Fransa'da Cumhurbaşkanlığı seçiminin 1. turu önümüzdeki pazar günü yapılacak. Son kamuoyu yoklamalarına göre, Jacques Chirac ve Lionel Jospin'in oy oranları birinci turda yüzde 19 ile 21 arasında değişiyor. Chirac önde. İkinci turda da Chirac avantajlı görünüyor.
Seçimlerin iki ana adayı, Chirac ve Jospin, açıkça ifade etmeseler bile "yararlı oy" çağrısında bulunuyor. Adayların ikinci turda oy toplayabilme kapasitesi, büyük oranda ilk turda alacakları sonuca bağlı. İlk tur sonuçları, ikinci tura kalacak adaylara, yüzer gezer oyları etrafında toplama olanağı verebilecek. Seçim sonuçları da biraz bu oyların kime kayacağına bağlı görünüyor.
Bu seçimlerde, ilk kez, kamuoyu yoklamaları resmi propaganda süresinin sonuna kadar, yani cuma akşamına kadar yayınlanabilecek. Bu durum, bir yandan, kamuoyu yoklamalarının sonuçları etkileyip etkileyemeyeceği tartışmasını getirirken; öte yandan kamuoyu yoklamalarının güvenilirliği sorgulanıyor.
Kamuoyu yoklamaları ne gösteriyor?
Kamuoyu yoklamaları, bir toplumun belli bir süreçteki önceliklerini ölçerken oldukça güvenilir ve geçerli olabiliyor. Ama belli bir karar almayı, yani bir eylemliliği ölçme noktasında yanılabiliyor veya güvenilirlik oranı azalabiliyor. Hele oyların kayganlık kazandığı ortamlarda bu durum daha da belirginleşiyor. 1970'li yıllarda, Fransız seçmenin yüzde 80'i bir önceki seçimlerde kullandığı oya sadık kalıyordu. Bu oran bugün yüzde 40'a kadar düşmüş durumda. Bu da seçim sonuçları ile ilgili belirsizliği arttırıyor.
Kamuoyu yoklamaları, bir adayın, belli bir andaki medyatik etkinliği konusunda bize bilgi verebiliyor ama bunun seçmen üzerindeki gerçek ektisini yansıttığı çok kuşkulu. Hele aday sayısının bu kadar çok olduğu (16) göz önüne alınınca belirsizlik daha da artıyor.
Sürprizler ve riskler...
Kararsızların oranının yüksekliği ve bunların hangi yöne doğru kayacakları konusunda bir tahminde bulunmanın da neredeyse imkansız olduğu göz önüne alınırsa sürprizle karşılaşmak hiç de olasılık dışı değil. Kamuoyu yoklamalarının yanılma oranı yüzde 2 veya 3 arasında hesaplanıyor. Buna bir de rekor sayıda aday eklenince belirsizlik iyice artıyor. Kamuoyu araştırması yapan kurumlar, 1995 yılındaki cumhurbaşkanlığı ve 1997 milletvekilliği seçimleri ile son 2001 belediye seçimlerinde bir çok ilde yaptığı seçim tahminlerinde yanıldı. Bu seçimlerde yoklama sonuçlarını son ana kadar yayınlanabilecek olan araştırma kurumları kendi güvenilirliklerini riske atmış durumdalar. (EK/BB)