Son dönemlerde yaşanan aşırı hava olayları sizin de dikkatinizi çekiyor değil mi? Mart - Nisan aylarında Hindistan'da yaşanan sel ve sel nedenli toprak kayması sonucunda 270 kişi hayatını kaybetti ve 1 milyon kişi de evsiz kaldı. Yine Myanmar'da sel nedeniyle 82 kişi, İran'da da 75 kişi öldü, on binlerce kişi tahliye edildi.
Belki de şimdiye kadar, hep çok uzaklarda oluyor, bize bir şey olmaz, diye düşünüyordunuz. Fakat son zamanlarda yaşadığımız Trabzon Araklı, Düzce ve İstanbul sel felaketleri aslında afetlerin bizden hiç de uzakta olmadığını gösterdi. Hatta yakın zamanda yapılan bir çalışmaya göre 1980-2018 yılları arasında Türkiye'de 1242 kişi seller yüzünden hayatını kaybetmiş.
Artık iklim krizinin varlığını, doğanın dengesini bozduğumuzu, Dünyayı içten içe öldürdüğümüzün iyice farkına varalım. Peki son zamanlarda sellerin neden fazlalaştığını biliyor musunuz? Küresel ısıtma nedeniyle Dünyanın sıcaklığını arttırdığımız için hidrolojik döngü (suyun yeryüzüne inip buharlaşma döngüsü) kuvvetleniyor ve bu nedenle sağanak yağışlar da daha sıklaşıyor. Yüzey sıcaklıklarının artması nem tutma kapasitesini arttırıyor, bu da kısa sürede daha hızlı ve daha büyük taneli yağmur damlacıklarının oluşmasına sebep oluyor.
Hadi tamam Dünyanın dengesini mahvettik, bir de üstüne üstlük betonlaşmamız nedeniyle de yağışların süzülebileceği alan bırakmadık. Durum böyle olunca sel ve sel nedenli toprak kayması gibi afetler iyice arttı. Anlattığım şeylere bakılırsa tüm kötü olayların insanların yarattığı bir döngü olduğunu anlamışsınızdır. Dünyamızı kendi ellerimizle öldürüyoruz. Artık buna bir son vermeliyiz.
Biz çocuklar harekete geçtik. Kendimizi liderlere duyurmakta ve Dünyamızı korumakta kararlıyız. Şimdi sıra büyüklerde. Büyük küçük demeden herkesi 20 Eylül'deki 3. küresel greve bekliyoruz. (YO/AS)