Derginin hedef kitlesinin 17 yaşındaki çocuklar olduğu adından belli: "Seventeen". Peki dergiyi hazırlayanlar 17 yaşındaki kız çocuklarının nelerle ilgilendiğini -nelerle ilgilenmesi gerektiğini- düşünüyor olabilirler?
Bu soruya cevap bulmak için dergiyi açıp uzun uzadıya incelemek de gerekmiyor; kapak her şeyi açık ediyor. Belki kapaktan edinilen izlenimlerin derginin iç sayfalarıyla sağlaması yapılabilir. Hepsi bu...
Derginin Aralık sayısı kapağına bakıp dikkat çekici noktaları not ediyorum; üç maddede toplanıyor:
- "2007'nin stil ikonları: takip etmeniz gereken yeni yüzler, trendler..."
- "Rihanna: 'Sevgilimin beni her zaman koruduğunu bilmek isterim'"
- "Hediye rehberi: Sevdiğiniz herkes için ideal seçimler"
Toplum kız çocuklarına ne öğretiyor?
İlk madde, dergide en geniş kapsamlı ele alınan aslında. Toplumsal güzellik algısıyla örtüşen genç kadın fotoğrafları, kadınların stillerine yönelik eleştriler...
Dergi, kız çocuklarına taklit edecekleri rol modelleri veriyor. Gelişme çağındaki çocuklarsa kimi zaman sağlıklarını bozmak pahasına onlar gibi görünmeye çalışıyor. Kadınlar sadece "beden" olarak görülüyor. Kişisel gelişimleri arka planda kalıyor.
Bu konuda bianet'e görüş bildiren iki genç kadın şöyle konuşmuştu:
"Eskiden daha güzel görüneyim, daha zayıf olayım gibi bir kaygım vardı. Bu belki toplum tarafından öğretilmiş bir şeydir..."
Bir diğeriyse:
"Bana 'sıfır beden' dayatılırken bundan etkilenip zayıflamaya çalışabilirim."
"Namus" kavramı "kapitalizm"le uyuşmazsa...
Derginin sayfalarında “tatlı ojeler”, makyaj malzemeleri, “güzellik günlükleri” beslenme modelleri, “İki haftada şekle girme” ve “erkeklerin tek ilgilendiği” olma yöntemleri yer buluyor.
Diğer bir yandan da kadınların “namus”u, “ahlaki değer”lere bağlılığı yüceltiliyor. Böyelikle tablo biraz daha netleşiyor.
“Erkeklerin değerlerinize önem vermesini beklemek çok zordur. Ama dış görünüşünüzü ne kadar ön plana çıkarmazsanız, onlar da içinizdekini o kadar iyi görürler. İşte bu yüzden alçakgönüllü giyinirim.”
Demek kadınların kendilerini erkeklerin beklentilerine göre şekillendirmesi gerekiyor.
Derginin önceki sayfaları düşünüldüğünde ortaya bir ikilem çıkıyor. Bu da kapitalist sistemle Türkiye aile yapısının istediği kadın modelinin çakıştığı nokta. Kafa karışıklığıysa kaçınılmaz.
Klişelerle barışık çocuklar yetiştirmek
Dergide yer alan Rihanna söyleşisinin sunuşu şu şekilde:
"Bir numaralı stil ikonumuz Rihanna'yla moda ve hayatı üzerine çok özel..."
Böylelikle Rihanna çocuklar için idealize ediliyor ve aynı perspektiften "Sevgilimin beni her zaman koruduğunu bilmek isterim" yorumu olumlanıyor. Ve zaten dergide de belirtildiği gibi Rihanni “Seventeen okuyarak” büyüyor.
Tüm bunlara maruz kalan çocuklarsa çok da fazla sorgulamadan bilinçaltlarına bu bakış açısını işliyor. Ortaya çıkansa kozmetik ve moda sektörüyle, kapitalizmin öngördüğü "harcama" alışkanlığıyla barışık, ataerkil düzenle uyumlu bir kadın duruşu.
Derginin geniş yer verdiği bir başka konuysa alışveriş. Farklı ekonomik sınıflardan kız çocuklarının harcama kapasitesine göre değişik alternatifler sunuluyor. Çocuklara eleştirel düşünmeleri ve kendilerini geliştirmeleri için yollar gösterilmiyor. Sistem çocuklara nasıl görmek istiyorsa, çocuklara sadece o kadarlarmış muamelesi yapılıyor.
Seventeen'in sunduğu fikirler gerçekten yeni mi?
İdealize edilen sisteme uyumlu “ünlü”lerin yaşadıkları psikolojik problemlere dergi elbette hiç değinmezken internet sitesinde kendisini şöyle tanıtıyor:
"Okuyucular Seventeen’i hem eğlendirici hem de öğretici kız arkadaşları gibi görüyorlar. Aileler ve genç kızlar Seventeen’e çok güveniyorlar. Seventeen, okul hayatı, ilişkiler, moda, güzellik, sağlık ve cinsellik gibi konularda kızların gençlik sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyor, onlara yeni fikirler sunuyor."
"Namuslu", "alışverişe düşkün", "bakımlı", "ataerkil düzene adapte", "apolitik"... 12 Eylül 1980 sonrası, Türkiye'nin gençlik politikası olabilir mi? Bir de, neoliberalizm mi demiştiniz? (GG)