"Daha vahimi" diye ekliyor Nacches, "seçimlerden sonra ortaya çıkan çöküş, devletin başı için seçilenlerin çöküşten sorumlu hırsızların olması... Eğer bir şey seçeceksek sıfırdan başlamayı seçmeliyiz..."
Hırsızı seçmek
Nacches'in bu söyledikleri Asuncion'un havasını algılamak için yeterli bilgi verebilir mi? Bu formülasyon açıkça, diktatör Alfredo Stroessner zamanı için tartışılabilir bir durumdu ama Paraguay'daki kardeşlerimiz, Stroessner'in manipülasyonlarının olmadığı bir dönemdeki seçimlerine ne demeli?
Anatole France Bergeret, Paris'te romanında, Lammenaisin, (19.yüzyılda yaşamış isyancı bir rahip) fakirlerin toplumun çıkarı için feragat etmeleri gerektiği" sözüne yer verir. Bu Anatole France'nin düşüncesi Paraguay seçimlerini algılamak için bir ölçüt olamaz.
Seçmenlerin çoğu, uygulanabilir bir politikanın peşinde olduğunu gösterdi. Oysa, harap olmuş ülkede bir çıkış olduğu düşünülebilirdi . Aslına bakılırsa bu ülkedeki sorunların kökeninde yatan şeyler komşudaki(Arjantin) ile aynı. Neo-liberal politikaların uygulanması ve küresel sermayeye eklemlenme yani...
Bu politikaların sonucu fakirleşmeydi. Genel olarak nüfusun yüzde 10'u bu politikalardan direkt etkilenirken yüzde 40'lık bir çoğunluk da uygulanan politikaların sonuçlarına katlanmak durumunda kaldı. Bugün Paraguay'ın yalnızca yüzde 26.5'i "dayanılabilir" ölçütlerde yaşıyor.
Nüfusun yüzde 9'u toprakların yüzde 87'sini kontrol ediyor. Ülkede toprağı işletenler dünyanın en elverişli koşullarına sahip. Nüfusun yüzde 40'ı bugün bu politikaların sonucunda yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Nicanor Duarte Frutos, bu vahşi neo-liberalizmin uygulanabilirliğini deneyecek. Bu politikaların zenginler ve yoksullar arasındaki mesafeleri daha da açacağını görmek için kahin olmaya gerek yok.
Beş yıldır globalizasyon politikaları üzerine çalışan Paraguaylı yazar Augusto Roa Basto, Meksika'da yayınlanan La Jornada'ya şu açıklamaları yapıyordu:
"Neo-liberalizmin sunduklarından farklı tipte bir yapının potansiyeli var. Sanırım farklı bir globalizasyonun gerçekleştirilebileceği bilinmiyor. Özellikle kendimizi iyi hissedebileceğimiz ekonomik bir durumun yaratılmasına ihtiyacımız var. Fakat korkunç olan karşı bir kültür yaratamadan fasif bir dairenin çizildiği gerçeğidir.
Hiçbir kelime globalizasyonu ülkelerin sorunlarını global ölçüde bakılması kadar iyi anlatamaz. Sanırım hegemonyanın merkezinde yer alırsan ya da kontrolden payın olursa sorunun da olmayacağı düşüncesi var. Oysa şunu yüksek sesle söylemenin zamanı yağmalanıyoruz, tarih boyunca yapıldığı gibi... Globalizasyon illüzyonuna kapılmamak gerekir, ortada olan yalnızca kolonyalizmin alışkanlıklarıdır."
Kolonyalizmin alışkanlıkları
"Kolonyalizmin alışkanlıkları" diyor Roa Basto, entelektüel ve ahlaki olarak bu öngörü Irak'ta insanların üzerine bombalar yağdırılmasını da açıklayan bir durum.
Nicanor Duarte yüzde 39.3 oyla devlet başkanı seçildi, bağımsız olduğunu belirten (kimden bağımsız ki) Pedro Fadul'da ikinci oldu, eski başkan yardımcısı Julio Cesar Franco ise yüzde 16.5 oy aldı.
Gerçekte seçimlerde alınan sonuç, Sol Birlik'in (Izquierda Unida) varlık gösteremediğini de gösterdi. İşçi Partisi, Komünist Parti ve 19 Nisan Hareketi gibi sol hareketler temel olarak Uluslararası Para Fonu (IMF) politikalarından radikal bir kopuşu öne sürüyorlardı. Tabii bu politik pozisyon aynı zamanda Amerikan Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması'na da (ALCA) karşı mücadeleyi de beraberinde getiriyor.(NK/BB)
* Rebelion.org'tan Nuh Köklü'nün çevirisinde ara başlık ve vurgular Bianet'e aittir.