Fotoğraf: Sayat Nova, Nran Guyne / Narın Rengi
Aslında bu da benim "Slumdog Millionaire" hikayem.
Filmi hatırlarsınız. Hindistan'da bir genç, "Kim Milyoner Olmak İster" yarışmasına katılır ve tüm soruları hayatta yaşadıklarıyla özdeşleştirerek doğru cevaplar, büyük ödülün sahibi olur.
Lise ikinci ya da üçüncü sınıf olmalı. Bir 21 Mayıs günü. Bizler için tsitsekunun yıl dönümü. Bir başka deyişle Çerkes sürgünü ve soykırımını anma tarihi.
Kandıra'nın Karaağaç Köyündeki anıt mezarlıkta töreni takip ediyor, geceye hazırlık yapıyorduk.
Üşüdüğümden ya da beklemenin getirdiği can sıkıntısından olsa gerek bir ara alandan kayboldum. Kendimi çok uzak olmayan bir diyardan arkadaşımın babasının arabasında buldum.
Arabada yakın diyarlardan arkadaşlarım da vardı. Çerkes olmamız dışında bu arkadaş grubunun ortak özelliği ‘Ülkü Ocağına’ gitmeleriydi. Benim gibi 14-15 yaşlarında çocuklardı ama ellerinden o dönem tespih eksik olmazdı.
Arabada Çerkes ezgilerinin yerini nasıl oldu bilmiyorum, bir anda milliyetçi çevrenin diline pelesenk olan "Çırpınırdı Karadeniz" aldı. Tok bir erkek sesinden dinliyorduk:
…
Kafkaslardan aşacağız
Türklüğe şan katacağız
Türk’ün şanlı bayrağını
Turan ele asacağız
…
O günkü duygularım da bugüne benzerdi. "Asimilasyon" diyordum ama inkar ediyorlardı.
Aradan yıllar geçti. Farklı kültürlere merak saldım. Bir gün TRT’de Serdar Kuzuloğlu’nun Sosyal Medya programında Vomank diye bir grupla tanıştım. Evet, o yıllarda (2013) TRT Ermenice müzik yapan bir grubu televizyona çıkarmıştı.
"Sayat Nova"yı ilk orada mı dinledim, yoksa bu güzel grubu keşfettikten sonra mı, emin olamıyorum. Bilmediğim bir dildeki bu şarkıya aşık olmuştum.
Sonra öğrendim ki Sayat Nova, 1700’lü yıllarda yaşamış, günümüz Gürcistan topraklarında doğmuş ve büyümüş kadim bir Ermeni sanatçısıymış.
…
Aradan 10 sene geçti. Seçimler bitti. Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha cumhurbaşkanı oldu. Azerbaycan’a bir ziyaret yaptı. İlham Aliyev, Erdoğan onuruna bir yemek verdi.
Yemekte, Türk coğrafyasında oldukça bilinen bir sanatçı, Azerin konser verdi. "Çırpınırdı Karadeniz"i söyledi. Erdoğan ve Aliyev ayakta alkışladı.
Aynı akşam, "Çırpınırdı Karadeniz"in bestesinin çalıntı olduğunu öğrendim. Şaşırtıcı mıydı? Değildi açıkçası. Ama bu konuyu şaşırtıcı hale getiren besteyi 1700’lerde yaşayan Sayat Nova'nın yapmış olmasıydı.
Daha doğrusu, milliyetçi kesimin kendine düşman gördüğü bir halktan, beste çalması ve üzerine milliyetçi sözler yazmasını garip karşılamıştım. Ortada bir tezatlık vardı.
….
Bir sonraki gün birkaç makaleye baktım. Hayri Tunç konuyu 2017’de Evrensel’de yazmıştı. Osmanlı döneminde askerlerin bu sözleri marş olarak söylediğinden bahsediyordu.
Resmi tarih yazıcıların marşı ilk olarak Azeri şair Ahmet Cevat’ın 1914’te kayda geçirdiğini, 1918’de de yine bir Azeri sanatçı olan Üzeyir Hacıbeyli’nin bestelediğini aktarıyordu.
Ama marşın orijinal el yazması halinin hiçbir yerde olmadığını, Üzeyir Hacıbeyli Müzesinde gösterilen notaların 1920’de İstanbul Teknik Üniversitesi Profesörü Dr. Süleyman Şenel tarafından bağışlandığı anlatıyordu.
…
Daha sonra VPN maharetiyle biraz Ekşi Sözlük’te gezindim. İtiraf etmeliyim müzikten de makamdan da anlamam. Ancak birisi Sayat Nova'nın "Kamança"sının hicaz makamında olduğunu, Üzeyir Hacıbeyli’nin eserinin ‘hüzzam ile segah’ makamı arasında olduğunu yazmış. Benzeseler de çalıntı olduğunu söylemenin büyük bir iddia olacağından bahsetmiş.
Öğrendiklerim karşısında aydınlandım. Parçaları yerine oturttukça sanki bir yapbozu tamamladım. "Slumdog Millionaire"deki gibi doğru cevapları bilerek bir sonraki aşamaya geçtim.
Sayat Nova gibi bir insanı daha yakından tanıdım. Ermeni kültürüyle Türk kültürünün birbirine ne kadar yakın olduğuna bir kez daha tanıklık ettim. Ufkumu açtım.
Ancak hâlâ gerçek nedir bilmiyorum. İki parçayı da dinledikten sonra şahsi düşüncem çalındığı yönünde. Taktir sizin.
(HA/AÖ)