Türkiye’nin ilk sakin ilçesi (cittaslow) seçilen Seferihisar’dayız.
Greenpeace'in ünlü gemisi Rainbow Warrior, Türkiye’nin farklı illerini dolaşıyor. Güneş enerjisinden bireysel olarak faydalananların hikayelerinin peşinde.
TIKLAYIN - RAİNBOW WARRİOR'DA BİR GECE
Bodrum’da başlayan yolculuğumuzun ikinci durağı Seferihisar. Çünkü Seferihisar Belediyesi, pazarın çatısına kurduğu güneş panelleri sayesinde belediyenin tüm elektriğini buradan karşılıyor. Sığacık'taki birçok elektrik direği de güneş enerjisiyle çalışıyor. Şimdi de Seferihisarlılarla güneş tarlası kuruyor.
Belediye Başkanı Tunç Soyer rehberliğinde tura çıkıyoruz.
Güneş kooperatifi kuruldu
Soyer, yılın 300 günü güneş alan Seferihisar'da güneş enerjisine geçiş hikayelerini şöyle anlatıyor:
“Bir sabah kalktık, bir baktık tepelerde rüzgar tribünleri. Bütün büyük şirketler İstanbul’dan bizim memleketimize gelip tepemizde onlarca rüzgar tribünü kuruyor. Enayiliğimizi keşfettim. Biz zaten kömür gibi fosil yakıtlara nükleere karşıydık. Tepemizdeki güneş, yüzümüze vuran rüzgara niye seyirci kalıyoruz? Belediyenin yanındaki kapalı pazara güneş panelleri taktık. Belediyenin bütün elektriğini buradan karşılıyoruz. Yılda 125 bin lira tasaruf sağlıyoruz.”
Belediye şimdi de güneş enerjisinden elektrik üretmek için güneş tarlası kurmaya hazırlanıyor. Bunun için 100 kişilik bir güneş kooperatifi kuruldu. Türkiye’de ilk kez bir belediye böyle bir kooperatif kuruyor. Tek şart Seferihisarlı olmak. Bin dolar veren Seferihisarlılar, bir sene sonra yılda 180 dolar kazanacak.
Bu güneş tarlası aynı zamanda bir yaşam alanı olarak tasarlanıyor. Belediye Başkanı Soyer, “Bu yaşam alanında çocuklara okullarda verilemeyen eğitim vereceğiz. Toprağı ekecek, süt sağacak. Güneş enerjisini kullanacak” diyor.
Gerek pazara kurulan güneş panelleri, gerekse güneş tarlası projesi, bireysel olarak da güneş enerjisinden faydalanılarak, evlerin çatılarına, tarlalara, bahçelere, güneş panelleri kurulması için ilham kaynağı olmaya aday.
Can Yücel tohum merkezi
İtalya’da başlayan sakin şehir (cittaslow) hareketi, küreselleşmeye karşı kentlerin tektipleşme ve yerel özelliklerini kaybetmesine karşı mücadele ediyor.
Seferihisar da sakin ilçe olmanın hakkını veriyor.
Beş sene önce Belediye, bir yerel tohum takası şenliği yapıyor. Köy köy gezip hibrit olmayan, yerel, temiz tohumların peşine düşüyorlar. Yaşlılar sandıklarından tohumları çıkarıyor. Sonuçta 280 çeşit yerel tohum keşfediliyor. 80 tanesi çimlendiriliyor.
Ve şair Can Yücel’in tohum bankası hayali gerçekleştiriliyor. 2011'de Güler Yücel, eşi Can Yücel'in 12. yıl anmasında, tohum bankası hayalini şu sözlerle paylaşmıştı: "Türkiye'nin kendi tohumlarının korunduğu, gelecek nesillere aktırılabileceği bir tohum bankası projesinin kurulmasını çok isterdi."
Can Yücel Tohum Merkezi kuruluyor. Yerel tohumlar burada muhafaza ediliyor. İsteyen herkese ücretsiz olarak veriliyor. Sağolsunlar bize de hediye olarak kırmızı turp, marul ve lavanta tohumu hazırlamışlardı.
Karakılçık buğdayı
Bu tohum arama serüveninde çok güzel bir keşif de gerçekleşiyor. Eskiden Seferihisar’da ekilen binlerce yıllık “topan karakılçık” buğdayının tohumu bir köyde bulunuyor.
Soner, köylülerin ekimi, hasadı zor olduğu için bu buğdayı ekmeyi bıraktığını anlatıyor. Tohumu altı yıl boyunca ekmişler ancak bir türlü tutmamış. Yılmamışlar. Ve bu sene ilk hasadını vermiş. O yüzden çok kıymetli. Eski bir fırında pişen ekşi maya ekmeğin tadına bakmak da bize kısmet oldu.
Fırıncı Emine Hanım, başkanı görünce daha büyük fırın talebini dile getiriyor. Ekmeğe talep yoğunmuş. Aynı tip ekmeğe alıştırılmış bizim kuşak bu müthiş ekmeğin lezzetini keşfetmiş anlaşılan.
Özetle, Seferihisar kendi güneşini, rüzgarını, toprağını en temiz şekilde kullanmanın yollarını arıyor. Bunun için hem tarihe yolculuk ediyor hem de teknolojinin nimetlerinden faydalanıyor.
Size de “sakin”ce ilçenin güzelliklerini izlemek kalıyor. (NV)
Türkiye'de 9 sakin şehir varCittaslow, İtalyanca Citta (Şehir) ve İngilizce Slow (Yavaş) kelimelerinden oluşuyor. Aslında yavaş şehir olarak çevrilecekken bizde sakin şehir tercih edilmiş. Özetle küreselleşmenin şehirlerin yerel dokusunu ortadan kaldırmasını engellemeyi amaçlayan uluslararası bir belediyeler birliği. İtalya'da 1989'da kurulmuş. Esas olarak doğuşu İtalya'da başlayan slow food yani yavaş yemek hareketinden sonra olmuş. Slow food, hızlı yemek yani fast food'a karşı yerel lezzetlerin korunmasını amaçlıyor. Belediyelerin sakin şehir olması için ekoloji, yerel üretimi korumak, slow food'u desteklemek, misafirperverlik gibi kriterleri taşıması gerekiyor. Türkiye'nin ilk sakin şehri Seferihisar. Diğerleri ise şöyle: Akyaka (Muğla), Gökçeada,(Çanakkale), Taraklı, (Sakarya), Yenipazar (Aydın), Yalvaç (Isparta), Perşembe (Ordu), Vize (Kırklareli), Halfeti (Şanlıurfa) |