bir ev edindi bir ara. Ülkemizin insanına olduğu kadar coğrafyasına, iklimine de sevdalıydı.
Yetmişli yıllardan itibaren ülke dışına ve özellikle Almanya’ya kaçmak zorunda kalan 68 kuşağı siyasilerle, Türkiye ile ilgilendi. Uluslararası Af Örgütü Türkiye temsilcisi olarak Türkiye’deki hak ihlallerini Birleşmiş Milletler’de, Avrupa Konseyi'nde, Avrupa Birliği’nde dile getirdi. Dünya kamuoyuna duyurdu.
Kendisini de, ilk kez, bu görevle davet edildiği ve Türkiye’den de İHD adına benim ve ayrıca Prof. Mümtaz Soysal’ın katıldığı bir Avrupa Konseyi oturumunda Strasbourg’ta tanımıştım.
TİHV Dokümantasyon Merkezi'nde |
1990 yılından, kuruluşundan itibaren TİHV Dokümantasyon Merkezi'nin çalışmalarının uluslararası standartlarda olması için de fiilen çalıştı, katkılar sağladı. TİHV ile dayanışma amacıyla kurulan Almanya Demokratik Türkiye Forumu’nun kurucuları arasında yer aldı.
Helmut Türkiye’nin insan hakları demokrasi ve barış sorunlarına dair yazdıklarıyla da ayrıcalıklı bir yere sahip oldu. Yazdığı raporlar, kitaplar yaşadığı döneme dair tanıklıkların belgeleri olarak Helmut’u bizlerde ve gelecek kuşaklarda daima yaşatacak.
Bir süre önce Almanya’da geçirdiği bir operasyon sonrası kendisini telefonla arayıp sohbet etmiştim. Görüşmek dileğiyle bitmişti sohbet. Sevgili Metin Bakkalcı ölüm haberini verince çok hayıflandım. Güzel bir insanımızı, değerli bir dostumuzu kaybettik.
Geçmişte, zaman zaman eşlik ettiğim, bilgisayarın başında beklerken içtiğin sabah kahvesi keyifleri sona erdi Helmut. Yaşamının büyük bölümünü bize adadın. Bizi yalnız bırakmadın. Seni unutmayacağız sevgili kardeşim. Işıklar içinde yat. (YÖ/BA)