Psikanalist Antonio Quinet’in yazdığı “Şehrin Deli Efendileri”, Lacancı psikanalizle, klasik psikiyatri ve Freud tarafından kabul edilmiş olan psikozun iki ana “parçasına”, şizofreni ve paranoyaya odaklanıyor.
Psikanalist, psikiyatrist ve oyun yazarı Antonio Quinet, Latin Amerika’nın en önemli Lacancı psikanalistlerinden biri olarak gösteriliyor. Aynı zamanda felsefe doktoru olan ve doktorasını Alain Badiou ile birlikte yapan Quinet, Lacancı psikanalizin yorum tekniğinden yorumuna, psikozlardan psikozlarda sosyal bağlara kadar temel kliniğinden birçok alanında yaptığı çalışmalarla tanınıyor.
Şimdiye kadar çoğu birden fazla baskı yapan kendi alanındaki kitaplarının haricinde yedi adet de tiyatro oyunu eseri yazmış olan Antonio Quinet’in son kitabı “Şehrin Deli Efendileri”, Axis Yayınları etiketi, Ceren Korulsan çevirisiyle Türkçede. Kitap, Lacancı psikanalizin merkezinde yatan kavramları kendine kılavuz edinerek klasik psikiyatri ve Freud tarafından kabul edilmiş olan psikozun iki ana “parçasına”, şizofreni ve paranoyaya odaklanıyor.
Çıkış noktası, Lacan’ın 1950’lerde dile getirdiği, “Babanın-Adı’nın men edilmesi” olan ve bu tanımı şizofreniyle paranoyanın ortak noktasında buluşturarak ele alan “Şehrin Deli Efendileri”, hem psikiyatri hem de psikanaliz kliniği için önemli bir referans dayanağı olan Lacan’ın tanımını derinlemesine irdeleyerek okurun tartışma ve okuma sahasını genişletiyor.
Antonio Quinet, “Ötekinin alanından Babanın-Adı’nın men edilmesini”, psikozun mevcut ve ihtimal dâhilindeki bütün tedavi yöntemlerinde hâlâ giriş niteliğinde bir soru olarak asılı durduğunu belirtip kitabın odak noktasına girişini Lacan’ın şu ifadeleriyle yapıyor: “Yazılarımın (Êcrits) ‘başlangıç niteliğindeki sorusu’nda, ki bu psikozun algılanışına verilmiş bir cevap olarak okunmalıdır, Babanın-Adı’nı ve onun psikozu ve diğer alanları (bu Yazıda grafik halinde bulunmaktadır) nasıl düzenlendiğini ortaya koymuştum, buradan onun gücünü tartabilirsiniz.”
Quinet, bir anlamda, “Şehrin Deli Efendileri” ekseninde “Lacan’a giriş” olarak da okunabilecek bu alıntıyı biraz daha açarak, psikozdan, yani temel anlamda şizofreni ve paranoyadan söz etmek için başlangıç noktası olarak jouissance alanı ile Lacan’ın teorisini seçmek gerektiğini vurguluyor. Quintet, bu başlangıç noktasından devam ederek, kitabın aynı zamanda psikotik öznelerin sosyal bağlarına da değindiğini vurgulayarak, “psikozun söylem dışılığıyla psikotik öznenin sosyal bağ teşebbüslerini sorgulamak için bir temel atma girişimi olduğunu” söylüyor.
Ve bunu, Freud’un referansıyla, “içinde yaşadıkları toplum tarafından kurulan sosyal bağların yapısal olarak dışında olan psikotik özneler için psikozdaki sanrı bir iyileşme girişimi” olarak tanımlıyor. Ki arkasına Lacan’ın tanımını ve Freud’un bu referansını da zaten kitabın zeminini oluşturuyor.
Gerisi okura kalmış diyerek “konu” bahsini kapatalım ve sonuca geçelim.
“Şehrin Deli Efendileri”, bugün de güncelliğini koruyan ve konunun ehillerinin tartışmalarının odak noktası olan psikozu, hem Lacan’ın hem de Freud’un savları, söylemleri ve örnekleriyle, yazar Antonio Quinet’in öznel yorumlarıyla bir araya getirerek bütünsel bir boyuta ulaştırıyor. Gelinen bu noktada da konuyla ilgili birçok soru cevabını bulurken, bu cevaplar da yeni soruların tohumlarını atıyor.
(BS/EMK)