CHP'li belediyelere yönelik operasyonlarda öne çıkan suçlamalardan biri usulüne uygun yapılamayan ihaleler ve bu şekilde yasadışı çıkar elde etmek olarak görülüyor. Kamuda ihtiyaçların karşılanması sırasında şeffaflık, rekabet koşullarını sağlamak amacıyla uyulması gereken kurallar Kamu İhale Kanunu ile düzenlenmiş durumda ve tüm kamu kurumları bu kurallara uymak zorunda.
Kamuda acil ihtiyaçların karşılanması amacıyla, ihale bürokrasisine takılmamak amacıyla istisnalar da düzenlenmiş durumda. Peki bu düzenlemelere uyulmazsa ne olur? Ortaya iki farklı sonuç çıkabiliyor, ya CHP'li belediye kadroları gibi tutuklanırsınız ya da hiç bir şey olmaz. Hatta bu konuda kanuna aykırı işlem yaptığınız yani suç işlediğiniz defalarca Sayıştay raporları ile kayıt altına alınır ama bir şey değişmez.
Sayıştay'ın 2024 yılına ait Merkez Bankası denetimi çok çarpıcı bulgular içeriyor. Merkez Bankası'nın öncelikli görevi para ihtiyacını karşılamak, ama iş para basmakla bitmiyor, TL'nin değerini korumak, ülkenin altın ve döviz rezervini korumak, kısmen bankaları denetlemek gibi önemli sorumlulukları da var.
Sayıştay denetim raporlarında dikkat çekilen 1 numaralı bulgu "Özel Durumlarda Kullanılması Gereken İstisna Maddesinin İhalelerde Genel Bir Uygulama Haline Gelmiş Olması" başlığı ile ele alınıyor. Raporda vurgu yapılan usulsüzlük "TCMB’nin farklı birimleri tarafından 2024 yılında gerçekleştirilen ihalelerin büyük çoğunluğunun 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 3’üncü maddesine istinaden “istisna” kapsamında gerçekleştirildiği, ancak bazı mal ve hizmet alımı işlerinin istisna kapsamına girmediği, diğer bir deyişle 4734 sayılı Kanun’da yer verilen istisna uygulamasının ihale konusu işlerin içeriğine bakılmaksızın genel bir uygulamaya dönüştürüldüğü görülmüştür" şeklinde anlatılıyor. Ama elbette bu kadar ile kalmıyor. Neden istisna olması gereken ihale yönteminin yaygın hale getirilmemesi gerektiği uzun uzun anlatılıyor.
Hani birileri çıkıp "olmuş bir kere" demesin diye denetçiler söz konusu usulsüzlüğün tüm uyarılara rağmen 6 yıldır devam ettiğinin altını çiziyor: "Söz konusu istisnalar ile Bankanın temel faaliyetlerinin aksamasını önlemek için bu faaliyetlerle ilgili mal ve hizmet alımlarının kastedildiği değerlendirilmekte olup, Bankanın rutin işleyişinde yer alan cari giderler kapsamındaki mal veya hizmet alımlarının istisna kapsamına sokulması bir bakıma Kamu İhale Kurulu kararlarındaki “Kanun kapsamındaki bir ihalenin idare kararı ile Kanun’dan istisna tutulamayacağı” kuralının da esnetilmesi anlamına gelmektedir. Bulgu konusu husus; 2019 yılından itibaren Sayıştay Denetim Raporlarında yer almışsa da uygulamada 2024 yılında da bir değişikliğe gidilmemiştir."
Görevlilerin ceza sorumluluğu
Madde 60- İhale yetkilisi ile ihale komisyonlarının başkan ve üyeleri ile ihale işlemlerinden sözleşme yapılmasına kadar ihale sürecindeki her aşamada görev alan diğer ilgililerin; 17 nci maddede belirtilen fiil veya davranışlarda bulunduklarının, görevlerini kanuni gereklere uygun veya tarafsızlıkla yapmadıklarının, taraflardan birinin zararına yol açacak ihmalde veya kusurlu hareketlerde bulunduklarının tespiti halinde, haklarında ilgili mevzuatları gereğince disiplin cezası uygulanır. Ayrıca, fiil veya davranışlarının özelliğine göre haklarında ceza kovuşturması da yapılır ve hükmolunacak ceza ile birlikte tarafların uğradıkları zarar ve ziyan genel hükümlere göre kendilerine tazmin ettirilir. (Değişik son cümle: 30/7/2003-4964/36 md.) Bu Kanuna aykırı fiil veya davranışlardan dolayı hüküm giyen idare görevlileri, bu Kanun kapsamına giren işlerde görevlendirilemezler.
Bu Kanun kapsamına giren işlerden dolayı yargı organlarınca herhangi bir ceza verilmiş olanlar, bu Kanun kapsamına giren bütün kamu kurum ve kuruluşlarınca bu Kanunun ve ilgili diğer mevzuatın uygulanması ile görevli ve yetkili kadrolara atanamaz ve görev alamazlar.
Raporda ikinci bulgu ise "İnsan Kaynağı Hizmet Alımlarının Dış Kaynak Olduğu Gerekçesiyle Kamu İhale Kanunu’nun İstisnası Kapsamında Gerçekleştirilmesi" başlığını taşıyor. Denetçiler bu kez de "Yapılan incelemelerde; gıda, temizlik, bahçe ve tesis hizmetleri, şoförlük, yapım işleri için mühendis temini, insan eliyle atık taşıma hizmeti alımı gibi personel çalışmasına dayalı hizmet alımlarının, Merkez Bankasının asıl işi olmadığı gerekçesiyle istisna kapsamında değerlendirilerek 4734 sayılı Kanun’un istisna hükümlerine göre gerçekleştirildiği görülmüştür. Bulgu konusu husus; 2017 yılından itibaren Sayıştay Denetim Raporlarında yer almışsa da uygulamada 2024 yılında da bir değişikliğe gidilmemiştir." sözleri ile adeta isyan ediyorlar.
Bu kadarı bile önemli bir usulsüzlük olmasına karşın raporda bir saptama daha var. Mevzuata göre SGK güvencesi altında olması gereken banka personeli ve bakmakla yükümlü kişiler için ayrıca özel sağlık sigortası yapılmış ve 2024 yılında 372 milyon 158 bin 385 TL banka tarafından özel sağlık sigortası şirketine ödenmiş. Üstelik ne kamuda tasarruf önlemleri ne de Sayıştay'ın bu usülsüzlüğü 2013 yılında beri, yani 11 yıldır tespit edip raporlaştırması Merkez Bankası'nı vazgeçirememiş.
İhaleler nedeniyle nasıl bir kamu zararı oluştuğuna ilişkin raporda bir bilgi yer almıyor, ancak sadece özel sağlık sigortası primlerinden oluşan kamu zararı ortada. Sayıştay'ın durumu ise raporları okurken bile insana kötü hissettiriyor. 2013 yılında yetkileri daraltılan Sayıştay eski gücünü yitirdi. Ancak bu raporda yer alan satırlar Anayasa Mahkemesi, Yüksek Seçim Kurulu gibi Sayıştay'ın da artık belirlemelerinin, raporlarının çok bir anlamı kalmadığını gösteriyor.
(Mİ)










